Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7815 E. 2023/5328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılıp sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin bozma kararına rağmen gerekli incelemeleri yapıp yapmadığı ve davacıların zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamında belirtilen hususlara uymayarak, davacıların dayandığı tapu kaydını zemine uygulamaması, mirasçılardan birinin davaya dahil edilmemesi ve zilyetliğin tespiti için yeterli araştırma yapılmaması, ayrıca Hazine adına kayıtlı taşınmaz için dahili davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmemesi bozma nedeni olarak değerlendirilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/186 E., 2022/551 K.

DAVA TARİHİ : 29.12.2006

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli, 2016/9672 Esas, 2019/8937 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz eden Hazine vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen dahili davalılar gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 21.04.1950 tarih, 320 sıra numaralı tapu kaydıyla müvekkili ile müvekkilinin mirasbırakanlarına ait olduğunu, taşınmazın yıllardır müvekkilinin ailesi tarafından kullanıldığını, bilahare müvekkili ile babasının taşınmazın bir kısmını Karayolları Genel Müdürlüğüne rızaen verdiklerini ancak müvekkilinin geriye kalan tapulu taşınmazının kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; firari eşhastan kalan dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 1982 yılında dava konusu taşınmazın sınırında Van-Gevaş-Tatvan Devlet yoluna ilişkin kamulaştırmalar yapıldığını, bu yerlerin mülkiyeti Hazineye ait olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

3. İlk bozma kararı sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın vekil eden Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

4. İlk bozma kararı sonrası davaya dahil edilen ... vekili tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MÜDAHALE

1. .........., ve... vekili müdahale dilekçesinde; müvekkillerinin mirasbırakanı İsa’nın davacının kardeşi olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazda müvekkillerinin de paylarının bulunduğunu ileri sürerek davacının yanında davaya katılmalarına karar verilmesini istemiştir.

2. Müdahillerin kardeşi olan ..., noterde düzenlenen 13.06.2011 tarih, 31467 yevmiye nolu muvafakatnameyle açılan davaya muvafakat ettiğini, taşınmazın İlhan Kandaşoğlu ile... adına tescil edilmesine rıza ve muvafakat ettiğini belirtmiştir.

3. Müdahillerin kardeşleri ........,........, ve müdahillerin annesi ............., davacıların kardeşleri ........, ............,........,ve........... ile davacıların kardeşleri olan ölü ...’nun eşi .......... 08.02.2008 tarihli duruşmada, dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline muvafakat ettiklerini beyan etmişlerdir.

4. Müdahillerin kardeşi ..........., 24.06.2011 tarihli duruşmada, dava konusu taşınmazın tarafların kök mirasbırakanı ............,’ndan mirasbırakanı olan babası İsa’ya kaldığını, taşınmazın müdahiller adına tesciline rıza gösterdiğini belirtmiştir.

