Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7578 E. 2022/8641 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verdiği kabul beyanının irade bozukluğuna dayanıp dayanmadığı ve bu beyanın hangi taşınmaz parçasını kapsadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, dava konusu taşınmazlarda davacının hissesi bulunduğunu kabul ettiğine dair beyanının, ilerleyen aşamalarda çelişkili beyanlarla farklılaşması ve davalının işitme problemi nedeniyle tutanağı anlayıp anlamadığının tespit edilmemesi, irade bozukluğu iddiasının HMK m.163'e göre ön sorun olarak incelenmesini ve davalının kabulünün hangi taşınmaz parçasını kapsadığının belirlenmesini gerektirmesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Kadastro sonucunda, Andırın ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 39 parsel sayılı 6.669,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, askı ilan süresi içerisinde eldeki dosya davalısı ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümü hakkında dava açmış, yargılama sırasında ...aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ...'nin ve müdahil ...’nin davasının kısmen kabulüne, 138 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının iptali ile aynı ada ve parsel numarası altında müdahil ...adına, taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve eki krokide (B) harfiyle gösterilen bölümün 138 ada 43 parsel numarası ile 3.340 metrekare yüz ölçümlü olarak ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

Davacı ... dava konusu 138 ada 39 ve 43 parsel sayılı taşınmazların hükmen tesciline esas dava dosyasında davalı olduğu ve kabul beyanı bulunduğu gerekçesiyle lehine yapılan tespitin iptaline karar verilmiş ise de, kabul beyanının gerçek iradesini yansıtmadığı ve sahtelikle malul olduğu, kaldı ki tespite itiraz davası sonucunda verilen kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, karardan haberdar olmadığı için olağan kanun yollarına başvuramadığı, öte yandan 138 ada 43 parselin davalılardan Dudu tarafından hileli biçimde kabul beyanının sahteliği hususunu bilen diğer davalı Elif Kurt’a devredildiği iddiasıyla tapu iptali ve adına tescili, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemiyle dava açmış, yargılama sırasında 138 ada 43 parsel yönünden dava tefrik edilerek yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ön inceleme celsesinde, dava konusu taşınmazda davacının hissesinin bulunduğunu belirtip davayı kabul ettiğini beyan etmiş, ardından 13.10.2014 tarihli dilekçesinde davacının çekişmeli taşınmazda hissesi olduğu yönündeki beyanının davayı kabul mahiyetinde anlaşıldığı, ancak iradesinin davanın kabulüne dair olmadığını belirtmiş, bu kez yargılamanın 23.02.2015 tarihli 12. oturumunda davacının çekişmeli taşınmazlarda toplam 5 dönüm hakkının bulunduğunu kalan bölümün kendisine ait olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davalının 08.10.2012 tarihli ön inceleme celsesinde davayı kabul ettiği gerekçesiyle çekişmeli 138 ada 43 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, iş bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı ..., yargılama sırasında sunduğu beyanların yanlış yorumlandığını, iradesinin fesada uğradığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı HMK 308. maddesi “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”

3.2.2. 6100 sayılı HMK 311. maddesi “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerini içermektedir.

3.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 163 ve 164. maddeleri, “Yargılama sırasında, davaya ilişkin bir ön sorun ortaya çıkarsa, ilgili taraf, bunu dilekçe vermek suretiyle yahut duruşma sırasında sözlü olarak ileri sürebilir. Hâkim, taraflardan birinin ileri sürdüğü ön sorunu incelemeye değer bulursa, belirleyeceği süre içinde, varsa delilleriyle birlikte cevabını bildirmesi için diğer tarafa tefhim veya tebliğ eder. Ön sorun hakkında iki taraf arasında uyuşmazlık varsa, hâkim gerekirse tarafları davet edip dinledikten sonra kararını verir. Hâkim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder.” hükümlerini içermektedir. (Bkz. İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10/04/1992 tarihli ve 1991/7 Esas - 1992/4 Karar sayılı kararı)

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Mahkemece davalının kabul beyanı bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki davalı ... ön inceleme celsesinde, dava konusu taşınmazda davacının hissesinin bulunduğunu belirtip davayı kabul ettiğini beyan etmiş, ardından 13.10.2014 tarihli dilekçesinde davacının çekişmeli taşınmazda hissesi olduğu yönündeki beyanının davayı kabul mahiyetinde anlaşıldığı, ancak iradesinin davanın kabulüne dair olmadığını, yalnızca davacının ifraz edilmeden evvel tek parça olan 138 ada 39 ve 43 parsel sayılı taşınmazlarda hakkının bulunduğunu beyan ettiği, kulakları iyi işitmediği halde tutanağın kendisine imzalattırıldığını belirtmiş, bu kez yargılamanın 23.02.2015 tarihli 12. oturumunda davacının çekişmeli taşınmazlarda toplam 5 dönüm hakkının bulunduğunu taşınmazın 3 dönümünün kendisine ait olduğunu, bu nedenle davayı kabul etmediğini belirtmiştir.

3.3.2. Mahkemece yukarıda bahsi geçen beyanların içerik itibariyle çeliştiği anlaşılmasına rağmen, davalının gerçek iradesi tespit edilmeden eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır. Doğru sonuca varılabilmesi için HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek, davalı ...’in kabule yönelik beyanı yönünden irade bozukluğu bulunup bulunmadığının 6100 sayılı Kanun'un 163. maddesi gereğince ön sorun (hadise) şeklinde incelenmesi, özellikle dava konusu taşınmazların öncesinde bir bütün iken, hükmen ifraz edildiği gözetilerek keşfen davalı ...’in davacının taşınmaz üzerinde hissesi bulunduğu yönündeki iradesinin hangi parsele isabet ettiğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüştür.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.