"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/593 E., 2022/1354 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/47 E., 2018/168 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine; ... Mahallesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kütürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun'un 4 üncü maddesinin değişik 4 üncü fıkrası ile aynı Kanun'un 6 ıncı maddesine istinaden çıkartılan uygulama yönetmeliğinin 20 inci maddesi gereğince tescil harici bırakılan yerlerin tahdit ve tespitleri ile kadastro çalışmaları sırasında 378.978,84 m² miktarlı 5101 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, askı ilan cetvellerinin 16.10.2014 tarihinden itibaren askıya çıkarıldığını, 5366 sayılı Kanun’un 4/4 üncü maddesi değiştirilmeden önce yenileme alanında kalan taşınmazların işleme gerek kalmaksızın İl Özel İdaresi veya Belediye’ye bedelsiz devrini öngörmesine rağmen 27.04.2008 tarihinde 5793 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinde yeniden düzenlendiğini, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile devrin yapılabileceğinin belirtildiğini ileri sürerek 5101 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazın 766 sayılı Kanun çerçevesinde tampon bölge olarak bırakılan yer olduğunu, 3402 sayılı Kanun'un geçici 8 inci maddesi gereğince yapılan kadastro çalışması neticesinde bu yerin Bakanlar Kurulu kararı ile kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesi neticesinde ... adına tespit ve tescil edildiğini, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli ve 2015/47 Esas - 2018/168 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın Şehitkamil Belediyesi sınırları içerisinde bulunduğu, Bakanlar Kurulu kararı ile Bedirkent Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi nedeniyle yapılan tescil işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 30.05.2019 tarihli ve 2019/119 Esas - 2019/592 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın değerinin dava dilekçesinde 1.000,00 TL olarak belirtildiği, yargılama aşamasında bu miktara herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi yeniden dava değeri de tespit edilmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 341/2 inci maddesi gereğince verilen kararın kesin olduğu, istinaf başvurusunun kesin karara karşı yapıldığı gerekçesiyle HMK'nın 346/1 inci ve 352/1-b maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin bu karara yönelik temyiz talebi de 25.07.2019 tarihli ek kararla dava değeri itibariyle kararın temyizi kabil olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dairenin 11.01.2022 tarihli 2021/3696 E., 2022/135 K. sayılı kararıyla, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış olan tapu iptali ve tescil davasında, kararın değer itibariyle kesin olduğundan bahisle istinaf incelemesinin yapılmaması ve temyiz isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 21.09.2022 tarih 2022/593 E., 2022/1354 K. sayılı kararı ile; taşınmazın sit alanı içerisinde kalmadığı 5366 sayılı Yasa ile bir ilgisinin bulunmadığı, kadastro tespiti öncesinde tapusuz taşınmaz durumunda bulunduğu, tarihi ve kültürel olarak hakkında alınmış bir koruma kararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın yenileme alanı kapsamında bulunduğunu, bu yerin öncelikli olarak Hazine adına tescilinin gerektiğini, şartların oluşması durumunda ilgili kurumlara devredileceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16, 18 ve geçici 8 inci maddeleri
3. Değerlendirme
... parsel sayılı 378.978,84 m2 miktarlı ham toprak nitelikli taşınmazın kadastro çalışmalarında senetsiz, 1965 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi gereğince tespiti yapılan yerin bir kısmının kişiler tarafından kullanıldığı ve adlarına beyanlar hanesine şerh düşüldüğü, bir kısmında TEİAŞ (TEK) enerji nakil hattının olduğu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olup muhtar ve bilirkişilerin beyanlarından ve yapılan incelemeden ham toprak vasfında Kadastro Kanunu 18 inci maddesi ve geçici 8 inci maddesi gereğince Maliye Hazinesi adına tespiti yapılması gerekirken Şehitkamil Belediyesi’nin Kadastro Müdürlüğü’ne yazdığı 17.04.2014 tarih 10038 sayılı yazısı ve ekindeki krokide Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilan edilmiş olduğu