Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7631 E. 2024/2442 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin tespiti ve tapu kaydına şerh verilmesi istemli davada, davacının zilyetlik iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, feragat ettiği parseller ve dava dışı kişiler adına kayıtlı parseller yönünden hukuki yararının kalmadığı, 4706 sayılı Kanun kapsamında belediyeye devredilen parsel konusunda ise kanunda öngörülen satın alma başvurusunda bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1090 E., 2020/76 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi / İstinaf isteminin esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vize Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/389 E., 2018/297 K.

Taraflar arasında görülen zilyetliğin tespiti istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Kırklareli ili, ... ilçesi, ... beldesinde bulunan dava konusu 261 ada 1, 2, 19, 20, 21 parsel sayılı taşınmazlar ile 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olduğunu, dava konusu taşınmazları uzun yıllardır kendisinin kullandığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline, zilyetliğinin kendisinde olduğunun tespitine veya taşınmazların adına tesciline, tüm zararlarının maddi ve manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 07.06.2018 tarihli duruşmada, dava konusu 261 ada 1, 19, 20, 21 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiş, 11.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava konusu ettiği taşınmazların 261 ada 20, 261 ada 2 parsel ve 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu, anılan taşınmazların beyanlar hanesine zilyetliğine ilişkin şerh verilmesi talepli dava açtığını, bu talebini taşınmazların kendisinin zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmesi şeklinde ıslah ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, dava dilekçesinin HMK’nın 119 uncu maddesinde sayılan nitelikleri taşımadığını, dava konusu taşınmazlardan 261 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunu, taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 1993 yılında kesinleştiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait iken 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre hak sahibi şahıslara satılmak üzere Kıyıköy Belediye Başkanlığına devredildiğini, bu taşınmazla ilgili de davacının kullanımının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin doğru yapıldığını, davacı tarafından sunulan kayıt ve belgelerin dava ile ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının zilyetliğin tespiti ile kullanım şerhi verilmesi istemine yönelik olarak açtığı anlaşılan davada, ön inceleme duruşmasında davacının davalı Hazine adına kayıtlı 261 ada 1 ve dava dışı kişiler adına kayıtlı 261 ada 19, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat ettiğini beyan ettiği, 261 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bölünerek 261 ada 19, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, anılan taşınmazların dava dışı kişiler adına hükmen tescil edildiği ve davacının bu taşınmazlar yönünden davadan feragat ettiği gözetildiğinde hukuki yararının kalmadığı, 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise 1992 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında vergi kaydına istinaden dava dışı ... adına tespit edildiği, 4706 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi kişilere satılmak üzere Kıyıköy Belediye Başkanlığına devredildiği, 4706 sayılı Yasanın 5/6 ncı maddesine göre belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan Hazineye ait taşınmazlardan 30.03.2014 tarihinden önce üzerinde yapı olanlar; Hazine adına tescil tarihine bakılmaksızın öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine satılmak ya da genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredileceği, 4706 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 30.03.2014 tarihinden önce yapılan yapıların sahiplerinin süresi içinde satın almak üzere başvuruda bulunması gerektiği, ancak davacının satın almak üzere süresinde bir başvurusunun bulunmadığı, davacının zilyetliğinin tapu kütüğüne şerh verilmesi hususunun da aynı yasanın 5/8 inci maddesi uyarınca Hazine adına resen tescil edileceğine ilişkin amir hüküm nedeniyle mümkün olmadığı gerekçesi ile 261 ada 1, 19, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, 261 ada 2 ve 259 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçelerinde özetle; kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, delillerin toplanmadığını, dava konusu 259 ada 8 parsel üzerindeki inşaatın 1992 yıllarında imece usulüyle kendisi tarafından yapıldığını ancak işçilik parası verilmediğini, 1994 yıllarından sonra taşınmazın ... ve ...'lara ve kendisine kiraya verildiğini, bu yıllardan sonra kullanım hakkının da kendilerinde olduğunu, belediye ve kadastro kayıtlarının hileli olduğunu, ceza mahkemesi kararlarını dosyaya sunduğunu, tüm delillerinin ve tanıklarının keşif yapılıp değerlendirilmesi gerektiğini, 261 adanın 2 parselin ifrazının hileli işlemlere dayandığını, 1992 yılında başlayıp 1994 yılında sona eren kadastro çalışmalarının yanlış yerde yapıldığını, bu parselin geçmiş yıllarda mera olduğunu, davalılara ait taşınmazların ise bu taşınmazın doğusunda yer aldığını, parsellerin geçmişinin mera olup 1992 ve 2019 yılları arasındaki kullanıcılarının da kendileri olduğunu, 05.02.2019 tarihinde belediyenin 261 ada 2 parseldeki nalbur dükkanını yıktığını ve dükkandaki malzemelerini yediemine bıraktıklarını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davanın zilyetliğin tespiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının dava konusu 261 ada 1, 19, 20 ve 21 parsellere ilişkin davasından feragat ettiği, anılan 19, 20, 21 parsellerin 261 ada 2 parselin ifrazı ile oluştuğu, anılan parsellerin de dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazları dava dışı kişilerden kiraladığını beyan ettiği, 259 ada 8 parselin 4706 sayılı Kanun kapsamında davalı belediyeye, hak sahiplerine satılmaları için devredildiği ve davacının Kanun gereği başvuruda bulunmadığı, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, zilyetliğin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı olduğunun şerh edilmesine istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK'nın 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının h bendi ile 307 inci ve devamı maddeleri,

4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu 5 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 373,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.