"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/381 E., 2022/628 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı dahili davalılar ..., ..., ... ve davalılar ..., ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyünde bulunan 24.000 m2'lik tapulama harici yeri 1980 yılından beri malik sıfatıyla kullandığını, 20 yılı aşkın bir süredir dava konusu yeri tasarruf ettiğini ileri sürerek ... köyü hudutlarında bulunan doğu sınırı taşlık, güneyi yol, kuzey ve batısı kendisine ait 755, 754 ve 753 nolu parsellerle çevrili yaklaşık 24.000 m2'lik tapulama harici yeri imar ve ihya ederek malik sıfatıyla zilyet bulundurduğundan adına hükmen tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Dahili davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
3. Dahili davalı ... vekili; bahse konu parseller arasında kalan alan içinde yol ağının bulunmadığını, herhangi bir çalışmanın söz konusu olmadığını, taşınmazın fiili ve hukuki olarak yola girmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
4. Dahili davalı BOTAŞ vekili; davacı tarafından açılan davaya konu ... köyü sınırları içerisinde bulunan 755, 754, 753 nolu parsellerle çevrili tescil harici (taşlık) olan kısımdan ... Şehir Besleme Hattı geçmekte olup davaya konu taşlık alanın tescil harici olması sebebiyle kamulaştırma işlemi yapılmadığını, ayrıca söz konusu davada davacı ...'nün tescil harici olan alanın neresi ve ne kadarı için tescil talebi bulunduğu belirlenemediği için boru hatlarının isabet ettiği m2'nin hesaplanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.11.2015 tarihli ve 2012/299 E. - 2015/1003 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 24.325,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline, davalı Hazinenin bu kısma ve fen bilirkişi raporunda (B) harfleriyle gösterilen kısma yönelik tescil talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarih ve 2016/445 E- 2018/6340 K sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen kısım yönünden verilen kararın onanmasına, (A) harfiyle gösterilen kısım yönünden ise taraf teşkilinin sağlanmadığı ve eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçeleri ile karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde keşif yapıldığı, tanık ve mahalli bilirkişilerin dinlendiği, dava konusu edilen 24 dönümlük tapulama harici taşınmazın sürülü ve hafif taşlık vaziyette bulunduğunun gözlemlendiği, alınan jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporu ile 1985-1992 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğrafında taşınmazda imar ve ihya işlemleri yapıldığının anlaşıldığı, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin tespiti tam olarak mümkün değil ise de 1985-1999 yılları arasında tamamlandığının değerlendirildiği, dava konusu taşınmaza komşu 753 ve 754 parsellerin senetsizden tescil edilmiş olması nedeniyle taşınmaz yönünün okunamadığı, düzenlenen ziraat mühendisi bilirkişi raporu ile de taşınmazın 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 1985 yılı itibariyle imar ihya işlemlerinin tamamlanmış olduğunun değerlendirildiği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da bilirkişi raporlarındaki değerlendirme ve tespitleri desteklediği, taşınmazın güneyinden geçen yol ve doğalgaz boru hattı ile alakalı kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı hususunda ... ve ... Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere verilen cevaplar ile herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığının bildirildiği, söz konusu kurumların dahili davalı olarak davaya usulünce dahil edildiği ve taraf teşkilinin sağlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... Mahallesinde bulunan ve fen bilirkişisi ... ile harita mühendisi ...'ye ait 27.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 24.325,02 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar ..., ..., BOTAŞ ve davalılar ..., ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararına dayanak oluşturan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yetersiz olduğunu, imar-ihyanın başladığı ve tamamlandığı tarih ve imar-ihyanın ne surette yapıldığı hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlanmadığını, rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını, mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandıkları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri, imar-ihyaya konu edilmiş iseler ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması gerektiğini, somut olayda yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından hukuki niteliği itibarıyla ihya fiiline muhtaç olan taşınmazın ihyasının hangi tarihte tamamlandığının açık ve net bir biçimde anlaşılamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun kanaate dayalı olduğunu ve eksiklikler içerdiğini, bu tür uyuşmazlıklarda hava fotoğrafı uygulaması yapılması, keşif heyetinde jeolog veya jeoloji bilirkişler bulundurulması gerekirken bu hususlara riayet edilmeden yürütülen yargılamanın eksik olduğunu, dava dilekçesinde imar-ihya olgusunun ileri sürülmediğini, salt zilyetlik iddiası ile dava açıldığını, zilyetlik nedeniyle açılan tescil davalarında dava konusu taşınmazın Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığı hususuna Mahkemece dikkat edilmesi ve taşınmazın bu nitelikleri taşıyıp taşımadığının belirlenmesi ve buna göre hüküm ihas edilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu yerin 27.12.2014 tarih ve 29218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen Kentsel Dönüşüm Alanı içerisinde olduğundan imar ve