"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/932 E., 2022/633 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/398 E., 2020/327 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı mirasçıları vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen davalılar vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro tespiti sırasında dava konusu 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tespit edildiğini, müvekkilinin kardeşleri ... ile ... tarafından Kadastro Mahkemesinde taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile taşınmaz 6 pay kabul edilerek 1/6’şar payın ... ile ... adına tesciline, kalan payın ise müvekkili üzerinde bırakılmasına karar verildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, müvekkilinin kısa süre önce dava konusu taşınmazın 5 dönümlük bölümünün babası tarafından kendisine satışına ilişkin 1978 tarihli senedi bulduğunu, bu senedi Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında bulamadığı için dosya arasına ibraz edemediğini, taşınmazın 5 dönümlük bölümü üzerinde bulunan çeşitli cinsteki meyve ağaçlarının da müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek davalılar adına kayıtlı payların 2.500,00 metrekarelik kısımlarının ayrı ayrı iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... müşterek cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın tespitine Kadastro Mahkemesinde itiraz ettiklerini, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen 2008/89 Esas, 2010/90 Karar sayılı kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, eldeki dava yönüyle kesin hüküm oluşturduğunu, davacının dayandığı senedin düzenlendiği 1978 yılında davacının köy muhtarlığı yaptığını, senedin kurgu yoluyla oluşturulan senet olduğunu, kaldı ki senedin düzenlendiği tarihte davacının senette yazılı miktarı ödeme gücünün de bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu taşınmazın 5.000,00 metrekare miktarındaki bölümünü babasından satın aldığı, bu hususun davacının dayandığı 15.01.1978 tarihli satış senedinden anlaşıldığı, taşınmazın satış tarihi itibariyle tapuya kayıtlı olmadığı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık beyanlarından, satış senedinin taşınmazın nizalı bölümüne uyduğu, bu bölümün satış tarihinden itibaren davacı tarafından kullanıldığı, davacının babası kronik hastalıkları sebebiyle tedavi görürken kendisiyle yalnızca davacının ilgilendiği, taşınmazın bir an için babası tarafından davacıya bedelsiz olarak verildiği kabul edilse bile bu hususun mal kaçırma kastı güdülmeden, davacıya duyulan minnet duygusunun karşılığı olduğu, diğer mirasçıların miras haklarını elinden alacak şekilde bir devrin bulunmadığı, bu itibarla yapılan devrin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; daha önce Kadastro Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2010/90 Karar sayılı dosyasından verilen kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğunu belirtip cevap dilekçesindeki hususlar tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki dava, davacı ... tarafından dava konusu taşınmazın babasından satın alındığı ve bu nedenle davalı kardeşlerinin miras payının bulunmadığı, bir başka deyişle taşınmazın tereke malı olmayıp babalarından satın alma nedeniyle yalnızca kendisine ait bir taşınmaz olduğu iddiasıyla açılmış ise de, taraflar arasında aynı taşınmaz hakkında görülen kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sırasında, davalı konumundaki ...'in böyle bir savunması olmadığı gibi taşınmazın tereke malı olduğu ancak babalarının ölümü sonrasında mirasçılar arasındaki anlaşma nedeniyle yalnızca kendisine ait duruma geldiğini savunduğu, Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazın tarafların babası olan mirasbırakan ...e ait olduğu, 1983 yılında mirasbırakanın arazilerinin paylaşıldığı, 16-17 dönüm gelen arazinin 12 dönümlük kısmının davalı ... ile kardeşi ...'ye düştüğü, geriye kalan araziyi de Teslime ve Ayşe'nin yarı yarıya paylaştıkları, daha sonra davalı ...'in kendisine düşen hisseyle yanında bulunan kardeşi ...'ye ait hisseyi bir bütün halinde kullanmaya devam ettiği, ...'nin 2001 yılında çocuksuz ölümüyle davalı ... ile ortak kullanıma konu olan ve taksim esnasında kendisine düşen dava konusu taşınmazdaki hissesinin taksim edilmediği, bu nedenle davacı ... ve Teslime'nin de ... payında hakkının olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın taraflara babaları ...den kaldığı kabul edilmiş olup bu karar ve gerekçesinin daha sonra açılmış olan eldeki dava yönünden 6100 sayılı HMK’nın 303 üncü maddesi anlamında kesin hüküm teşkil edeceği, hakimin bunu re’sen gözeterek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli, 2017/398 Esas, 2020/327 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın esasına ilişkin olarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davacı ...’in mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ...’in mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; Kadastro Mahkemesinde görülen davanın sebepleri ile eldeki davanın sebepleri farklı olduğu için eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında eldeki davada dayanılan satış senedi bulunamadığından Mahkemeye sunulamadığını, o dönemde davacının diğer rahatsızlıklarının yanında gözlerinden de rahatsız olduğunu, tedavi sonrası süreçte kısmen görmeye başladıktan sonra satış senedini bulabildiğini, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün müvekkilinin mirasbırakan tarafından davacıya satıldığının mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık beyanlarıyla sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, Manavgat ilçesi, Sağırin Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 150 ada 2 parsel sayılı 22.548,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacılar ... ile ..., dava konusu taşınmazın murisleri olan babaları...’den taksim yoluyla kardeşleri ... ile bekar olan vefat eden kardeşleri ...’ye kaldığını, ...’nin vefatı ile birlikte kendilerinin de taşınmazda hissedar olduklarını ileri sürerek Kadastro Mahkemesinde taşınmazın tespitine itiraz etmişler, davalı ... ise, taşınmazın davacı tarafın iddia ettiği gibi mirasbırakan...’den geldiğini ancak mirasbırakanın terekesinin taksimiyle taşınmazın kendisine isabet ettiğini savunmuş; Kadastro Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2010/90 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın tarafların mirasbırakanı...’den geldiği, mirasbırakanın terekesinin taksimiyle taşınmazın ... ile ...’ye isabet ettiği ancak ... payının ölümünden sonra taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz 6 pay kabul edilerek, 1’er payının ... ile ... adına, 4 payının ise ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı ...’in mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Temyiz edilen bir kısım davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.