Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5767 E. 2022/6101 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan bir kısmının, terekeye dahil taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil davası açıp açamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazın mirasçılar arasında fiilen taksim edildiğinin ve dava dışı mirasçıların da hisselerinden feragat ettiklerinin tespit edilmesiyle terekeden ayrılma gerçekleştiği gözetilerek, taşınmazın zilyetlikle iktisabı için gerekli şartların oluştuğu gerekçesiyle davacı mirasçılar lehine verilen yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davada bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz incelemesini yapan dairemizce kısmen onama ve kısmen bozma kararı verilmesi üzerine süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmekle; dilekçelerin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ... ve arkadaşları çekişmeli 122 ada 30 ve 46 parsel sayılı taşınmazların tarla olarak kadimden bu yana kullanıldığını, ekin ekilerek zaman zaman ise kendiliğinden gelen otların biçilmesi suretiyle taşınmazlardan tasarruf edildiğini, zilyetliğin nizasız ve fasılasız sürdürüldüğünü belirterek, çekişmeli taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.

Yargılama sırasında çekişmeli 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazın davacı ...’e kayınpederinden intikal ettiği belirtilerek, 122 ada 46 parselin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tescili isteğiyle netice-i talep tadil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, aşamalarda sunduğu sözlü ve yazılı beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İspir Asliye Hukuk Mahkemesinin, 29.05.2012 tarihli ve 2011/741 Esas, 2012/70 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli 122 ada 46 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ... yararına, 122 ada 30 parsel yönünden ise davacıların tamamı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 122 ada 30 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 6 pay kabul edilerek 2 payının davacı ..., 2 payının davacı ..., 1 payının davacı ..., 1 payının ise ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Birinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.10.2013 tarihli ve 2012/12618 Esas, 2013/14300 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaz muris ... Öztürk’ten kaldığına göre davacıların aktif dava ehliyetlerinin olup olmadığının araştırılması, 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazın davacı ...’e ne şekilde intikal ettiğinin araştırılarak netice hakkında karar verilmesi gereğine değinilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İspir Asliye Hukuk Mahkemesi 29.05.2018 tarihli ve 2013/384 Esas, 2018/575 Karar sayılı kararıyla dava konusu 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazın ...'e kayınbabasından intikal ettiği ve ... tarafından tarla olarak kullanılageldiği, 122 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ise evveliyatında davacıların murisi ... Öztürk'e ait iken ölümüyle davacılara intikal ettiği ve tarla olarak kullanılageldiği hususlarının sübut bulduğu, her ne kadar tanık ve mahalli bilirkişiler özellikle 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden ...'in ölümünden sonra taksim edilip edilmediği hususlarında bilgi sahibi olmasalar da, muris ...'in dava dışı mirasçılarının dosyaya ibraz ettikleri dilekçelerinde taşınmazda hisselerinin bulunmadığını ve feragat ettiklerini belirtmiş olmaları karşısında, 122 ada 30 parsel sayılı taşınmazın muris ...'in ölümü sonrasında taksim ile davacılara kaldığı hususunun sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 122 ada 30 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 6 pay kabul edilerek 2 payının davacı ..., 2 payının davacı ..., 1 payının davacı ..., 1 payının ise ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karara karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, çekişmeli taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığının tereddütsüz biçimde belirlenmediğini, ham toprak vasıflı taşınmazın yalnızca sürülmesi ya da temizlenmesinin imar ve ihya sayılamayacağını, zilyetlikle iktisap süresinin ihya tamamlandıktan sonra işlemeye başlayacağını, bilirkişi raporları ile ihyanın tamamlandığı tarihin tereddütsüz belirlenmediğini, taşınmazın tescile tabi bir yer olup olmadığı yeterince araştırılmadan eksik araştırma sonucunda verilen kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. İkinci Bozma Kararı

6.1. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16/02/2022 tarihli ve 2021/4102 E., 2022/1193 K. sayılı kararı ile çekişmeli 122 ada 46 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının yerinde görülmediğinden hükmün onanmasına;

