"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen dosya yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin önceki tarihli kararının, davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmesi üzerine, duruşma günü olarak saptanan 06/06/2023 Salı günü saat 10:00'da Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşıldığından temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarihli ve 2016/15577 Esas, 2020/839 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın asıl dava yönünden reddine, birleşen dava yönünden ise; davacı ...'nun davasının tüm parseller yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine; davacı ... dışındaki davacılar yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Kadastro sonucu, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 1, 5 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 4.524.17, 4.244,73 ve 4.834,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, ifraz ve taksim nedeniyle; 104 ada 21 parsel sayılı 7.588,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... mirasçıları olan ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras hisseleri oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalılar ise, çekişmeli 104 ada 1, 5, 8 parsellerin tapu kayıtları nedeniyle adlarına tespit edildiğini ve davacıların murisi ...’nun hissesini tespite esas 23.8.1985 tarih 43 sıra numaralı tapu kaydı ile davalılardan ...’e kayden satıp devrettiğini, çekişmeli 104 ada 21 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün miras malı olmayıp yakın miras bırakanları ... ... tarafından 3.kişiden satın alınan bir yer olduğunu, geri kalan bölümünün ise mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile kendilerine isabet ettiğini, davacıların murisi ...’e ise taksimen komşu 104 ada 23 parselin bırakıldığını belirterek tapu kaydı ve taksim gerekçesiyle davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2016 tarihli ve 2013/421 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın müşterek kök muristen intikal ettiği ve murisin tüm mirasçılarına ait olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen dosya yönünden davanın kabulüne, çekişmeli 104 ada 1, 5, 8 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların miras hisseleri oranında iptali ile iptal edilen kısımların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarihli ve 2016/15577 Esas, 2020/839 Karar sayılı kararıyla: ‘’Çekişmeli 104 ada 1, 5 ve 8 parseller tapu kayıtlarına istinaden davalı taraf adına tespit ve tescil edilmiş olup, tespite esas kayıtlardan Ağustos 1985 tarih ve 43 sayılı tapu kayıtlarının incelenmesinde; anılan taşınmazların tarafların müşterek murisi Havva’dan intikal ettiği, Havva’nın 1973 tarihinde ölümü ile kocası Hasan ve evlatları Binnaz, davacıların murisi ... ve diğer mirasçı Binnaz’a terk ettiği; bilahare Binnaz ve ...’nin, ... 1. Noterliği'nden verdikleri 15.03.1973 tarih ve 1471 sayılı vekaletnamenin aynı noterlikten tasdikli 26.12.1984 tarih ve 20215 sayılı örneği ile hisselerinin tamamını vekilleri ... vasıtasıyla bilvekale ... oğlu ...’e sattıkları gerekçesiyle ...'nin hissesinin ... adına tescil edildiği anlaşılmakta olup, davacıların murisi ... 1976 tarihinde ölmüş olup, vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi sona ereceğinden vekilin yapmış olduğu söz konusu bu satış hukuken değer taşımamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, paylaşıma dayanan davalı tarafın, paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını ve paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini kanıtlamakla yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgelerle ve bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceği gözönünde bulundurulmak suretiyle, paylaşıma dayanan davalı taraftan bu hususa ilişkin delilleri sorulmalı, varsa dayandıkları kayıt ve belgeler getirtilip dosya tamamlandıktan sonra mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte kök muris ...’in ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemince yapılmış bir taksimin olup olmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, muristen gelen tüm taşınmazların taksime konu edilip edilmediği, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, paylarına karşılık aldıkları taşınır ve taşınmaz mallarının akibetlerinin ne olduğu ve davalı tarafın taksimen diğer mirasçılara bırakıldığını iddia ettiği taşınmazlara ait tutanak ve kayıtlar incelenerek, söz konusu taşınmazların ne şekilde iktisap edildiğine ilişkin hususlar yerel bilirkişiler ve tanıklardan tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; özellikle çekişmeli taşınmazlardan 104 ada 21 parsele komşu olan 104 ada 22 parselin muris Havva mirasçılarından dava dışı Binnaz adına, 104 ada 23 parselin ise davacılardan ... ve ... adına belgesizden tespit edildiği dikkate alınarak, bu taşınmazlarında ortak muris Havva’nın terekesine dahil olup olmadığı, evveliyatlarının kime ait olduğu, çekişmeli 104 ada 21 parsel sayılı taşınmazda 3. şahıstan satın alınan bir bölüm bulunup bulunmadığı, varsa bu bölümün neresi olduğu belirlenip teknik bilirkişiden krokisinde işaretlenmesi istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanak örnekleri ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli ve bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve bundan sonra taksimde eşitliğin kural (şart) olmadığı gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir '' gerekçesiyle önceki karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile bozma kararı doğrultusunda yapılan yapılan yargılama neticesinde; davacı ...'nın daha evvel aynı iddia ile Kadastro Mahkemesi huzurunda açtığı davanın reddedildiği, hal böyle olunca adı geçen davacı aleyhine kesin hüküm bulunduğu, öte yandan hem asıl hem birleşen davaya konu 104 ada 21 parselin komşuları olan aynı ada 22 ve 23 parsellerin dahil olduğu taksim sonucunda davalılara isabet ettiği, bu nedenle anılan parsel yönünden davanın reddinin gerektiği, birleşen davanın konusu 104 ada 1, 5 ve 8 parsellerin ise kök muristen intikal ettiği geçerli bir taksime konu edilmedikleri gerekçesiyle;
1- Asıl davanın reddine,
2-Birleşen dava yönünden;
a)Davacı ...'nun davasının tüm parseller yönünden kesin hüküm nedeniyle reddine;
b)Davacı ... dışındaki davacılar yönünden;
-Dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 104 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine;
-Dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 104 ada 1, 5 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kaydının bu davacıların Havva Denize ait ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/68 esas ve 2016/80 karar sayılı veraset ilamındaki hissesi oranında tapu kaydının iptali ile iptal edilen hisselerin terekedeki hisse oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, eldeki davadan daha evvel davacılardan Sabiha tarafından aynı iddia ile açılan davanın redddine hükmedildiği, bu davada verilen kararın diğer davacılar yönünden aleyhe güçlü delil teşkil ettiği, dosyada yer alan bilirkişi raporu ve tanık beyanlarının da davalılar lehine olduğu, hukuka uygun şekilde kök muristen intikal eden taşınmazların usulünce taksim edildiği; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarından açıkça anlaşılacağı üzere kök muris Havva’nın ölümünden sonra 2004-2005 yıllarından dönemin muhtarı ...’un gözetiminde terekenin taksim edildiği, muristen intikal eden tüm taşınmazların taksime konu oldukları, dava dışı taşınmazların terekenin diğer lehtarlarına taksim sonucunda isabet ettiğini, buna rağmen aksi istikamette verilen kararın isabetsiz olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
... Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. ‘’ hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, somut olayda kök muristen geldiği anlaşılan temyize konu taşınmazların terekeden herhangi bir nedenle ( hibe, taksim, paylaşım vs.) ayrıldığı yönünde savunmada bulunan davalı yanın ispat külfetini üzerine aldığı, ne var ki taksim savunmasını ispat edememiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.965,30 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.06. 2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.