"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/7 E., 2022/1791 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/184 E., 2021/425 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, 17701 parsel sayılı taşınmazda 5 katlı binası olduğunu, taşınmazın yüz ölçümü 6293 parsel numarası ile 127 m2 iken 17701 parsel sayılı 96,69 m2 ve 17917 parsel sayılı 28 m2 taşınmazların oluştuğunu, maliki olduğu taşınmazın yüz ölçümünün küçültüldüğünü, taşınmazda binası varken böyle bir parsel oluşturulmasını gerektirecek bir durum olmadığını, binanın taşınmazdan değerli olduğunu, kendisine bir karşılık da ödenmediğini ileri sürerek 17917 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; yola terk, tevhid ve ifraza ilişkin idari işlem iptal edilmediği sürece dava açılamayacağını, aplikasyon krokilerinde 6293 parsel sayılı taşınmazdaki binanın komşu 6294 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, 6291 parsel sayılı taşınmazdaki binanın komşu 6292 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, parsel sınırları ile mevcut bina sınırlarının uyumsuz olduğunu, binaların silsile yoluyla komşu parsellere tecavüzlü olduğunu, davacının, maliki olduğu 6293 ve 6292 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tevhid ve ifraz beyannamesi ile talepte bulunduğunu, 6292 parsel sayılı taşınmazdaki komşu binadan kaynaklanan tecavüzlü kısmın ayrılarak 36,76 m2 alanlı parselin oluşması ve bu parselin Belediyeye şartız hibe edilmesini kabul ettiğini, bunun üzerine 11.02.2010 tarihli ve 87-87 sayılı encümen kararının alındığını, karar üzerine 6292 ve 6293 parsel sayılı taşınmazların kayıtlarının kapatıldığını ve 96.71 m2 alanlı 17701, 118,46 m2 alanlı 17702 ve 36,76 m2 alanlı 17703 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, 17703 parsel sayılı taşınmazın Belediyeye hibe edildiğini, 17702 parsel sayılı taşınmaz üzerine yeni bina yapıldığını, 17701 parsel sayılı taşınmazdaki mevcut binasının da olduğu gibi 6294 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olarak bırakıldığını, 6294 parsel sayılı taşınmazın aplikasyon krokisinde de 17701 parsel sayılı taşınmazın 6294 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, 6295 parsel sayılı taşınmazdaki binanın da 16165 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, muvafakatname ve taahhütname doğrultusunda 6294 ve 6295 parsel sayılı taşınmazların yola terk, tevhid ve ifraz işlemleri sonucunda 28.09 m2 alanlı 17917, 98,48 m2 alanlı 17920 ve 125,28 m2 alanlı 17921 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, 17701 parsel sayılı taşınmazdaki binanın taşkın olduğu 17917 parsel sayılı taşınmazın maliklerin rızası ile Belediyeye hibe edildiğini, iki bina arasında kalan ve tecavüzden arındırılmış 17921 parsel sayılı taşınmaza yeni bina yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava açılmadan önce ...'ın bitişiğine bina yapmak için vekaletname istediğini, eşinin ...'a vekaletname verdiğini, ...'ın eşinden almış olduğu vekaletnameyi kötüye kullanarak binasını yaptığını, binanın altındaki 27 m2 arsanın kendisinin olması gerektiğini, ancak ...'ün bu kısmı kendi üzerine geçirdiğini, 127 m2 yerinin 98 m² ye düştüğünü, kendisinin de mağdur olduğunu, taşınmazın eski haline getirilerek tarafına tesliminin sağlanmasını istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının talep ettiği ... mahallesi 14 (yeni) 17917 parsel sayılı 28 m²lik kısmın, verdiği muvafakat ve taahhüt kapsamında kaldığı değerlendirilerek sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; imzaladığı hibe taahhütnamesinin geçerli olmadığını, resmi şekilde yapılması gerektiğini, hibenin 6292 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğunu, oysa kaydırılan alanın 6293 parselde olduğunu, Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, davacının 6293 parsel sayılı taşınmazında sebepsiz yere 96,71 m2 düşüldüğünü, Mahkemenin tüm delilleri toplamadığını, tanıkları dinlemediğini ve bilirkişi raporuna itirazları değerlendirmediğini, binanın imar planı ve projeye uygun yapıldığını, binanın daha değerli olduğunu, işlemin muvazaalı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik incelemeyle hazırlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının daha önce 6292 ve 6293 parsel no'lu taşınmazların maliki olduğu, taşınmazların komşu taşınmazlara tecavüzlü halde bulunduğu, davacının kendi iradesi ile kadastro müdürlüğünden kroki hazırlatılmak sureti ile belediyeye yola terk, tevhid ve ifraz işlemleri için başvuruda bulunduğu, Gaziosmanpaşa 3. Noterliğinin 28.01.2020 tarih ve 03425 sayılı muvafakatname ve taahhütname ile gayrimenkulün yola terkin gereken kısımlarının yola bedelsiz olarak terkedilmesinin ifraz ve tevhid düzeltilmesi yapılmasına onay verdiği, belediye encümenince davacının talebinin kabulü ile gerekli işlemlerin yapılması için karar alındığı, onay evraklarında davacının imzasının bulunduğu, müteahhitle ilgili bir işlem olmadığı, böylece davacının iradesine göre onay verdiği işlemler kapsamında yapılan tevhid, terk ve düzeltme işlemleri sonucunda dava konusu parselin oluştuğu, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295 inci ve 297 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3. Somut olayda, geri çevirme ile dosyaya kazandırılan tapu kayıtlarından ve tüm dosya kapsamından, davacının 6293 ve 6292 parsel sayılı taşınmazların kayden maliki olduğu, anılan taşınmazların tevhidi ile 17700 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, 17700 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile 17701, 17702 ve 17703 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 17703 parsel sayılı taşınmazın da 19.03.2010 tarihinde davacı tarafından davalı ... Belediyesine hibe edildiği, 6294 parsel sayılı taşınmazın kayden malikinin davalı ... olduğu, taşınmazın ifrazı ile davaya konu 28 m2 yüz ölçümlü 17917 parsel sayılı taşınmaz ile başka bir taşınmazın daha oluştuğu, 17917 parsel sayılı taşınmazın tamamı ... 'e ait iken 1/5 payını davalı ...'e, 1/5 payını davalı ...'a temlik ettiği, 3/5 payın ise uhdesinde kaldığı görülmüş olup davacının dava konusu 17917 parsel sayılı taşınmaz ile ilgisi olmadığı anlaşılmakla; davanın reddinin bu gerekçe ile olması gerekirken yazılı şekilde gerekçe yazılması doğru değildir.
4. Ne var ki; karar, sonucu itibariyle doğru olduğundan ve anılan hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe kısmının düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacının sair temyiz itirazlarının reddine,
İlk Derece Mahkemesince verilen karar, açıklanan gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi