Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6730 E. 2023/4869 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mirasçısı olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında mirasçı olarak gösterilmeyen davacının, kadastro tespiti kesinleştikten sonra açtığı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasçılığı, kadastro tespitindeki hata nedeniyle göz ardı edilmiş olup, bu durumun kadastro öncesi bir nedene değil, kadastro tespiti sırasında açığa çıkan ve miras hakkını ketmeden bir olguya dayandığı, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.12/3'te öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/520 E., 2022/619 K.

DAVA TARİHİ : 23.10.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/659 E., 2018/350 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası Hasan Kandemir'in mirasçısı olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında mirasçı olarak gösterilmediğinden mirasbırakana ait dava konusu 106 ada 27 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespit tutanağında mirasbırakanın başka mirasçısının bulunmadığı belirtilerek hata yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, davacının kötüniyetli olarak dava açtığını, mirasbırakan babalarının ölümünden sonra İstanbul'daki bir daireyi ve Yalvaç'taki başka bir daireyi davacıya verdiklerini, davacının hiçbir hakkının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.11.2018 tarihli ve 2018/726 E. 2018/613K. sayılı kararıyla; miktar itibarıyla kararın kesin olduğundan bahisle davacının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, 29.01.2019 tarihli ek kararıyla da, kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin 362/1-a maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.12.2021 tarihli ve 2021/3503 E. 2021/7604 K. sayılı kararıla; 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin yürürlük tarihinden bağımsız olarak henüz kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, sirayet edeceği tereddütsüz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilip, istinaf incelemesi yapılması için dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu 106 ada 27 sayılı parsel taşınmazın yapılan kadastro tespitinin 31.07.1992 tarihinde kesinleştiği, davacının ise kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 25.06.2018 tarihinde dava açtığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.1 inci maddesi uyarınca davacı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ...’ın da mirasbırakan Hasan Kandemir’in mirasçısı olduğu halde dava konusu taşınmazın adına tescil edilmediğini, kadastro sırasında yapılan hata sonucunda davacı da mirasçı olduğu halde unutulduğunu, böylesi durumda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 599 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1-Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 106 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 16.04.1990 tarihli kadastro tespitinde, taşınmazın Hasan Kandemir'in zilyetliğinde iken ölümü ile mirasçı olarak karısı Zübeyde ile evlatları Ayşe, Melek ve Mukaddes'i bıraktığı ve başka yasal mirasçısının olmadığı gerekçesiyle senetsizden davalılar adına tespit edildiği ve askı ilanı süresinde itiraz edilmeksizin 31.07.1992 tarihinde kesinleştiği, aynı tarihte davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2- Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açıldığı ve Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de davacı, mirasbırakan Hasan Kandemir'in mirasçısı olduğu halde mirasçı olarak gösterilmemesi neticesinde dava konu taşınmazdaki miras hakkını alamadığını, belirterek miras hakkının ketmedildiğini iddia etmiş olup davada dayanılan ketmi verese olgusu kadastro öncesi neden değil kadastro tespiti sırasında açığa çıkan bir durumu ifade ettiği ve mirasbırakanın ölümü ile davacının mirasçılığı kanunen kendiliğinden oluştuğu davacının kanuni mirasçılığı tespit tutanağındaki hatalı işlem ile ortadan kaldırılmayacağı için Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

4. Hal böyle olunca işin esasının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1 inci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.