"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/8 E., 2022/73 K.
DAVA TARİHİ : 27.04.2015
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.02.2019 tarihli, 2016/5068 Esas, 2019/494 Karar sayılı kararı ile onanmış, bu defa davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli, 2019/1511 Esas, 2019/4504 Karar sayılı kararıyla, davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairenin onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 183 ada 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların evveliyatı itibariyle babasına ait olup taksimen kendisine kaldığını, Hazine veya Köy Tüzel Kişiliği ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazlara ilişkin vergi kaydının da bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili 21.10.2015 tarihli duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Köy Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.12.2015 tarihli, 2015/64 Esas, 2015/547 Karar sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazlarda ne kadar yerinin olduğunun net bir şekilde tespit edilemediği, özellikle davacı tanığı Kasım Yıldırım’ın beyanından taşınmazların evveli itibariyle Hazine arazisi olup zamanla sürülerek davacı tarafından kendi arazisine katıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Kararın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.02.2019 tarih, 2016/5068 Esas, 2019/494 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiş; bu defa davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli, 2019/1511 Esas, 2019/4504 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermeye yeterli bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların tespit tutanaklarının edinme sebebinde; dava dışı 183 ada 56, 57, 58, 59, 60, 64, 67, 68, 70, 122 parsel sayılı taşınmazlarla bir bütün halde toprak tevzii çalışmaları sonucunda Hazine adına oluşan Mart 1965 tarih 326 sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tablendikatifte adı geçen şahıslar tarafından 20 yıldan fazla bir süredir malik sıfatıyla zilyet edilmekte ise de belirtme tutanağında 1945 yılında köy meralarından sürülen yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiği belirtilmesine rağmen Mahkemece anılan tapu kaydı ile toprak tevzi çalışmalarına ilişkin belirtmelik, tablentikatif ve diğer belgeler ile haritasının ve davacının dayandığı vergi kaydının getirtilmediği ve bu nedenle de keşifte uygulanmadığı, diğer yandan zilyetlik hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan alınan beyanların dahi son derece soyut nitelikte bulunduğu belirtilerek açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılıp toplanan delillere göre karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 16.03.2022 tarihli, 2020/8 Esas, 2022/73 Karar sayılı kararıyla; davacının dayandığı vergi kaydının dava konusu taşınmazlara uyduğunun kanıtlanamadığı, taşınmazların tespitine esas tapu kaydının taşınmazları kapsamına aldığı, her ne kadar taşınmazlara ilişkin belirtmelik tutanağı bulunup dosya arasına alınamamış ise de 183 ada 120 nolu mera parselinin sınırında bulunan dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının edinme sebebinde taşınmazların 1945 yılında köy meralarından sürülen yerlerden olduğunun belirtildiği, 1960 yılına ilişkin hava fotoğraflarında taşınmazların 183 ada 120 nolu mera parseli ile zeminde bir bütün olduğunun görüldüğü, tüm bu sebeplerle taşınmazların evvelinin kadim mera olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenen tanık beyanlarının ve bilirkişi raporlarının yanlış değerlendirildiğini, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere dava konusu taşınmazların tarla vasfında olduğunu, yerel bilirkişilerce de taşınmazların meradan açma olmadığının belirtildiğini, hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazlarla komşu taşınmazların zeminde bütünlük gösteriyor olmasının taşınmazların müvekkiline ait olmadığını göstermeyeceğini, eski zamanın şartlarında traktör olmadığı ve taşınmazlar sabanla sürüldüğü için arada ayırt edici sınır bulunmamasının normal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16 ve 46 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, ... ilçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 183 ada 65 parsel sayılı 12.264,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmazın Zeynel Abidin oğlu ...’ın işgalinde olduğu gösterilerek, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşmuş olan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan dava konusu 183 ada 66 parsel sayılı 17.800,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmazın Şeyh Hamit kız...ın işgalinde olduğu gösterilerek Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşmuş olan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.