"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davadan dolayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinden verilen 25/11/2021 tarihli 2020/1348 Esas 2021/1815 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleştirilen davada davalılar ..., ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde istenilmiş olup, davalılar ... ve ... tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istenilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 21.06.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan asil ..., ... ve vekilleri Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... ... ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince; mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçılarından mal kaçırmak değil, çocukları arasında mirasını paylaştırmak olduğu, ancak davalıların mirasbırakanı kandırarak hileli işlemler ile dava konusu taşınmazları üzerlerine aldıkları, sonrasında da dava konusu taşınmazlardan davacılara pay vermedikleri, somut olayda muris muvazaası koşullarının oluşmadığı, iddianın ispatlanamadığı, tenkis istemi bakımından da hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; kararın asıl davada davacı ile birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ile dosya kapsamının örtüşmediği, davalılar ... ve ...’in aşamalardaki beyanları nazara alındığında mirasbırakanın taşınmazları erkek evlatlarına devrettikten sonra pişman olduğu, bu nedenle hatasını düzeltmek istediği, ancak tapu devrinden sonra erkek evlatların kızlara pay vermeye yanaşmadıkları, bu şekli ile kızların miras paylarını alamadıkları açık olup, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de “miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; birden fazla davacı tarafından pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan; eldeki davada, ayrı ayrı temlikler yapılan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin mirasbırakan tarafından her bir davalıya temlik edilen taşınmaz veya paylar üzerinden ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği de açıktır.
Somut olayda, hükmü temyiz eden davalı ... yönünden; dava konusu 357 ada 4 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 3 ve 5 no’lu bağımsız bölümlerin dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değerleri toplam 218.995,00 TL olup, bu değerden asıl ve birleştirilen davada davacıların 1/6’şar miras payına isabet eden 36.499,16’şar TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı; hükmü temyiz eden davalı ... yönünden; dava konusu 357 ada 125 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı ½ payının dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri 345.628,00 TL olup, bu değerden asıl ve birleştirilen davada davacıların her birinin 1/6’ şar miras payına isabet eden 57.604,66’şar TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı; hükmü temyiz eden davalı ... yönünden; dava konusu 357 ada 125 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı ½ payının dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri 345.628,00 TL olup, bu değerden asıl ve birleştirilen davada davacıların her birinin 1/6’şar miras payına isabet eden 57.604,66’şar TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden asıl ve birleştirilen davada davalılar ..., ... ve ...’nun temyiz dilekçelerinin değerden REDDİNE, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin hükmü duruşmalı temyiz eden davalılar ... ve ...’dan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 21/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.