"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/399 E., 2021/717 K.
DAVALILAR : Hazine vekili Avukat ..., ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili Avukat ..., ... Belediye Başkanı
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli 2015/1184 Esas, 2016/3042 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyünde 1977 yılında yapılan kadastro çalışmalarında kayalık olması nedeni ile tespit harici bırakılan, dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen dava dışı 617 parselin sınırında bulunan taşınmaz bölümünün 1985 yılından beri aralıksız olarak tarım arazisi olarak kullanıldığını ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili ve ... vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2012 tarih ve 2010/164 Esas, 2012/75 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.321,93 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.03.2013 tarihli 2012/9058 E- 2013/3741 K. sayılı kararıyla; “...taraf teşkilinin dava koşulu olması nedeniyle davanın ilgili Kamu Tüzel Kişisine yöneltilmesi ve TMK'nun 713/3 üncü maddesi uyarınca yasal hasım olması nedeniyle davanın kabulü halinde Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişisinin harç ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı belirtilerek” karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli 2015/1184 E- 2016/3042 K. sayılı kararıyla; “6360 sayılı Kanun gereğince ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkilinin sağlanması, yapılan araştırma ve incelemenin karar için yetersiz olduğu açıklanarak dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek yöntemince incelettirilmesi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılması, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin belirlenmesi, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının belirlenmesi bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinden toplanan tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Çatalca 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.11.2021 tarih ve 2016/399 Esas, 2021/717 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tescil dışı bırakılması işleminin kesinleştiği 04.09.1995 tarihi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunmasına Dair 2863 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin 5226 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle değiştirilmesi sonucu sit alanlarının zamanaşımı ile kazanılması yolunun kapatılmasına ilişkin değişikliğin yürürlüğe girdiği 14.07.2004 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
D. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemenin verdiği ret kararının hatalı olduğunu, açtıkları davanın daha önce iki kez kabul edildiğini, Yargıtay incelemesi sonucu 20 yıllık zilyetlik süresine ilişkin bir bozma yapılmadığını, bu yönden davacı lehine kazanılmış hak oluştuğunu, kaldı ki davacının 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğunu,taşınmazın sit alanında kalmasının tescile engel olmadığını, taşınmazın tarım alanı vasfında olduğunu, komşu taşınmazların tapuya kayıtlı olduğunu, bu durumun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, Mahkemenin zilyetlik süresinin başlangıcının 2/B çalışmaları baz alarak 1995 yılından başlatmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporlarına göre zilyetlik süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten başlatılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın 1949 yılında yapılan orman sınırlandırılmasında ormanda kalmadığını, hava fotoğrafları incelemesine göre imar ihyanın 1975 yılından önce olduğu ancak taşınmazın ortasından yol geçmiş olması nedeniyle 1972 yılından önce tamamlanmamış olduğunun belirtildiğini, açtıkları davayı ispat ettiklerini belirterek ve resen görülecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmaz bölümü, 1977 yılında ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında kayalık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; özellikle davacının dava konusu ettiği çekişmeli bölümü kullanmaya başladığını iddia ettiği 1985 yılından taşınmazın I. Derece Arkeolojik sit alanına alınma tarihi olan 1995 tarihine kadar yasada aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmamış olmasına göre davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...