Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7663 E. 2024/1969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, komşu parselde bulunan ve tapu kaydı davalı adına olan bir bölümün kendi parseline ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki sınırın uzun yıllardır mevcut çitlerle belirlendiğini, davalının da bu bölümü yirmi yıldan fazla süredir kullandığını tespit ederek davalının zilyetliğine dayanarak davanın reddine karar vermiş, Yargıtay da yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararı onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/468 E., 2016/310 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; ... Mahallesinde bulunan 130 ada 21 parsel sayılı taşınmazın babasından intikal ettiğini ve kendisi adına kayıtlı olduğunu, gerçekte yaklaşık 3.400 metrekare yüz ölçümünde olup eskiden beri bir bütün olarak kullanılagelen taşınmazın yaklaşık 300 metrekarelik kısmının komşu 130 ada 22 parsel kapsamında davalı ... adına tespit edildiğini, davalının taşınmazının 2/B vasıflı olduğunu, oysa kendi taşınmazının eskiden beri ailesi ve kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek 130 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 130 ada 21 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazlar arasındaki sınırın yıllardır hiçbir değişikliğe uğramadan aynı olduğunu, davacının bu sınıra çok yakın ev yaptığı için sorun yaşadığını ve davanın haksız olduğunu, taşınmazlar arasındaki avlu baz alınarak sınır oluşturulduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 30.05.2014 tarihli ve 2013/344 Esas 2014/400 Karar sayılı ilamıyla; mahallinde yapılan keşifte tanıkların gösterdiği sınırlara göre düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulü ile çekişmeli 130 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 173,23 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 130 ada 21 parsele eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.03.2015 tarihli ve 2014/20.892 Esas 2015/1684 Karar sayılı ilamı ile; davacıya ait 130 ada 21 parsel sayılı taşınmazın dayanak kayıtlarının getirtilip uygulanarak kapsamının belirlenmediği, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarından yararlanılmadığı, zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dayanak 5 sıra numaralı tapu kaydının krokisinin koordinatsız olması nedeniyle taraflar arasındaki sınırı ayırmada tapu kaydından faydalanılamadığı, bu hususta mahkeme gözlemi ile yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edildiği, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflara ait taşınmazların kullanımının en az 40 seneden beri zeminde bulunan çitler ile ayrıldığı, çitlerin bulunduğu davalıya ait 22 parsel sayılı taşınmaz ile davacı taşınmazı arasında 1,5 metrelik kot farkı bulunduğu, davalı lehine Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde düzenlenen 20 yıllık zilyetlik şartının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; davacı tarafın dayanak tapusunun oluşmasına esas tescil ilamının dava dosyasının getirilerek incelenmediğini, davacı tanıkları davalı tarafın davacının arazisine girerek çit çektiğini beyan etmiş ise de yerel bilirkişi beyanları ile tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, komşu taşınmazların dayanakları getirilerek incelenmediğini, dayanak tapu kaydının ifrazı sırasında yüzölçümünde azalma meydana geldiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü v.d. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 130 ada 22 parsel sayılı 229,38 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, davacıya ait komşu 130 ada 21 parsel sayılı 3.161,10 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ise tapu kaydı, harici satış ve irsen intikal nedeniyle ... mirasçıları adına elbirliği halinde tespit edildiği, taşınmazların kadastro tespitinin 11.09.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 21.08.2013 tarihinde açıldığı ve 130 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ...'nun diğer mirasçılarının davaya konu taşınmazın davacı adına tesciline muvafakat ettikleri anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 373,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...'dan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...