"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : AKÇAKOCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davalılar ... ve ...yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın esastan reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’ün kadastdo çalışmaları sırasında zilyedi olduğu 108 ada 82 ve 142 ada 90 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu ..., 108 ada 83 parsel sayılı taşınmazı davalı torunu ..., 142 ada 83 ve 89 parsel sayılı taşınmazları davalı gelini ... adına tespit ve tescil ettirdiğini,işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
1.1. Davalı ..., dava konusu 82 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evi kendi çalışmaları sonucu 1984 yılında inşaa ettiğini,gazi olması nedeniyle emekli sandığınca tarafına ödenen şerefiye bedelini babasına vermesi nedeniyle mirasbırakanın 1985 yılında taşınmazdaki tüm haklarını kendisine devrettiğini, çocukluğundan bu yana çalıştığını ve aile bütçesine katkıda bulunduğunu, bu nedenle mirasbırakanın 1995 yılında da 90 parsel sayılı taşınmazdaki haklarını kendisine devrettiğini, 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında da taşınmazların adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
1.2. Davalı ...,iddiaların doğru olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, 1992 yılından beri taşınmazın kullanımında olduğunu,taşınmaz üzerindeki evin babası ve kendisi tarafından yapıldığını,mirasbırakan dedesinin taşınmazı kendisine bağışladığını, bu nedenle taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
1.3. Davalı ..., dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden önce de kendisi tarafından kullanıldığını, kadastro çalışmalarının 2007 yılında yapıldığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, 83 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından kendisine bağışlandığını, uzun süre mirasbırakana bakması nedeniyle de 89 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalılar ... ve ...yönünden miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunulamayacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,mirasbırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri suretiyle gerçekleştirilen geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri Özetle
Dava konusu taşınmazların, mirasbırakan tarafından kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit ve tescil ettirildiğini, yapılan bu tespit işlemine karşı davacı tarafça açılan davada Akçakoca Kadastro Mah.2007/486 E., ve 2008/325 K. sayılı dosyası ile mirasbırakanın hayatta olup, davacının hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda üçüncü kişilere karşı pay oranında iptal tescil talep edilmesinde hukuki bir engel olmadığını, mirasbırakanın sağlığında dava konusu edilen taşınmazlardan başkaca bir taşınmazının bulunmadığını, mirasbırakanın sağlığında bu taşınmazları davalılara verdiğine dair herhangi bir bilgi olmadığını, mirasbırakanın son yıllarında yatalak olmasının, taşınmazlarının ise iki oğlu tarafından kullanılmasının mirasbırakanın taşınmazların zilyetliğini davalılara devir ettiğini göstermeyeceği, ayrıca, dinlenilen mahalli bilirkişilerin de bu taşınmazların mirasbırakana ait olduğunu beyan ettiklerini, davalı tarafın taşınmazların zilyetliğinin kadastro öncesi verildiğine dair iddialarını kanıtlayamadığını, mirasbırakan tarafından taşınmazların davacı kızından mal kaçırmak amacıyla kadastro tespiti sırasında erkek çocukları adına tespit ve tescil ettirildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 24/11/2021 tarihli ve 2021/1251 Esas 2021/1492 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiği, dava konusu taşınmazlar hakkında Akçakoca Kadastro Mahkemesi'nin 2007/486 E., 2008/325 K. sayılı dosyasında vefat eden davacı tarafından açılan davada yapılan yargılama sonucunda hükmün 10/02/2009 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle davalılar adına hükmen tescil edildiği, mirasbırakanın temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın mirasbırakanın tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması gerektiği, eldeki davada çekişme konusu taşınmazlarda mirasbırakan ... tarafından tapu sicil memuru önünde yapılan temliki bir işlem bulunmadığından İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı, buna göre, mirasçıların miras payları oranında mirasçı veya mirasçı olmayan 3. kişilere karşı tek başlarına dava açabilecekleri gözetilerek tüm davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle bir kısım davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf itirazlarının esastan reddine,ancak belirtilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri Özetle
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. Hemen belirtmek gerekir ki; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğindedir ve zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle de, gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarruf geçerlidir. Mirasbırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri suretiyle gerçekleştirirken geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.