Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6272 E. 2022/7922 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı işlemlerin muris muvazaası ve mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde denkleştirme, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı tarafından tenkis koşullarının oluştuğu ispat edilemediği ve bozma kararına uygun işlem yapıldığı gerekçesiyle, davanın reddine dair hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ile tescil olmazsa denkleştirme, o da olmazsa tenkis istemli dava sonunda İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.04.2022 tarihli ve 2020/208 Esas ve 2022/146 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 06.12.2022 Salı günü saat 10:50'de taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası .....’in maliki olduğu 444 parsel sayılı taşınmazını ikinci eşi olan davalı ...’ye satış göstererek devrettiği gibi bedelini ödeyerek satın aldığı 2, 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümleri de ... adına tescil ettirdiğini, ...’nin de diğer davalı çocuklarına bedelsiz olarak temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalıların alım güçleri bulunmadığını, murisin ilk eşinden olma çocuğu olması nedeniyle kendisini dışladığını ve arayıp sormadığını ileri sürerek öncelikle muris muvazaası nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 669 uncu ve devamı maddeleri uyarınca denkleştirmeye tabi tutularak ya aynen ya da mahsuben denkleştirilmesini, bunun da mümkün olmaması halinde tenkisini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, 444 sayılı parselin muris tarafından bağışlandığını, diğer dava konusu taşınmazların ise muris ile bir ilgisinin bulunmadığını, davalılardan .... tarafından bedeli karşılığında üçüncü kişilerden alındığından iptal-tescile konu edilemeyeceğini, denkleştirme ve tenkisin şartlarının da oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, bağışlamaya konu 444 sayılı parsel yönünden 01.04.1974 tarihli ve ½ sayılı İBK’nın uygulama yeri bulunmadığı, yapılan bağış işleminde saklı pay kuralını etkisiz kılma amacı ispat edilemediğinden tenkis de istenemeyeceği, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden de gizli bağış iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 21.01.2020 tarihli ve 2016/17397 Esas ve 2020/311 Karar sayılı kararı ile; “… Dava konusu taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarihli ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı saptanarak iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi doğrudur. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ne var ki, davacı taraf muris muvazaası hukuksal nedeni yanında terditli olarak 4721 sayılı TMK’nın 669. ve devamı maddeleri uyarınca denkleştirme nedenine de dayanmıştır. Ancak Mahkemece, bu neden üzerinde hiç durulmadan ve olumlu-olumsuz bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, 4721 sayılı TMK’nın 669. ve devamı maddeleri uyarınca denkleştirme talebi üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu neden üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 26.04.2022 tarihli ve 2020/208 Esas ve 2022/146 Karar sayılı kararı ile; davacının denkleştirme talebi yönünden de davanın reddine karar verilmiştir

4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, murisin kendisine karşı babalık görevini yerine getirmediğini, murisin bağış işlemiyle saklı payını bertaraf etmeyi amaçladığını, mirasbırakan ile arasının açık olduğunun sabit olduğunu, murisin bağış dışındaki dava konusu taşınmazları ikinci eşinin adına aldığını ve sonrasında taşınmazların ikinci eşinden olan çocuklarına devredildiğini, ikinci eşin taşınmazları alacak ekonomik gücü olmadığını, tenkis ve mirasta denkleştirme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, denkleştirme oranının hatalı hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK’nın 669 uncu maddesine dayalı denkleştirme, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK'nın 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. TMK'nın 669 uncu maddesinde “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.” hükmü düzenlenilmiştir.

6.2.3. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık TMK uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nın 506 ncı maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

6.3. Değerlendirme

Dairenin (IV/2.) numaralı paragrafta belirtilen hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılıp özellikle tenkis koşullarının oluştuğu da ispat edilemediğinden, davanın reddine ilişkin karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.