Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7878 E. 2024/929 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, mirasbırakanlarından intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmazların tapu kaydının iptali ve kendi adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada, davalı mirasçılar dışındaki 3. bir kişi olduğundan, elbirliği mülkiyeti söz konusu iken, davacıların miras payları oranında tescil talep edemeyecekleri hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar üzerinde elbirliği mülkiyeti bulunduğundan tüm mirasçıların dava açması veya davaya katılması, terekeye temsilci atanması gerekirken, davacıların miras payları oranında tescil istemeleri ve davalı da terekeye dahil olmayan 3. bir kişi olması sebebiyle davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

...

...

...

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 10, 115 ada 12, 115 ada 14 ve 115 ada 16 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakandan intikal ettiğini, kadastro tespitinin hatalı yapıldığı ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydı iptal edilerek miras payları oranında davacılar adına tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmazların davalının eşi olan ...'ın babası olan ...'dan intikal eden taşınmazlar olduğunu, davalının eşi olan ...'ın dava konusu taşınmazları davalıya verdiğini ve kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit edildiğini, bu taşınmazların yaklaşık 40 yıldır davalı ve eşi tarafından kullanıldığını, davacılar ile davalının herhangi bir akrabalığı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın terekesinin el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, bu mülkiyet şeklinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsadığı, dava konusu taşınmazların 05.07.2007 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti ile davalı adına kayıtlı oldukları, davalının mirasbırakanın terekesine karşı 3. kişi durumunda olduğu, davacıların miras payları oranında adlarına tescil istemi ile 3. kişiye karşı açtıkları davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davacıların ve davalının eşi ...'ın mirasbırakanı ...'dan kaldığını, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin aynı doğrultuda beyanda bulunduklarını, yargılama aşamasında ... oğlu ...'ın veraset ilamının dosyaya sunulduğunu, ancak kök mirasbırakan ...'ın veraset ilamı alınmadan hüküm kurulduğunu, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacıların, çekişmeli taşınmazların mirasbırakanları ...'dan kaldığını ileri sürerek miras paylarına yönelik olarak dava açtıkları, istinaf dilekçesinde ise kök mirasbırakan ...'a ait olduğunu belirttikleri; keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin kök mirasbırakan ... öldükten sonra oğulları ... ve ...'in mirası taksim ettiklerini, taşınmazlardan ikisinin ...'e, ikisinin ...'e düştüğünü beyan ettikleri, ... ’nın 1970 yılında öldüğü, kök mirasbırakan ...'ın mirasının taksiminden sonra zilyetliğin ... ve ...'e geçtiği, davacıların dava dilekçesinde kök mirasbırakan olarak ...’ı gösterdikleri, mirasbırakan ...'in ve oğlu ...’in davacılar dışında mirasçılarının bulunduğu, taşınmazların ...'in mirasçıları arasında taksim edildiğine, davacıların paylarının belirli olduğuna ilişkin bir beyan ve delilin ise dosyada bulunmadığı, davalının mirasbırakan ... terekesine karşı 3. kişi durumunda olduğu, davacıların miras payları oranında adlarına tescil istemi ile 3. kişiye karşı açtıkları davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 115 ada 10, 115 ada 12, 115 ada 14 ve 115 ada 16 parsel sayılı taşınmazların intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı adına tespit edildiği, tespitin 06.07.2007 tarihinde kesinleştiği; mirasbırakan ...’ın 1970 yılında öldüğü, geride 1981 yılında ölen kızı ...’in dava dışı mirasçıları ...,...,..., 1998 yılında ölen kızı ...’nin dava dışı mirasçıları ...,...,... ve 2013 yılında ölen oğlu ...’in mirasçıları olan davacılar ...,...,... ile dava dışı mirasçıları ...,...,... , ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı, ...’ın babası ...’ın 1930 yılında öldüğü, davacı asılların keşifteki beyanlarında geçen ...’ın, ...’ın 1968 yılında ölen kardeşi, davalının ise ...’ın oğlu ...’ın eşi olduğu anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Bilindiği üzere; iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan bir terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin olarak mirasçılar miras payları oranında adlarına tescil istemiyle diğer mirasçılar aleyhine dava açabilirlerse de terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de bu şekilde açılan bir davada tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur. Ancak elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde bir mirasçı payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilcisi atanması da hüküm ifade etmeyecektir.

4. Somut olaya gelince, davacılar vekilinin, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların davacıların kök mirasbırakanından intikal ettiğini ileri sürerek davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmesini talep ettiği, 06.11.2018 tarihli duruşmada kök mirasbırakanın veraset ilamını sunmak üzere süre verilmesini talep etmesi üzerine, Mahkemece kök mirasbırakan ...'ın veraset ilamının sunulması için davacılar vekiline gelecek celseye kadar yetki ve süre verildiği, 08.06.2018 tarihli keşifte davacı asılların dava konusu taşınmazların mirasbırakanları ...’dan oğulları ... (...) ve ...’e kaldığını, ...’in payının ise babaları olan ...’e kaldığını beyan ettikleri, 08.06.2021 tarihli duruşmada davacılar vekilinin dava konusu taşınmazların davacıların kök mirasbırakanı ...’a ait olduğunu ve kadastro tespitinin hatalı olarak davalı adına yapıldığını ifade ettiği, mirasbırakan ...’ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, TMK'nın 640 ıncı ve 702 nci maddelerine göre mirasbırakanın tüm mirasçılarının birlikte dava açmaları veya tereke adına bir mirasçı tarafından açılan davaya muvafakat vermeleri ya da tereke adına açılan davanın terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilmesi gerektiği, mirasçılardan birinin tek başına adına tescil istemiyle dava açması halinde ise diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla davanın yürütülmesinin mümkün olmadığı, davacılar vekilinin dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’dan, davacı asılların ise 2 parça taşınmazın babaları olan mirasbırakanları ...’ten kaldığını ileri sürdükleri, her iki durumda da dava dilekçesindeki talebin dava konusu taşınmazlarının terekeye döndürülmesi istemine ilişkin olmayıp davacıların miras payları oranında davacılar adına tesciline yönelik olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, davalı ...’ın ise terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğu gözetildiğinde; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...