Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1006 E. 2024/2759 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından köy boşluğu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açılan davada, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A bendi dışında kalan köy boşluğu niteliğindeki taşınmazların Hazineye ait olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olduğu, davacının köy boşluğunun Hazine adına tescili için dava açma ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/347 E., 2022/834 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/220 E., 2020/203 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda müvekkili adına kayıtlı 149 ada 128 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan dava konusu 149 ada 129 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın köy halkı tarafından düğün yeri, toplanma yeri ve diğer şekillerde kullanılan köy boşluğu niteliğinde olup davalının taşınmazda hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını, müvekkilinin kendi taşınmazına ulaşmak için köy boşluğu olan dava konusu taşınmazdan geçtiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile köy boşluğu vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı vekili 26.02.2020 tarihli duruşmada; eldeki davayı dava konusu taşınmazın tamamına yönelik olarak açtıklarını, Mahkemece davaları yerinde görülmezse, davanın müvekkilinin yol olarak kullandığı kısım yönüyle kabul edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; adına kayıtlı taşınmazın köy boşluğu niteliğinde olmadığını, kaldı ki davacının taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle eldeki davayı açma yetkisinin bulunmadığını, taşınmazın kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; köy halkından bir kişinin dava konusu taşınmazın köy boşluğu veya köy orta malı olduğu iddiasıyla dava açmaya yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiş; 26.02.2020 tarihli duruşmada, köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı ..., dava konusu taşınmazın Osmanların harmanı olarak bilindiğini, davacının evine girerken o alandan geçtiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın davalıya miras yoluyla geldiği ve davalının zilyetliğinde olduğu, davacı tarafından taşınmazın köy boşluğu olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren dahili davalı Hazine yararına maktu vekalet ücreti verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın köy boşluğu olduğunun dosya kapsamıyla sabit olduğunu, müvekkilinin taşınmazına giderken dava konusu taşınmazdan geçtiğini, bu yolun teknik bilirkişi raporunda da gösterildiğini, öte yandan davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, dava konusu taşınmazın köy boşluğu olarak Hazine adına tescili istemiyle eldeki davayı açtığı, Mahkemece taşınmazın köy boşluğu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 3402 sayılı Kanun'un 16/A bendi kapsamı dışında kalan köy boşluğu niteliğindeki taşınmazın kural olarak Hazineye ait olduğuna ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabı mümkün bulunduğuna göre eldeki davada davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, bu hakkın Hazineye ait olduğu, somut olayda Hazine tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi yöntemince davaya katılımının da olmadığı, yine keşif sonrası davacı vekili dava konusu yerin yol olduğu iddiasında bulunmuşsa da yol iddiasıyla açılmış veya ıslah edilmiş bir dava bulunmadığı, hal böyle olunca, Mahkemece davacının davasının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesi doğru değil ise de 6100 sayılı HMK'nın 355 inci maddesi gereğince kamu düzenine aykırılığın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği, yine dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde, Hazinenin taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı veya lehine tesis edilen herhangi bir ipotek bulunmadığı, bu nedenle davada pasif taraf sıfatının bulunmadığı, Hazinenin davaya dahil edilmesi hususunda yasal bir zorunluluk bulunmamasına rağmen Mahkemece re’sen davaya dahil edilmesi ve karar başlığında davalı sıfatıyla taraf olarak gösterilmesinin Hazineye taraf sıfatı kazandırmayacağı, taraf sıfatı olmayan Hazine lehine de vekalet ücreti takdir edilmesinin usule uygun olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının davasının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda lehlerine vekalet ücretine hükmedildiği halde, Bölge Adliye Mahkemesince vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama sırasında Hazine davaya dahil edildiği için davayı takip ettiklerini, emek ve harcadıkları mesai gereği vekalet ücretini hak ettiklerini ileri sürerek kararın vekalet ücreti yönüyle bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ve 18 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Bartın ili, Kurucaşile ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 149 ada 129 parsel sayılı 188,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Yusuf Aşık adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare dava tarihinden önce kayden satış suretiyle davalı ... adına tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dahili davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince dahili davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.