"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen, tapu iptali ve tescil istekli davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesi kararı gereğince tescili yapılırken, davalı idare tarafından, anılan ilamda belirtilen pay oranlarından farklı olarak ve ilam gereği malik olan bazı kişilerin payları ketmedilerek sicil oluşturulduğunu ileri sürerek, tapu kaydının düzeltilmesi isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında davacılardan ...’in ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., hatalı işlem nedeniyle adına fazla pay tescil edildiğini, tapu kaydındaki yanlışlığın değiştirilmesini istediğini bildirmiş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, kesinleşen kadastro mahkemesi kararına aykırı olarak tescil yapıldığı ve anılan ilamda lehine 1/4 payın tesciline karar verilen ...'ın payını davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 01.12.2011 tarihli ve 2011/5373 E., 2011/12152 K. sayılı kararıyla; “...ifraz parsellerinin tüm tedavül ve intikallerini gösterir kayıt ve dayanak belgeler temin edilerek, ifrazen bir paylaşım söz konusuysa, davacıların Kadastro Mahkemesi ilamı gereğince malik oldukları payların ... adına tescil edilen ifraz parsellerine yansıtılması, ... tarafından temliki bir işlem yapılmışsa iyiniyet hususunun gözetilmesi gerekirken, sicil kaydı kapatılan ve böylece hakkında işlem yapma olanağı kalmayan 22 sayılı parsel üzerinden ve dava dışı kişileri de kapsar şekilde Kadastro Mahkemesi ilamında belirtilen kişiler ve paylar itibariyle tescile karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 06.03.2014 tarihli ve 2012/85 E., 2014/159 K. sayılı kararıyla; ifraz parsellerinin kayıt ve dayanak belgelerinde taksim akdi veya temliki bir işlemin olmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporunda belirlenen paylar dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Dairenin 24.05.2016 tarihli ve 2014/16650 E., 2016/62652 K. sayılı kararıyla; “...bozma ilamında belirtilen ilkeler ve yukarıda değinilen olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması; tarafların katılımı ile taksim iddiasının araştırılması, mirasçılardan sorularak kullanım durumunun belirlenmesi, davacıların mirasbırakanı ile diğer tapu malikleri adına tescil edilen payın ifraz parsellerine ne oranda yansıdığının saptanması, bu hususlara ilişkin denetime elverişli ve bilimsel verilere uygun biçimde bilirkişiden rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.10.2021 tarihli ve 2017/18 E., 2021/814 K. sayılı kararıyla; kesinleşen kadastro mahkemesi kararına aykırı olarak tescil yapıldığı anlaşıldığından 22/06/2021 havale tarihli fen bilirkişi raporu ekinde bildirilen payların ilgili kişiler adına tesciline, ancak 109 ada 75 parselde yer alan ve bilirkişi raporu ile hisse dağıtımı yapılırken toplam hissenin 98644 olması gerekirken sehven 35230 olarak yazıldığı anlaşılmış ve bu husus hüküm fırkasında düzeltilmiştir. Ayrıca, 109 ada 79 parsel, 109 ada 80 parsel, 109 ada 81 parsel, 109 ada 82 parsel, 109 ada 83 parsel, 109 ada 84 parsel ve 109 ada 129 parselde kayıtlı taşınmazlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalıların davayı kabul ettiğini, davalılardan ...’in taşınmazın ¼ payının kendisine ait olduğunu belirtmesine rağmen talebinden fazla olarak adına tescil yapıldığını, yine bozma sonrasında yapılan keşif sırasında da davalılar ... ve ... kendilerine yalnızca 1/4’er payın ait olduğunu, geriye kalan 2/4 payın davacı ...mirasçılarına ait olduğunu, fiili kullanım konusunda aralarında rızai taksim olduğunu, taşınmazlardan sadece 80, 81 ve 83 parsel sayılı taşınmazı kullandıklarını belirtmelerine rağmen 75, 76 ve 77 parsel sayılı taşınmazlardan bu davalılara da pay verilmesinin hatalı olduğunu, keşifteki taraf beyanları dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının hataya sebep olduğunu, 78 parsel sayılı taşınmazda kendilerine pay verilmesininde hatalı olduğunu, bu taşınmazın rızai taksim sonucu tamamının ... ve ...’e ait olduğunu, 80, 81 ve 83 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 84, 82 ve 79 parsel sayılı taşınmazların ise ... adına tesciline karar verilmesi gereketiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
