Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5811 E. 2023/2236 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte bonolarla başlatılan icra takibi sonucu yapılan ihaleyle el değiştiren taşınmazlar için tapu iptali ve tescil davası ile borçlu olmadığının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Sahte senetlerle başlatılan icra takibi sonucu taşınmazların devredildiği, ancak sonradan iyiniyetli üçüncü kişilerin haklarının korunması gerektiği ve davacıların borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin taleplerinin yerinde olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı kısmen onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil,tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalılar ..., ... ve ... yönünden tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, davalı ... Şen yönünden davanın reddine, ... terekesi yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 1994/10896 Esas sayılı dosyasındaki takibe konu 21/08/1993, 21/08/1993 ve 21/10/1993 tarihli bonolar yönünden davacıların murisi ...'nun borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, miras bırakanları...'in maliki olduğu 118 ada 8, 115 ada 9, 109 ada 1 ve 107 ada 9 parsel sayılı taşınmazların sahte bono düzenlenerek başlatılan takip sonucunda davalı ...'e ihale edildiğini, sahte senetleri düzenleyenlerden ...'in davalı ...'in amcası, davalı ...'in babasının arkadaşı olduğunu, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, mirasbırakanın davalılar ... ve ...'e borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., senetlerle ilgisi olmadığını, iyi niyetli olduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini; davalı ..., dava konusunun zamanaşımına uğradığını, babası ... ile ...'in arkadaş olmadıklarını, bir dönem ticari alışverişleri olduğunu, satış bedelini ödediğini; davalı ..., menfi tespit davası açılamayacağını, ... ile bir bağı olmadığını; davalı ..., duruşmadaki beyanında davayla bir ilgisinin olmadığını; davalı ... duruşmada, sadece ... ... tanıdığını, taşınmazı usulüne göre devraldığını; davalı ... duruşmada, senedi ...’dan aldığını, senetteki borçluyu tanımadığını, sonrasında alacağını ...'e temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.05.2013 tarihli ve 2012/285 Esas, 2013/107 Karar sayılı kararıyla, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.05.2014 tarihli ve 2014/2804 Esas, 2014/9163 Karar sayılı kararıyla; "Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 119/1-b maddesinde düzenlendiği üzere dava dilekçesinde bulunması zorunlu olan unsurlar; davacının ve davalının adı, soyadı ve adresleridir. Somut olayda her ne kadar mahkemece zorunlu unsurların bulunmadığı redde gerekçe yapılmış ise de; dava dilekçesinin incelenmesinde; davalıların adresinin yer aldığı, dolayısıyla dava dilekçesinin HMK'nın 119. maddesine uygun olduğu ancak adresten ayrılmaları nedeniyle dava dilekçesinin tebliğ edilemediği görülmektedir.Bu durumda mahkemece yapılması gereken ...; adres araştırması yapmak, bundan sonuç elde edilemezse, mernis adresleri tespit edilerek bu adreslere tebligat yapmak, bundan da sonuç alınamadığı takdirde ilanen tebligat yaparak sonuca gitmektir.Mahkemece bu yol izlenmemiş, adreslerinde bulunamayan davalıların mernis adreslerine tebligat yapılmamıştır.Hâl böyle olunca, gerekçeli kararın davalılara tebliğ edildiği adreslerine dava dilekçeleri tebliğ edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve uygulama yeri bulunmayan HMK'nın 119. maddesinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.02.2016 tarihli ve 2014/76 Esas, 2016/37 Karar sayılı kararıyla, tescilin yolsuz olduğu ancak son kayıt maliklerinin iyiniyetli olduğu; menfi tespit isteminin şartlarının oluşmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 01.07.2020 tarihli ve 2020/908 Esas, 2020/3297 Karar sayılı kararıyla; "Hemen belirtmek gerekir ki, sahteliği sabit olan 3 adet bono kullanılarak başlatılan takip sonucu takip alacaklısı ...’