Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8521 E. 2023/4032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıların mirasbırakanının kendisine ait taşınmaz paylarını devrettiğini ancak kadastro sırasında hatalı olarak davalıların mirasbırakanının adına tescil edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastrosu sırasında tapu kayıtlarına uygun işlem yapıldığı, davalıların mirasbırakanının devrettiği iddia edilen payların tespit sırasında dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu ve davacının iddiasını destekleyen resmi bir satış belgesi sunulamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 23.05.2022 Pazartesi günü saat 10:15 de daireye gelmeleri taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 105 ada 79 parsel, 108 ada 8 parsel,110 ada 92, 94, 165, 166, 174, 175 parseller, 111 ada 51 parsel ve 117 ada 27 ve 38 parsel sayılı taşınmazlarda davalıların mirasbırakanı ... (...) pay sahibi iken ... ...’ye paylarını satarak devrettiğini, bu işlemin paydaşlardan ... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/149E., 1990/5 K. sayılı kararı ile ...’â davasına konu edildiğini, davanın kabul ile sonuçlandığını, davaya konu taşınmazlardaki Nuriye’ye ait payların kendisine bedelini ödemek suretiyle devredildiğini, kadastro tespiti sırasında davalıların mirasbırakanı ... adına dava konusu taşınmazlarda hatalı olarak yeniden pay yazıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tesciline karar verilmesini istemiş, aşamadaki beyanında 110 ada 165,166,174,175 ve 117 ada 38 parsel sayılı taşınmazlardan feragat etmediğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazların daha önce ... Kadastro Mahkemesinin 2006/20E., 2007/35 K. sayılı dava dosyasında karara bağlandığını ve davanın reddine karar verildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanları tarafından devredilen payların davaya konu yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli ve 2016/118E., 2020/253 K. sayılı kararıyla; 110 ada 165,166,174,175 ve 117 ada 38 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle, 108 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle, diğer taşınmazlar yönünden ise davalıların mirasbırakanı ... adına tesis kadastrosu kapsamında tescil edilen yerlerin davacının iddia ettiği yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların mirasbırakanı ...’nin babasının 1974 yılında öldüğünü, söz konusu satışların 1990 yılında yapıldığını, kaldı ki davalı tanığı ...'ın davalıların mirasbırakanı ...'nin dava konusu taşınmazlardaki tüm paylarını devrettiğini beyan ettiğini, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ise kadastro tutanaklarını okumadan imzaladıklarını, bu nedenle kadastrodan önce yapılan satışların kadastro tutanaklarına yansıtılmamış olabileceğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 2021/494 E., 2021/655 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro sırasında farklı tarih ve sayılı tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit edildiğini, dayanak tapu kayıtlarının tamamının 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca 1937 yılında oluşturulan tapu kayıtlarından geldiğini, dayanak tapu kayıtlarının geldi ve gittileri incelendiğinde, tüm taşınmazlardaki davalıların mirasbırakanı ... adına olan 1/7 payın 29.06.1989 tarihinde gerçekleşen satış işlemleriyle dava dışı ... ... satıldığı, yapılan satış işlemine karşı dava dışı ... tarafından ... davası açıldığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.1990 tarihli ve 1989/149 E., 1990/5 Karar sayılı kararıyla ... ... satılan payların ... adına tesciline karar verildiği, kararın tapuda infaz edilerek gerek Mahkeme kararıyla verilen 1/7 payın, gerekse diğer kendisine ait olan 1/7 payın birleştirilerek toplamda 2/7 pay olarak ... adına tescil işleminin yapıldığı, tapu kayıtlarında bu tescil işleminden sonra kadastro tespitine kadar herhangi bir işlem yapılmadığı, kadastro tespitlerinin de tapu kayıtlarındaki pay durumlarına göre gerçekleştirildiği, kadastro sırasında ... adına tespit ve tescil edilen hisselerin ... davasına konu edilen hisseler değil mirasbırakanları ..., Tahsin, ... ve...'den intikalen gelen paylar oldukları, ... davasına konu payların ise kadastro sırasında dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiği, her ne kadar davacı tarafça davalıların mirasbırakanı ... tarafından sadece 1/7 paya ilişkin değil tüm paylarına ilişkin satış yapıldığı belirtilmiş ise de, tapu kayıtlarındaki satış işleminin sadece 1/7 paya ilişkin olduğu, ...'ın diğer paylarına ilişkin resmi bir satış işlemi bulunmadığı, kaldı ki tapulu taşınmazlardaki pay satışlarının resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmadığı, dolayısıyla davalıların mirasbırakanı ... aleyhine açılan davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle dava konusu 108 ada 8 ile 110 ada 165, 166, 174, 175 ve 117 ada 38 parsel sayılı taşınmazlar dışındaki diğer taşınmazlar yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ancak istinaf edenin sıfatı itibariyle bu hususun kaldırma sebebi yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.