8.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, müvekkiline husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığını, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” ve aynı kanunun 1025/1 inci maddesi ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.'' denilmektedir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
9.3. Değerlendirme
9.3.1 Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın Şemdinli Kadastro Mahkemesinin 04.08.1995 tarihli ve 1991//30 Esas, 1995/33 Karar sayılı ilamına dayalı olarak 21.12.1998 tarihinde hükmen tescil edildiği, ancak tescil ilamında belirtilen kişiler ve pay oranlarına aykırı olarak kayıt oluşturulduğu, 280/560 payın ... varisleri davacılar ile bazı davalıların murisi ... ... adlarına tescili gerekirken, anılan payın tamamının ... ... adına kaydedildiği, bilahare paydaşlardan ...’ın payını 21.12.1998 tarihinde ve satış suretiyle davalı ...’e temlik ettiği, daha sonra taşınmazın davalı ... ve ...'in talebi üzerine, İmar Kanunu'nun 15. maddesi uygulanmak suretiyle Şemdinli Belediyesi tarafından 10 parçaya ifraz edilerek aynı ada 75 ilâ 84 sayılı parsellerin meydana getirildiği ve 75 parsel sayılı taşınmazın ... ..., 79,82 ve 84 sayılı parsellerin davalı ..., 81 ile 83 sayılı parsellerin davalı ..., 76,77 ve 78 parsel sayılı taşınmazların da 1/3’er ... ile davalılar ... ve ... adlarına 19.11.1999 tarihinde ifrazla ve 80 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... adına 15.05.2002 tarihinde satış suretiyle kayıtlı bulunduğu, davalılardan ...in paylaşım iddiasını kabul etmediği anlaşılmaktadır.
9.3.2 Bilindiği üzere; bozma kararına uyulmuş olmakla ilgilileri lehine usulî kazanılmış hak oluşur ve mahkeme bozma gereklerini yerine getirmek zorundadır.Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
9.3.3 Şöyle ki; kadastro mahkemesi kararına aykırı şekilde tescil yapıldığı hususunda taraflar arasında çekişme yoktur. İhtilaf, davacıların hükmen pay sahibi olmalarına karşın, bu paylarının tamamının davalılar ..., ..., ..., ...ve ...’nın mirasbırakanı olan ... ... adına tescilinden kaynaklanmaktadır.
9.3.4 Hemen belirtilmelidir ki, Kadastro Mahkemesi kararında davalı ... ve dava dışı kişilerin paylarında yapılan yanlışlık ve bu payların dahi sicile hatalı yansıtılması dava dışı kişilerin hukuki durumlarını etkiler. Bir başka deyişle, dava açmayan bu kişiler lehine pay iptali ve tescile karar verilmesi hatalıdır.
9.3.5. Eldeki davada her ne kadar Kadastro Mahkemesi kararı gereğince ... mirasçıları adına 2/4 pay tescili gerekirken Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 1/3 pay olarak ...mirasçılarından ... adına sicil oluşturulduğu ileri sürülmüş ise de, gelen kayıt ve belgelerden anılan ilam gereğince 280/560 payın doğru ve fakat davacıların payları gözetilmeksizin sadece ...adına kaydedildiği görülmektedir.
9.3.6 Hâl böyle olunca; bozma kararında belirtilen ilkeler ve yukarıda değinilen olgular doğrultusunda ... ... adına oluşturulan tescilin yolsuz olduğu gözetilerek imar uygulaması sonucunda ... adına oluşan 75 parsel sayılı taşınmazda tam, 76, 77 ve 78 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/3 pay üzerinden ... mirasçıları olan davacılar ile yargılama sırasında ölen ... mirasçılarının veraset ilamındaki payları oranında hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde ölü kişi adına tescil kararı verilmesi ve dava açmayan davalı ... ve ...’e yazılı olduğu şekilde pay tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.