ün takip dosyasındaki hak ve alacaklarını temellük eden davalı ... adına ihale ile oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ancak ikinci el konumundaki diğer davalıların iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı kuşkusuz olup davalılar ..., ... ve ...’nün köyüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı; 118 ada 8 parsel bakımından ise tapu iptal ve tescil istemli davanın dava tarihi itibariyle kayıt maliki olan ...’a yöneltilmediği gözetilerek tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacılar eldeki davada, tapu iptal ve tescil talebi yanında icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti isteminde de bulunmuş olup davacıların tescilin illetini oluşturan cebri icranın yapıldığı icra takip dosyasına konu edilen senetler yönünden icra hukukundan bağımsız olarak HMK'nın 106. maddesi çerçevesinde borçlu olmadıklarının tespitini istemek yönünden hukuki yararlarının bulunduğu kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, yukarıda anılan ağır ceza mahkemesinin dosyasındaki olgular gözetilerek davacıların takibe konu edilen ve sahteliği sabit olan senetler yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D.Mahkemesince İkinci Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.02.2022 tarihli ve 2021/3 Esas, 2022/32 Karar sayılı kararıyla, taşınmazların yolsuz tescile dayalı olarak muris Miktat Salih'in mülkiyetinden çıktığı, ancak taşınmazların son malikleri davalılar ..., ... ve ...'ın taşınmazın önceki devrinin yolsuz tescil olduğunu bildikleri veya bilebilecek durumda olduklarının, ya da iyi niyetli olmadıkları hususunun ispatlanamadığından anılan davalılar yönünden tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalılar ... ve ... yönünden kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, ... yönünden de kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, ... terekesi yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda takibe konu senetlerin sahteliğinin sabit olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 1994/10896 Esas sayılı dosyasındaki takibe konu 21/08/1993, 21/08/1993 ve 21/10/1993 tarihli bonolar yönünden davacıların murisi ...'nun borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; iptal tescil isteğinin reddedilmesi yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,davacıların mirasbırakanı...’e ait 4 adet taşınmazın sahte senetler, muvazaalı takipler ve yolsuz işlemler ile üçüncü kişiler adına tescil edildiğini, bu nedenle...’in şikayetçi olduğunu, davalılar hakkında ceza davası açıldığını, ... 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/73 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde sanıkların cezalandırılmasına karar verildiğini,iyi niyetli olduğu iddia edilen ...’in de mahkum olduğunu,... ile davalı ...’in birlikte hareket ederek sahte evraklar ile dolandırıcılık yaptıklarının sabit olduğunu, ...’in davalılar ... ve ...’e hiç bir borcu bulunmadığını, 9 parsel sayılı taşınmazın satış yoluyla ...’e, İlkay’dan hibe ile...’e devredildiğini, ... tarafından da davalı ...’e bedelsiz olarak temlik edildiğini, 1 parsel sayılı taşınmazın ise, satış yolu ile ...’e geçtiğini, İlkay’ın taşınmazı eşi olan ...’ye hibe ettiğini, ...’nin de taşınmazı kızkardeşi ...’a devrettiğini, 9 parsel sayılı taşınmazın da satış yoluyla ...’e geçtiğini, İlkay’ın taşınmazı eşi ...’ye hibe ettiğini, ...’nin taşınmazı ...’e satış yoluyla devrettiğini, ...’ın da ...’e devrettiğini, yapılan bu devrin bedelsiz olduğunu, 8 parsel sayılı taşınmazın ise, satış yoluyla ...’e devredildiğini, İlkay’ın taşınmazı ...’ya temlik ettiğini, ...’ın da taşınmazı ...’e devrettiğini, son kayıt maliklerinin birbirlerini tanıdıklarını ve kötü niyetli olduklarını, iptal-tescil istekleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ... Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, 09.07.2002 tarihli bilirkişi raporunda icra takiplerine konu olan 3 adet senedin...’in elinden çıkmadığını, ancak, ...’in ve ...’in eli ürünü de olmadığının belirlendiğini,davalının senetlerle bir ilgisinin bulunmadığını, senetlerde alacaklı görünen kişinin noterde davalıya alacağını temlik ettiğini, davalının da icra dosyasına noterde yapılan temliknameyi sunarak taşınmazların satışını istediğini ve yapılan ihale sonucu taşınmazları alacağına mahsuben aldığını, davalı ...’ın senetlerle bir ilgisi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacılardan, 4.098,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.