belirtildiğinden 05.07.2014 tarih 25866 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5366 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi ile değişik 4 üncü fıkrası ile aynı Kanun'un 6 ncı maddesine istinaden uygulama yönetmeliğinin 20 inci maddesi gereğince ham toprak niteliği ile Şehitkamil Belediyesi adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 17.11.2014 tarihinde kesinleştiği, Belediye’nin 03.02.2017 tarihli yazısında dava konusu taşınmazın yenileme alanı olmadığı, hiçbir zaman Hazine’nin mülkiyetine geçmiş olmadığı, 5366 sayılı Kanun kapsamına giren bir taşınmaz olmadığı, alınan 20.02.2018 tarihli ziraat bilirkişi raporunda dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan çayır, mera, otlak, yaylak ve kışlak, dere yatağı gibi yerlerden olduğu, içinde beş adet kuru dere yatağı bulunduğu, yabani bitkilerin yer aldığı, irili ufaklı taşların bulunduğu, uzun yıllardır tarımsal faaliyet yapılmadığı, 16.10.2017 tarihli jeoloji mühendisi raporunda da taşınmazın bor, boş ve kıraç vaziyette, kuru dere yataklarının yoğun yağışlı mevsimlerde yağmur sularının drene edildiği doğal drenej ağı özelliğinde olduğu, şiddetli ani yağışlarda fazla ve ani gelen katı materyal ihtiva eden büyük su kütlelerinin yüksek eğime sahip olması nedeniyle kuru dere yataklarından akması ve yayılmasının kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirttiği, dava konusu taşınmazın TKGM parsel sorgulama ekranında yapılan araştırmada 28.02.2022 tarihli imar işlemi ile bir çok yeni parsele gittiği, bilahare ifraz ve tevhit işlemleri gördüğü anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 5366 sayılı Kanun'un taşınmaz tasarruflarının kısıtlanması ve kamulaştırma başlıklı 4/4 üncü maddesi “Yenileme alanında kalan Hazineye ait taşınmazlar; bir kamu hizmetine tahsisli olanlar, ön izin verilmiş veya üzerinde irtifak hakkı tesis edilmiş olanlar, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler ile sivil ve askeri hava alanları ve mania plânları kapsamında kalan yerler hariç olmak üzere, Cumhurbaşkanı kararı ile projeyi yürüten il özel idaresine veya belediyeye bedelsiz olarak devredilir. Devir işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Devir tarihinden itibaren beş yıl içinde devir amacına uygun olarak kullanılmayan taşınmazlar bedelsiz olarak re’sen Hazine adına tescil edilir. Söz konusu taşınmazlardan elde edilecek gelirin, proje ve uygulama giderleri düşüldükten sonra kalan kısmının yüzde 50’si Hazineye aktarılır. Yenileme alanı ilan edilen yerlerde, yenileme projesi kapsamında kalan taşınmazlar devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Hazinece satılamaz, kiraya verilemez, tahsis edilemez, ön izin veya irtifak hakkına konu edilemez.” şeklinde ve yönetmeliğin 20 inci maddesi “Mülkiyeti Hazineye ait olduğu tespit edilen taşınmazlarla ilgili olarak, yetkili idareler öncelikle mülkiyeti Hazineye ait taşınmaz malların kendi adlarına devri için ilgili tapu sicil müdürlüğünden talepte bulunur. İlgili tapu sicil müdürlüğü talebin ulaşmasından itibaren en geç bir ay içinde bu tescili resen yapar. Bu işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Yenileme alanı ilan edilen yerlerde, yenileme projesi kapsamında kalan taşınmazlar Hazinece satılamaz, kiraya verilemez ve tahsis edilemez. Yenileme alanı içinde Kanun gereği mülkiyeti yetkili idarelere geçen Hazineye ait taşınmazlar, satış veya gelir getirici bir işe dönüştürüldüğünde ve devre ait işlemler tamamlandığında proje ve uygulama giderleri çıktıktan sonraki gelirin yüzde yirmibeşi en geç üç ay içinde Hazineye aktarılır.” düzenlemesini içermekte olup dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan, Kadastro Kanunu geçici 8 inci maddesi gereğince kadastrosu yapılan dava konusu ham toprak nitelikli yerin Kadastro Kanunu 18 inci maddesi gereğince Hazine adına tespit edilmesi gereken yer olduğu, eldeki dosyada tespitin hatalı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın Hazine’nin adına tescili gereken yerlerden olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, taşınmazın imar-ifraz-tevhit işlemleri nedeniyle bir çok parsele gittiği, tapu kayıtlarının dosya arasına alınması, dava dışı 3. kişilere devredilen taşınmazlar varsa HMK 125 inci maddesinin değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.