Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7304 E. 2022/8385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan ihaleyle davalıya devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilen taşınmazda, davacının anlaşmaya yanaşmaması üzerine yapılan satış işlemlerinin mevzuata uygun olduğu ve yolsuz tescil iddiasının ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : İZMİR 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli, 2019/136 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarihli, 2020/1303 Esas, 2021/1693 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kat irtifaklı 298 ada 87 parsel sayılı taşınmazın riskli yapı ilan edilip, kentsel dönüşüm kapsamına alındığını, taşınmaza yeniden bina yapım işini üstlenen dava dışı müteahhit firma ile kat kaşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ancak kendisi sözleşmeye katılmadığından taşınmazdaki adına kayıtlı 8 no.lu bağımsız bölümün diğer paydaşlara yapılan teklifin çok altında bir teklifle 6306 sayılı Kanun'un 6. maddesi kapsamında satışa çıkartıldığını, davalı ...’in taşınmazı ihaleden satın aldığını, daha sonra diğer davalı ...’e devrettiğini, taşınmaza ilişkin satış kararının ve davalı ...’e yapılan satışın iptali için açtığı davanın İzmir 1. İdare Mahkemesinin 2017/600 Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, davalıların müteahhit firmayla ilişkisinin bulunduğunu, eylem ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek 8 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., savunma getirmemiştir.

2. Davalı ..., taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldığını, alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli, 2019/136 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı ile, davacının da bağımsız bölüm maliki olduğu ana taşınmazın 6306 sayılı Kanun kapsamına alındığı, davacının yıkım sonrasında yapılacak inşaatla ilgili sözleşme imzalamaya yanaşmadığı, bağımsız bölüm sahiplerinin Kanun’da belirtilen orandaki çoğunluğunca karar verildiği, davacının bu karara katılmadığı, davacının taşınmazdaki payının aynı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin 15. ve 15/(A) maddeleri uyarınca satış işlemine tabi tutulduğu, öncesinde yine mevzuata göre kıymetinin belirlendiği, davalı ...'un taşınmazı ihaleden satın alıp daha sonra diğer davalıya devrettiği, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu, bu durumun davacının İdare Mahkemesinde açtığı davada verilen karar ile de sabit bulunduğu, yolsuz tescil iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, İzmir Çevre Şehircilik il Müdürlüğü tarafından alınan karar üzerine yapılan satışın İzmir 1.İdare Mahkemesinin 2017/600 Esas, 2018/1745 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu karar üzerine dava açtıklarını, idarenin işlemlerinin sakat ve hukuka aykırı olduğunu, davalı ...’in 7 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, diğer davalı ...’in ise 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı nedeniyle kentsel dönüşüm işini yapacak müteahhit firmanın yetkilisi ve çalışanı olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1024. maddesi gereğince davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz tescil haline dönüştüğünü, Yiğit’in ediniminin iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, tedbir kararının devamına karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davada ret kararı verilecek ise de, aleyhe karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarihli, 2020/1303 Esas, 2021/1693 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

TMK'nın 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.