ihya nedeniyle kayıt ve tescile uygun olmadığını belirterek kararın bozulmasını ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının ilmi verilerden uzak olduğunu, denetime ve hüküm vermeye elverişli olmadığını, her ne kadar hava fotoğrafları bilirkişiler tarafından incelenmiş ise de 1985 ve 1999 yıllarına ait fotoğraflarda (C) olarak bilirkişiler tarafından incelenen alanda imar-ihya çalışmalarının 1985 yılından önceki bir yılda başlandığı kanaatine varıldığının, ancak raporun sonuç kısmında imar-ihyanın 1985 ile 1999 yılları arasında bir tarihte yapıldığı kanaatine varıldığının belirtildiğini, bilirkişi raporu net olmamakla birlikte çelişkili ve kanaate dayalı olarak hazırlandığını, gerekçeli kararda davacı lehine imar ve ihyanın koşullarının oluştuğundan bahsedildiğini, ancak bu imar ve ihyanın kim tarafından nasıl yapıldığı, ne zaman başlanıp ne zaman bitirildiğinin açıklanmadığını, dava konusu taşınmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde taşınmazın tamamında imar-ihyanın tamamlanmadığını ve tescil şartlarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için yeterli deliller toplanmadan verilen kararın eksik ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
5. Dahili davalı BOTAŞ vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, imar-ihyanın ne zaman başladığı ve tamamlandığı hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlanmadığını, dava konusu taşınmaza davacının zilyet olmadığını, gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararında tam ve aydınlatıcı bir şekilde zilyetlik sürelerinin yeterli olup olmadığı yönünde kesin ve net bilgiler bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi,
Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi,
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden; sınırları dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın bulunduğu ... köyünde kadastro çalışmalarının 19.09.1975 tarihinde kesinleştiği, dava konusu yer taşlık olduğundan 766 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi gereğince tapulama harici bırakıldığı, davacının dava konusu taşınmaza komşu olup kendisine ait olan 753- 754 ve 755 parsellerle çevrili yaklaşık 24.000 metrekarelik kısmın da kendisinin kullanımında olduğu halde tespit harici bırakıldığını ileri sürerek adına tescili istemiyle eldeki temyize konu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi bozma öncesi alınan bilirkişi raporlarında dava konusu yerin doğu sınırında mera alanı olduğu belirtilmesine rağmen mera araştırmasının da yapılmadığı, öte yandan ada- parsel sorgulamadan (parselsorgu.tkgm.gov.tr) yapılan sorgulamadan ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ekindeki fotoğraflardan, komşu 755 ve 754 parsel sayılı taşınmazların ve bu taşınmazlara yakın yerlerin taşlık ve kayalık niteliğinde olduğu ve ekilmediği görülmekle bilirkişi raporlarında bu hususlara ilişkin araştırma yapılmadığı ve bu hususlara değinilmediği görülmektedir.
3. Diğer taraftan, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesince temyiz dilekçesinde dava konusu yerin 27.12.2014 tarih ve 29218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen Kentsel Dönüşüm Alanı içerisinde olduğu, bu nedenle imar ve ihya nedeniyle kazanıma uygun olmadığı hususlarının ileri sürüldüğü, ne var ki dosya kapsamında bu hususlara ilişkin bir araştırma yapılmadığı, nizalı taşınmazın bulunduğu yerin imar planı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığı, dava konusu yere ilişkin kamu yararı kararı bulunup bulunmadığı, yine söz konusu yerin kamulaştırma haritası içerisinde kalıp kalmadığına ilişkin hususların denetlenmediği açıktır.
4. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümlerini sınırlarında bulunan taşınmazlarla bir arada gösterir güncel pafta dosya arasına alınmalı, taşınmazın bulunduğu yerde kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, kamulaştırma işlemine ilişkin tüm evrak ve kamulaştırma haritaları bulunduğu yerden getirtilmeli, yine nizalı taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyorsa ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının onaylanma tarihinin ne olduğu ayrı ayrı ... ve Şanlurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak alınacak cevap ile tüm plan ve haritalar dosya arasına alınmalı, taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak dava tarihinden, taşınmazların dava tarihinden önce onaylanıp kesinleşen imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, bozma öncesi rapor alınan bilirkişilerden farklı olacak şekilde 3 kişilik ziraat mühendisi ve 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya faaliyetinin ne şekilde yapıldığı, ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, nizalı taşınmazların sınırlarında bulunan komşu taşınmazların varsa dayanağı kayıtlarının nizalı taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden kamulaştırma haritası ile kadastro paftasını çakıştırılmış şekilde gösteren keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, zirai durumunu, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, önceki bilirkişi raporlarını irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kuruluna dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazların hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalıların ve dahili davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine ve dahili davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden diğer dahili davalılar ..., ... ve davalı ... Başkanlığına iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.