IV. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.09.2011 tarihli, 2006/1028 Esas, 2011/407 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tescil harici yer iken 698 parsel numarasıyla idari yoldan Hazine adına tescil edildiği, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 698 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişiler ......, ile .........,'in 27.04.2011 tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 3.943,89 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile 2/4 payının davacı ... adına, 1/4’er payının ise müdahil davacı... ile ........, adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.10.2012 tarihli, 2012/2547 Esas, 2012/8467 Karar sayılı kararıyla; “Davacının dava ettiği yer, kadastro sırasında tescil harici kalan ancak daha sonra Hazine adına idari yoldan tapuya bağlanan 698 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. Davacının dayandığı 21.04.1950 tarih, 320 sıra numaralı tapu kaydının kamulaştırmaya tabi tutularak ifraz edildiği, taşınmazın bir kısmının kamulaştıran idareye geçip bir kısmının davacı taraf uhdesinde kaldığı anlaşılmaktadır. Ne varki Mahkemece, kamulaştırma sonucu yapılan ifraza ilişkin harita getirtilip zemine uygulanmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile mahallinde keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca ifraz haritası ve kamulaştırma haritasının çakıştırılması suretiyle davacının dayandığı tapu kaydında kamulaştırma sonucu davacı uhdesinde kalan bölümün neresi olduğu belirlenmeli, davacı tarafça zilyetliğe de dayanılması nedeniyle dayanak tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden zilyetlik koşulları değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli, 2013/58 Esas, 2015/878 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davacı tarafın dayandığı tapu kaydının ifraz haritasının dosya arasına alınıp yapılan keşifte uygulanmaya çalışıldığı ancak haritanın zemine uygulanamadığı, bu nedenle taşınmazın senetsizden tescil şartlarına göre değerlendirildiği, nizalı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen yer olduğu, taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 698 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi .........'in 03.09.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4.141,82 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı 2/4 payının ... adına, 1/4'er payının müdahil davacı... ile İlhan Kandaşoğlu adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli, 2016/9672 Esas, 2019/8937 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden zilyetlikle edinme koşullarının değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde yöntemince zilyetlik araştırması yapılmadığı, taşınmazın evveliyatı, kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde, bu husus göz önünde bulundurulmadan soyut nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu belirtilerek açıklanan şekilde araştırma yapılması, bozma öncesi dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.943,89 metrekarelik kısmının davacılar adına tesciline karar verildiği, bu kararın yalnızca davalı tarafça temyiz edildiği ve bu miktar üzerinden davalı Hazine lehine usuli müktesep hak oluştuğu da göz önünde bulundurularak toplanan delillere göre karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 31.05.2022 tarihli, 2020/186 Esas, 2022/551 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan keşif üzerine jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden alınan 09.03.2022 tarihli raporda ardışık olan 1975, 1988 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğrafları ile dosya arasında bulunan 17.11.2020 ve 26.09.2021 tarihli raporlarda ardışık olmayan 1961, 1966, 1975, 1977, 1990 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelendiği, incelenen tüm hava fotoğraflarında dava konusu edilen yerin komşu parsellerle aynı görünümde olduğu ancak sürülü olmadığının tespit edildiği, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan alınan raporda ise dava konusu taşınmazda tarımsal bir faaliyetin olmadığı, taş-çalı çırpı temizliğinin insan eli ile yapılsa da toprağın yeterli düzeyde sürülmediği, taşınmazın imar-ihyasının yapılmadığı, ek raporda da bu tespitlere devamla taşınmazın halen imar ve ihyaya muhtaç olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz, davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereklerinin yerine getirilmediğini, ilk bozma ilamında dayandıkları tapu kaydının yöntemince uygulanması gereğine değinildiği halde Mahkemece tapu kaydıyla ilgili olarak hiçbir uygulama yapılmadığını, her ne kadar ikinci bozma ilamında dayandıkları tapu kaydının yöntemince uygulanması gereğine değinilmemiş ise de ilk bozma ilamı uyarınca usuli kazanılmış haklarının bulunduğunu, öte yandan müvekkillerinin taşınmazdaki zilyetliğinin 20 yıldan fazla zaman boyunca aralıksız olarak devam ettiğini, taşınmaz idari yoldan Hazine adına tescil edildikten sonra taşınmazın sahiplenilmesinde zorluklar yaşandığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığını ancak taşınmazın belirlenen değeri üzerinden taraflarına nispi vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının isabetsiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılıp daha sonra Hazine adına idari yoldan tapuya bağlanan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1, 20 ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. 1973 yılında Van ili, Edremit ilçesi, Gölkaşı köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümü tescil harici bırakılmış, 08.09.2006 tarihinde ise idari yoldan “ham toprak” vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir.

2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, Mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma ve bozma ilamında işaret edilen hususları eksiksiz olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar. Hükmüne uyulan 31.10.2012 tarihli bozma ilamında; davacı tarafın dayandığı 21.04.1950 tarih, 320 sıra numaralı tapu kaydının ifraz haritasının bulunduğu yerden getirtilip dosya arasına alınması ve tapu kaydının yöntemince uygulanması, bu şekilde davacı tarafın dayandığı tapu kaydında kamulaştırma sonucu davacı taraf uhdesinde kalan bölümün neresi olduğunun belirlenmesi, davacı tarafça zilyetliğe de dayanılması nedeniyle, dayanak tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden zilyetlik koşulları değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gereğine değinildiği halde, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan taşınmazların dayanak kayıtları tesisinden itibaren getirtilip dosya arasına alınmamış ve davacı tarafın dayandığı tapu kaydı yöntemince uygulanmamıştır. Öte yandan, davacı tarafın dayandığı 21.04.1950 tarih, 320 sıra numaralı kök tapu kaydında davacıların mirasbırakanları Sultan ve Hatun’un da paylarının bulunduğu ve mirasbırakanların mirasçılarının davaya katılımı sağlandığı halde, Sultan ve Hatun oğlu ...’nun mirasçısı Emine Kandaşoğlu’nun davaya katılımı sağlanmamıştır.

