Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6680 E. 2024/1723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından kullanılan taşınmazlar üzerinde davalı Hazine adına tapu kaydı bulunması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeden, özellikle de davacılara ait tapu kaydının kapsamının belirlenmesi, zilyetlik şartlarının detaylı araştırılması ve taşınmazın niteliğine ilişkin yeterli bilirkişi incelemesi yapılmadan karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/177 E., 2021/163 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; Nevşehir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında kardeşi ... ile kendisinin tasarrufunda bulunan 50 dönüm yüz ölçümündeki tarlanın bir kısmının 11963 parsel numarası ile kendisi ve kardeşi adına, kalan kısımlarının ise 12012 ve 11957 parsel numaraları ile sırasıyla davalılar Hazine ve ... adına tespit edildiğini, taşınmazın ölümünden önce 50 yıl süreyle babaları ..., ölümünden sonra da kendileri tarafından kullanıldığını ileri sürerek 12012 ve 11957 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kendisi ve kardeşi ... adına tescilini talep etmiştir.

Davacılar ... ve ... vekili 11.02.1991 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesini ıslah ettiğini, ...'i davacı olarak davaya dahil ettiğini belirterek iptal edilen taşınmaz bölümlerinin ya eski parsele eklenmek ya da yeni parsel numarası verilmek suretiyle 1/2 oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

Davacı ...'in yargılama sırasında ölmesi üzerine davaya mirasçıları tarafından devam olurmuştur. Davacı ... mirasçısı ... 15.06.2015 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; 15.10.1990 tarihli duruşmada davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, davacı lehine edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 08.03.1993 tarihli ve 1990/110 Esas 1993/80 Karar sayılı ilamıyla; dinlenen beyanlara göre dava konusu her iki taşınmazın davacıların babası ...'e aitken ölümüyle iki çocuğuna intikal ettiği, davalı ...’in 11957 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde kalan kısmında herhangi bir hakkının bulunmadığını beyan ettiği, 12012 parsel sayılı taşınmazın 11963 parsel sayılı taşınmazın parçası iken miktar fazlası olarak Hazine adına tespitinin yapıldığı gerekçesiyle davaya konu 12012 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı tapusunu iptali ile davacı adına tesciline, ayrıca 11957 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.250 metrekare kısmının tapu kaydının iptali ile 1/2'şer payla davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 29.06.1995 tarihli ve 1994/10294 Esas 1995/7453 Karar sayılı ilamı ile; davacılara ait 11963 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 13.12.1963 tarih 18 ve 30 sıra numaralı tapu kayıtlarının getirilerek mahallinde uygulanmadığı, bu tapu kayıtları uygulanmak suretiyle tapu kaydının bir sınırının çay okuduğu gözetilerek dava konusu taşınmazın çay yatağı olup çaydan kazanılan bir yer olup olmadığı hususunun jeolog bilirkişi ile incelenmesi, taşınmazın davacıların mirasbırakanlarından davacılara ne şekilde intikal ettiğinin aydınlatılması, ayrıca davacılarla birlikte mirasbırakanları ... ve tüm mirasçıları hakkında senetsiz araştırması yapılması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 13.02.2014 tarihli ve 1995/280 Esas 2014/73 Karar sayılı ilamıyla; taşınmazın davacıların fiili kullanımına kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen taşınmazın kendilerine taksim sonucu düştüğünü kanıtlayan bir belge sunmadığı, yerel bilirkişi bu yönde beyanda bulunmuş ise de bu husustaki soyut beyanın yeterli olmadığı ve bilirkişinin yaşı itibariyle beyanının esas alınamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı Hazine aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabul nedeniyle kabulüne, 11957 parsel sayılı taşınmazın 27.07.1992 tarihli bilirkişi raporunda kırmızı ile gösterilen 4.250 metrekarelik kısmının tapusunu iptali ile davacılar Hamza ile ölü davacı ... mirasçıları adına 1/2 hisseyle tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2015/21248 Esas 2018/771 Karar sayılı ilamı ile; yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, dayanak tapu kayıtlarının Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil ilamına istinaden oluştuğu ve bu nedenle anılan ilama taraf olan Hazineyi bağlayacağı, ilamın ekinde krokisinin bulunduğu, bu nedenle tapu kaydının kapsamının miktarına göre değil haritasına göre belirlenmesi gerektiği, haritanın uygulanabilir olmaması halinde sınırları uygulanmak suretiyle kapsamının belirlenmesi ve bir sınırının dere olması nedeniyle miktarına itibar edilmesi gerektiği, davaya konu taşınmazın tapu kapsamının dışında kaldığının anlaşılması halinde zilyetlik koşullarının araştırılması, taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeleri rapor alınması ve ziraat bilirkişisi vasıtasıyla niteliğinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklar yeniden dinlenerek öncesi davacıların dedesi ...’ya ait olan taşınmazın ölümünden sonra babaları ...'e ve daha sonra davacılara hangi nedenle kaldığının ve davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının aydınlatılması gerektiği, mirasbırakan ... ve mirasçıları adına belgesizden tespit edilen taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanaklarının getirilerek incelenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamı öncesi ve sonrası da toplanan delillere göre taşınmazın kök mirasbırakan ...'e aitken ölümü ile davacıların babası ...'ya daha sonra da davacılara intikal ettiği, davacılar tarafından fiilen kullanılan taşınmazlar hakkında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı Hazine adına kayıtlı 12012 parsel sayılı taşınmaz ile davalı ... adına kayıtlı 11957 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında Hamza ve ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik araştırmayla karar verildiğini, davacılar lehine zilyetlikle edinilebilecek taşınmaz miktarına ilişkin sınırların araştırılmadığını, davalı Hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, ayrıca Hazine aleyhine harca hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü v.d. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; davacılara ait 11963 parsel sayılı 26.900 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 13.12.1963 tarihli ve 18 ve 20 sıra numaralı tapu kayıtları ve harici satış nedeniyle 21.06.1988 tarihinde ... ve ... adına tespit edildiği, davaya konu 12012 parsel sayılı 15.100 metrekate yüzölçümündeki taşınmazın 11963 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olarak tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edildiği, davaya konu 11957 parsel sayılı 20.800 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve taksim nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği anlaşılmıştır.

2. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Bilindiği üzere; Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulan ve yukarıda özetlenen bozma ilamında, davacılara ait 11963 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 13.12.1963 tarihli ve 18 ve 20 sıra numaralı tapu kayıtlarının dayanağı olan tescil ilamına ait haritanın uygulanarak kapsamının belirlenmesi, haritanın uygulanabilir olmadığının anlaşılması halinde kayıt miktarına değer verilmesi, varsa tapu kaydı kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümü yönünden zilyetlik araştırması yapılması, ayrıca taşınmazın üst soylarından davacılara ne şekilde intikal ettiği hususları aydınlatılarak aktif husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir. Ne var ki, bozma ilamından sonra yapılan 06.09.2019 tarihli keşifte dayanak tapu kaydının tescil haritası uygulanarak kapsamı belirlenmemiş; dinlenen yerel bilirkişilerin taşınmazın davacılara ne şekilde intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı hususunda detaylı beyanları alınmadığı gibi önceki tarihli keşiflerde davacılar ... ve ...'in zilyetliğinden söz edilmesine rağmen yapılan nihai keşifte davacının oğlu ...'in kullandığı beyan edilmiş ise de beyanlar arasında meydana gelen çelişkiler giderilmemiş, kullanımın herhangi bir akdi veya irsi ilişkiye ya da taksime dayanıp dayanmadığı aydınlatılmamış, davacı ...'in yargılama sırasında öldüğü ve mirasçılarından ...'in de davadan feragat ettiği dikkate alınarak aktif husumet ehliyeti hususunda değerlendirmede bulunulmamıştır. Öte yandan, bozma ilamı sonrasında düzenlenen fen bilirkişisi raporu bozma ilamında sözü edilen harita ve tapu kaydı uygulamalarını kapsamadığı gibi 11957 parsel sayılı taşınmazın şekli ve davaya konu alanın yüz ölçümü bakımından bozma ilamından önce düzenlenen 27.07.1992 tarihli teknik bilirkişi raporu ile uyuşmamaktadır. Nihai olarak, davaya konu taşınmazların geçmişteki ve şimdiki nitelikleri konusunda düzenlenen ziraat ve jeoloji mühendisi bilirkişi raporları da bozma ilamında açıklanan hususları karşılamamaktadır.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi mahallinde yeniden usulüne uygun olarak yapılacak keşifte davacıların taşınmazına ait tapu kaydının dayanağı tescil ilamının haritası yöntemince uygulanmalı, haritanın uygulanabilir olmaması halinde tapu kaydının sınırları ayrı ayrı okunmak suretiyle yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, bu şekilde tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazın sınırlarında değişebilir ve genişleyebilir sınır niteliğinde olan dere bulunması sebebiyle tapu kaydının miktarına itibar edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye imkan verir ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim ettirilmeli, çekişmeli taşınmazın tapu kayıtları ve tescil krokisinin kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde ise yerel bilirkişiler ve tanıklara çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime hangi hukuki sebeple kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kök mirasbırakan ve mirasçılar arasında satın alma, takas, bağış ve hibe gibi taşınmazın davacılara devri sonucunu doğuran hukuki işlemler bulunup bulunmadığı ve taşınmazın zilyetliğinin devredilip devredilmediği hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, davacıların aktif husumetinin bulunduğunun anlaşılması halinde davacılar ve taşınmaz üzerinde eklemeli olarak zilyetliği bulunan tüm üstsoyları adına belgesizden tespit ve tescil edilen tüm taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları dosyasına konulmalı, jeolog bilirkişisinden dava konusu taşınmazın sınırında dere bulunduğu göz önünde bulundurularak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, ziraat bilirkişisinden taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, çekişmeli taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, ayrıca taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi dönemlere ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çekişmeli taşınmazların hava fotoğraflarındaki niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.