Logo

1. Hukuk Dairesi2022/748 E. 2022/4358 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili ile ecrimisil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 12.11.2021 tarihli ve 2020/366 Esas - 2021/1542 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 31/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan babaanneleri ...’in ölmeden kısa bir süre önce 148 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümünü muvazaalı olarak kızı ...’in arkadaşı olan davalıya temlik ettiğini, murisin aynı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümü de yine dava dışı kızı ...’e devrettiğini, dava konusu 6 numaralı bağımsız bölümü ölene kadar mirasbırakanın kullandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, ve mirasbırakanın ölüm tarihinde dava tarihine kadar süreç için ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazı 850.000,00 TL bedelle satın aldığını, davacıların halalarını tanımadığını ve hiçbir ilişkisi olmadığını, iyiniyetli olduğunu, taşınmazı edinebilmek için Maslak’taki taşınmazını sattığını,...’in apartmanında kendisinin değil annesinin ikamet ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, dosya incelenmeden karar verildiğini, muvazaanın taraflarınca ispat edilmesine rağmen davanın reddine karar verildiğini, dosyadaki yazışmaların yanlış değerlendirildiğini, delillerin ve olayların yanlış değerlendirildiğini, yerleşik içtihatlara aykırı karar verildiğini, murisin kızı lehine mal kaçırdığını, ölmeden kısa bir süre önce temlikin yapıldığını, danışıklı işlemlerin yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.11.2021 tarih 2020/366 Esas ve 2021/1542 Karar sayılı ilamı ile; temlik işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu yönündeki iddialarının kanıtlanamadığı ve ecrimisil koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, davanın kanıtlandığını, dosya hakiminin dört kez değiştiğini, yeni gelen hakimin dosya hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan karar verdiğini, mahkeme tarafından incelenmeyen veya anlaşılamaya davanın reddedildiğini, davalının kötüniyetli olduğunun açık olduğunu, olayın kurmaca olduğunu, dayanak yapılan görüşmelerin firma ile değil murisin kızı ile yapıldığını, olmayan delilin var gibi kabul edildiğini, dosya kapsamından murisin kızı ile davalı arasında beşeri ilişki olduğunun sabit olduğunu, yıllarca aynı apartmanda oturan kişilerin birbirini tanımamasının mümkün olmadığını, murisin evinde apartman toplantılarının yapıldığını, toplantılara davalının katılım gösterdiğini, murisin taşınmazını satmaya ihtiyacı olmadığını, öz oğlunun ekonomik sıkıntıları nedeniyle intihar ettiğinde dahi tek bir malı satmadığını, temlikin ölümden çok kısa bir süre önce yapıldığını, iddia edildiği gibi 500.000,00 TL'nin elden ödenmediğini, davalının ödediğini de ispat edemediğini, kalan 5.000,00 TL için protokol düzenlenirken bu kadar yüksek bir meblağın öylece verilmesinin mümkün olmadığını, 500.000,00 TL'nin hesaba değil de kiralık kasaya konulmasının da mantık dışı olduğunu, tanıkların da iddialarının desteklediğini, murisin oğlunun ölümünden sonra tüm mallarını kızına devretmeye başladığını, kentsel dönüşüme girmiş ve bir kaç ay sonra yapılınca değeri 2-3 kat artacak bir taşınmazın alelacele satılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili ile ecrimisil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava çeşitlerini düzenleyen bölümün “Davaların Yığılması” başlığını taşıyan 110-(1) maddesinde “ Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” şeklindeki düzenleme ile aynı yargı sınırları içinde davacının, aynı davalıya karşı birden fazla talebini ileri sürme olanağı tanınarak, dava şartları belirlenmiştir.

Davaların yığılmasında (Objektif Dava Birleşmesi) görünüşte tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava vardır ve yargılamada her bir dava (talep) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görür ve karara bağlanır (Kuru/Arslan/Yılmaz: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2011, S:284,285).

3.2.3. Diğer taraftan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut uyuşmazlıkta davaların yığılması söz konusu olup ilk dava tapu iptali ve tescil, diğer dava ise ecrimisil davasıdır. Bu halde iki ayrı dava söz konusu olduğundan mahkemece davaların reddine ayrı ayrı karar verilmesine rağmen her bir dava için maktu karar ve ilam harcına hükmedilmemiş olması doğru değil ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının harca ilişkin kısmının düzeltilerek onanması, HMK'nin 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. SONUÇ

1.Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile;

2.1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 12.11.2021 tarih 2020/366 Esas ve 2021/1542 Karar sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesinin hüküm kısmının “3” üncü bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme “3” üncü bent olarak “3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca tapu iptali ve tescili davası için alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcı ile ecrimisil davası için alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının tamamlanan harç 13.500,00 TL ve peşin alınan 3.603,36TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 17.014,56 TL harcın Harçlar Kanunu'nun 31. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,” cümlesinin eklenilmesi ile ilk derece mahkemesi hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 31.05.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.