6.2. 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın muris ... Öztürk’ten intikal ettiği, murisin eldeki davanın tarafı olmayan mirasçılarının davaya muvafakat ettikleri gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ... Öztürk’ün terekesinin TMK'nın 701. ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, yine murisin davacılardan başka mirasçılarının bulunduğunun dosya arasında yer alan kayıtlar ile sabit olduğu, davacılar terekeden gelen bir taşınmazın müstakilen adlarına tescilini talep ettikleri, bir mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, 3. kişi davalıya karşı tapu iptali ve kendi adına tescil isteminde bulunmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı, ancak bu halde, davacının dava konusu taşınmazın muristen satış, bağış veya terekenin taksimi yoluyla kendisine geçtiğini, kısacası taşınmazın terekeden ayrıldığını ve bu yolla kendisine intikal ettiğini ispat etmesi gerektiği, ne var ki somut olayda mahallinde alınan beyanlardan murisin terekesine dahil 122 ada 30 parsel sayılı taşınmazın taksim, paylaşım vb. hukuki bir sebeple davacılara geçtiği ispat edilmediğinden, davanın tarafı olmayan mirasçıların davaya muvafakatlarının sonuca etkili olmayacağı, bu nedenle Mahkemece bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

7. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16/02/2022 tarihli ve 2021/4102 E., 2022/1193 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili ile davalı Hazine vekili karar düzeltme yoluna başvurmuştur.

8. Karar Düzeltme Nedenleri

8.1. Davacılar vekili, 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma kararının yerinde olmadığını belirterek, bozma kararının kaldırılmasını, kararın onanmasını talep etmiştir.

8.2. Davalı Hazine vekili, 122 ada 46 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen onama kararının yerinde olmadığını belirterek, onama kararının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Türk Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü düzenlenmiştir.

9.2.2. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya Yasa'da gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

9.2.3. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesi “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 702/2. maddesi, “Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir” hükmünü taşımaktadır. Ne var ki bu kural, uygulamada yumuşatılarak, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.10.1982 tarihli, 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla, bir ortağın tek başına dava açabileceği; ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.

9.2.4. TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Ne var ki bir mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, 3. kişi davalıya karşı tapu iptali ve kendi adına tescil isteminde bulunmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ancak bu halde, davacının dava konusu taşınmazın muristen satış, bağış veya terekenin taksimi yoluyla kendisine intikal ettiğini, kısacası taşınmazın terekeden ayrıldığını ve bu yolla kendisine intikal ettiğini ispat etmesi gerekecektir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Davalı Hazine vekilinin 122 ada 46 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteği yerinde değildir.

9.3.2. Davacılar vekilinin 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince; davacılar kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince muris ... terekesinin yöntemince taksim edilmediğinden terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda mirasçıların tek başlarına 3. kişi konumundaki kişilere dava açamayacağı gerekçesiyle bu taşınmaza yönelik hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, muris ...’in dava dışı mirasçıları vermiş oldukları dilekçeler ile kendilerine isabet eden payları kadastro tespiti öncesinde davacılara bıraktıklarını ve haklarından bu şekilde feragat ettiklerini söylediklerine göre, taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde davacılara isabet ettiği, bu şekilde terekeden ayrıldığı anlaşıldığından, davacıların taşınmazın kendi adlarına tescilini talep etmelerinde bir engel kalmamaktadır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde de davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle kabul kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin 122 ada 30 parsele ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

1. Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davalı Hazineden HUMK'un 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 660,00 TL para cezası alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca ret harcı alınmasına yer olmadığına,

2. Davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.un 440. maddesi uyarınca kabulüne, yukarıda belirtilen gerekçelerle Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16/02/2022 tarihli ve 2021/4102 Esas, 2022/1193 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, hükmün 122 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik kısmının açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince ONANMASINA, alınan peşin harcın karar düzeltme talep edene iadesine, 26/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.