Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7966 E. 2024/273 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil edilen taşınmazın davacıya ait parsele dahil edilerek tapuda tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazın davacıya ait parsele dahil edilerek tesciline karar vermesi usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/73 E., 2020/161 K.

DAVALILAR : Hazine vekili Avukat ..., ...

FER'Î MÜDAHİL : ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu taşınmazın kendisinin maliki bulunduğu ... köyü, Köyiçi mevkii, 157 ada 17 parselde kain taşınmaz ile erkek kardeşi ...'ın maliki bulunduğu 18 parselde kain taşınmaz arasında bulunan ve kadastro tutanağında yol olarak gözüken yer olduğunu, resmiyette yol olarak gözüken bu yerin aslında fiilen bulunmadığını, bu alanın yarısı kendisine ait iken kadastro çalışmaları sırasında sehven yol olarak tapuya geçirildiğini, maliki olduğu taşınmaz ile ...'ın maliki olduğu taşınmaz yan yana bir bütün olması gerekirken, ilgili pafta incelendiğinde de görüleceği üzere arada bir yol gözüktüğünü, her iki taşınmaz da bir bütün olarak mirasbırakan babası ...'a aitken babasının vefatıyla birlikte her iki kardeş arasında pay edildiğini, kendisinin yurt dışında bulunması ve çok nadir aralıklarla Türkiye'ye dönebiliyor olması nedeniyle yapılmış olan bu yanlışlığa zamanında müdahale edilemediğini, kadastro çalışmalarının 2006 senesinde tamamlanıp kesinleştiğini, bu durumu ancak Türkiye'ye döndüğünde fark ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın yol olarak gözüken kaydının terkini ile maliki olduğu 157 ada 17 parsel sayılı taşınmazın içine dahil edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine, katıldığı duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.

2.Feri müdahil ..., davacıya ait taşınmaz ile kendisinin babasına ait taşınmazın taraflara mirasbırakanlarından kaldığını, mirasçıların kendi aralarında taksim yaptıklarını, 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonrası ise tapu kayıtlarının çıkarıldığını, davacı tarafından dava konusu edilen yolun, kendisinin evine ve arsasına geçilebilmesi için kullanılması mecburi olan bir yer olduğunu, zaruri geçiş ihtiyacını karşılaması için kullanabileceği başka bir yolun bulunmadığını belirterek davalılar yanında davaya katılmak istediğini bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.03.2015 tarihli ve 2013/310 E. - 2015/71 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 151,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacıya ait 157 ada 17 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2017 tarih ve 2015/21193 E. - 2017/9041 K. sayılı kararıyla; " ....Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.12.2020 tarihli ve 2018/73 E. - 2020/161 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamı itibariyle dava konusu edilen yerde davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile Kadastro bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 151,86 metrekarelik tescil harici bırakılan kısmın ... ilçesi, ... köyü, Köyiçi mevkiinde bulunan ... ada 17 parsel sayılı davacı adına kayıtlı taşınmaza dahil edilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; tescil harici bırakılan dava konusu taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığının açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmediğini, ayrıca taşınmaz üzerinde davacı lehine malik sıfatı ile zilyetlik şartlarının tahakkuk edip etmediği, tespit tarihine kadar nizasız fasılasız ve malik sıfatı ile zilyetliğin 20 seneden fazla olup olmadığı hususunun da yeterince araştırılmadığını, hava fotoğraflarının incelenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 inci ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... ilçesi, ... köyü, Köyiçi mevkiinde bulunan ve dava konusu edilen taşınmazın 2006 yılında ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları esnasında 156 ada 16 ve 17 nolu parseller arasında tescil harici yer ve yol boşluğu olarak bırakıldığı anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca miktar yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.