"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/53 E., 2022/1118 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde mevkii ve sınırlarını belirttiği yaklaşık 100.000 m2’lik taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakıldığını, taşınmazı masraf ve emek sarf ederek imar-ihya edip 20 yılı aşkın zamandır tarım arazisi olarak kullandığını ileri sürerek adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.2012 tarihli ve 2010/829 E. 2012/706 K. sayılı kararıyla; zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle harita bilirkişisi ...'nın krokisinde (A) harfi ile gösterilen 99.011,33 m2’lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.12.2013 tarihli ve 2013/951 E. 2013/19302 K. sayılı kararıyla: “...Davacının tanık listesinde belirttiği tanıklardan bir kısmı taraflarca vazgeçilmediği ve Mahkemece de bu yönde bir karar alınmadığı halde dinlenilmediği, keşif sırasında üç yerel kişinin birlikte dinlenilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava tarihi olan 28.12.2010 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl (1980-1990 tarihleri arası) öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilmesi, yapılacak keşifte hava fotoğraflarının usulünce uygulanması, dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığı, para ve emek sarfının ne şekilde yapıldığı, zilyetlik süresinin ne zaman başladığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, komşu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye işaret ettirilmesinin sağlanması, hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğünden istenen paftaların 1980-1990 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğrafları ile paftalar olması gerektiğinin gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konusunda uzman bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı rapor istenmesi, üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulu aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu yerin kültür arazi haline getirilen yerlerden bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar ve ihya edilip edilmediği konusunda rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi...” gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.04.2015 tarihli ve 2014/856 E. 2015/324 K. sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava konusu 91 parsel sayılı 99.011,33 m2 yüzölçümlü ham toprak niteliğindeki taşınmazın malik hanesinde gözüken davalıdır ibaresi kaldırılarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.07.2020 tarihli ve 2017/681 Esas, 2020/2724 Karar sayılı kararıyla davalı Hazine temsilcisinin temyiz isteminin süre yönünden reddine; diğer davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden ise Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamında açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesis edildiği, dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ilişkin iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu tarafından incelenmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece yapılan keşifte 1984 yılına ilişkin tek zamanda çekilen hava fotoğrafı üzerinde ve tek jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından inceleme yaptırıldığı, yine bozma ilamında mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının yöntemine uygun şekilde davetiye ile keşif yerine çağrılarak taşınmaz başında etraflıca dinlenilmeleri gerektiği belirtildiği halde Mahkemece yapılan keşifte taraf tanıklarının hiç dinlenilmediği, dinlenen mahalli bilirkişilerin de birbirinin kopyası ve tekrarı şeklinde yetersiz beyanlarda bulundukları, öte yandan uyulmasına karar verilen bozma ilamında komşu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiklerinin araştırılması gerektiği belirtildiği halde komşu taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanakları ve dayanaklarının tamamının getirtilmediği, ayrıca taraflar hakkında yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması yapılmadığı, aynı gün temyiz incelemesi yapılan dava dosyalarında tutanağı bulunan 39 sayılı parselin davacı adına paylı tespit edildiği anlaşıldığı halde bu parselin tutanağı da getirtilerek değerlendirilmediği, eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava konusu 91 parsel sayılı 99.011,33 m2 yüzölçümlü ham toprak niteliğindeki taşınmazın malik hanesinde gözüken davalıdır ibaresi kaldırılarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine temsilcisi; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ... vekili; eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, davacı lehine imar-ihya ile mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğini, ayrıca davalılar yasal hasım olduğu halde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3.Davalı ... vekili; eksik araştırma sonucunda karar verildiğini, davacı lehine imar-ihya ile mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğini, ayrıca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 1971 yılında Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, yargılama sırasında 28.08.2014 tarihinde malik hanesine “davalıdır” ibaresi yazılarak 91 parsel numarasıyla 99.011,33 m2 olarak tapuya kaydedildiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda, Mahkemece zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; son bozma kararında jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazda imar-ihyanın tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresinin saptanması gerektiği vurgulandığı halde bozma sonrası alınan jeodezi bilirkişi kurulu raporunda hava fotoğraflarının yıllarına göre ayrı ayrı değerlendirilmediği, yaklaşık 100 dönümlük taşınmazın imar-ihya işlemlerine 1984 yılında başlanıp aynı yıl tamamlandığının belirtildiği, diğer yandan 1984 ve 1992 yıllarına ait hava fotoğrafları rapora koyu siyah ya da bulanık şekilde kopyalandığından denetlenemediği gibi 2002 yılına ait hava fotoğraflarına çıplak gözle bakıldığında dahi taşınmazın bir kısmında imar-ihya olmadığının gözlemlendiği, bu durumun çelişki oluşturduğu, yine ziraat mühendisi bilirkişi kurulu raporunda da imar-ihya hususunda hiç bir değerlendirme yapılmadan yalnızca anılan jeodezi bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğu, yetersiz ve soyut bilirkişi raporlarıyla yetinilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca; Mahkemece, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile daha önceki bilirkişilerden farklı seçilecek üç jeodezi-fotogrametri mühendisi kurulu, üç ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, ne şekilde imar-ihya edildiği ve hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının dayanak kayıtlarıyla birlikte getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduklarının üzerinde durulmalı;
4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması nedeniyle imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli;
5. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, hava fotoğraflarının yıl yıl değerlendirilmesi suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
6. TAKBİS parsel sorgulama sayfası üzerinden yapılan sorgulamada dava konusu 91 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma işlemine tabi tutulduğu anlaşıldığından, fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazın toplulaştırma sonucu hangi parsel/parseller içerisinde kaldığını da belirtir şekilde krokili ve koordinatlı rapor alınmalı;
7.Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
8.Kabule göre de, jeodezi bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında "91(A)" olarak gösterilen kısımdan bahsedildiği halde Mahkemece 91 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında karar verilerek çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ... Başkanlığına ve davalı ... Başkanlığına iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.