Logo

1. Hukuk Dairesi2022/79 E. 2022/4835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalıya yaptığı satışın mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan delillere, mirasbırakanın davalıya minnet duygusuyla ve bakım karşılığında temlikte bulunduğuna, tanık beyanlarının hükme esas alınmasının sonuca etkili olmadığına göre davanın reddine dair karar, bozma kararına uygun olarak usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14/06/2022 Salı günü saat 10.10'da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’nin kayden maliki bulunduğu 408 ada 150 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’a satış sureti ile temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek,miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23/03/2016 tarihli ve 2014/30 E., 2016/105 K. sayılı kararıyla; dava dışı başka mirasçıları da bulunduğundan miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 22/01/2020 tarihli ve 2016/14729 E., 2020/349 K. sayılı kararıyla; "…Diğer taraftan, mirasbırakanın mirasçısından mal kaçırma amacıyla yaptığı temliki işlemler bakımından mirasbırakanın iradesi ile mirasçıların yararının çatıştığı kuşkusuzdur. Bunun sonucu olarak da, her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunabilmesine olanak tanınmıştır. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31/03/2021 tarihli ve 2020/255 E., 2021/169 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisin kız kardeşi oldukları, davalının ise murisin damadı olduğu, murisin davalı damadı ile birlikte yaşadığı, kızının ölümünden sonra da murise davalının bakmaya devam ettiği, murisin ölümüne kadar bakımının davalı tarafından yapıldığının mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları ile sabit olduğu, eldeki davada, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kızının ölümünden sonra 2. evliliğini yapmasına rağmen ölene kadar bakımını üstlenerek özenle bakan damadı davalıya minnet duyguları ile çekişmeli taşınmazı temlik ettiği, temlikin, bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, davalı tarafın satışın belirli bir semen veya emek karşılığında gerçekleştiğini hiçbir şekilde savunmadığını, cevap dilekçesinde satışın muvazaalı değil gerçek olduğunu,ölünceye kadar bakma akdi yaptıklarını, binayı kendisinin yaptığını savunduğunu, HMK'nın 141/1. maddesi gereğince savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesinin mümkün olmamasına rağmen 02/03/2021 tarihli beyanlarında murise davalının baktığının ileri sürüldüğünü, sadece keşifte dinlenen ve yönlendirilmiş mahalli bilirkişilerin murise davalının baktığı beyanlarının karara gerekçe yapılamayacağını, mahkeme kararında taraf tanıklarının beyanlarının hiç değerlendirilmediğini, davalının dava konusu binayı kendisinin yaptığına ilişkin iddiasının doğru olmadığının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV/2.) no.lu paragrafında yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV./3.) no.lu paragrafında yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve özellikle taraflarca getirilme ilkesine tabi olan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda tanık olarak gösterilmeyen mahalli bilirkişi beyanlarının hükme esas alınması doğru değil ise de bu hususun sonuca etkili olmadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, davalı vekili duruşmaya katılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.