Hal böyle olunca Mahkemece öncelikle, Sultan ve Hatun oğlu ...’nun mirasçısı Emine Kandaşoğlu’nun davacı taraf yanında davaya yöntemince katılımının sağlanması veya muvafakatinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, davacı tarafın dayandığı 4.000,00 metrekare yüzölçümlü 21.04.1950 tarih, 320 sıra numaralı tapu kaydının Hakkari - Van Devlet Yolu için yapılan kamulaştırma çalışmaları nedeniyle ifrazen Nisan 1961 tarih, 21, 22 ve 23 sıra numaralı tapu kayıtlarına intikal ettiği, kök tapu kaydının 3.731,00 metrekarelik bölümünün Nisan 1961 tarih, 21 sıra numaralı tapu kaydıyla yol yapımı için istimlakı üzerine, kök tapu kayıt malikleri adına kayıtlı Nisan 1961 tarih, 22 ve 23 sıra numaralı, sırasıyla 139,00 metrekare ve 130,00 metrekarelik tapu kayıtlarının oluştuğu gözetilerek Nisan 1961 tarih, 21, 22 ve 23 sıra numaralı tapu kayıtlarının revizyon durumları araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların kadastro tespit tutanakları getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 343, 344, 345 ve 347 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları tesislerinden itibaren varsa haritalarıyla birlikte mahalli Tapu Müdürlüğünden ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından sorulup getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 nci maddesi hükmü uyarınca davacı tarafın dayandığı tapu kaydının ifraz haritası ve ve kamulaştırma haritası yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği gözetilmeli, tapu kayıtları (kök tapu kaydı ve kaydın ifrazı ile oluşan tapu kayıtları) zemine uygulanamaz ise önce kök tapu kaydı ve sonrasında tüm ifraz tapu kayıtlarının kapsamları okunup, kayıtlarda yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenilmeli; ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydının içinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden tapu kayıtlarının varsa revizyon gördüğü parsellerin de dikkate alındığı, komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğunun belirlendiği, ifraz ve kamulaştırma haritalarının kapsamı da kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle tapu kayıtlarının sınır denetiminin yapıldığı ve kayıtların kapsamlarının kesin olarak gösterildiği, keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı, gerekçeli rapor ve kroki alınmalı; bu şekilde yapılacak uygulama ile ilk bozma ilamı öncesi dava konusu 698 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan 27.04.2011 tarihli teknik bilirkişi raporu ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 3.943,89 metrekarelik bölümünün davacılar adına tesciline karar verildiği, bu kararın yalnızca davalı tarafça temyiz edildiği ve bu miktar üzerinden davalı Hazine lehine usuli müktesep hak oluştuğu da göz önünde bulundurularak 27.04.2011 tarihli teknik bilirkişi raporu ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen taşınmazın tümünün ya da bir kısmının davacı tarafça dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız olarak tespit edilmeli; davacı tarafça zilyetliğe de dayanılmış olması nedeniyle dayanak tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden, bu bölümün kim ya da kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı, öncesinin kime ait olduğu hususlarında yerel bilirkişiler ve tanıklardan ayrıntılı ve olaylara dayalı bilgi alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın nizalı bölümünün önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, taşınmazın nizalı bölümünün komşu parsellerden ve taşınmazın geriye kalan bölümünden ne şekilde ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerinden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın nizalı bölümünün hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın nizalı bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava konusu taşınmaz Hazine adına kayıtlı olduğu halde dahili davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemiş olması da isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalı Hazineden alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalı Hazine vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine,

Davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.