"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/91 E., 2022/239 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davacı mirasçıları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, Silifke ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve 1967 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, 20 yıldan fazla süredir nizasız, fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığını ileri sürerek davacı adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve 2013/88 E. 2015/9 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/5487 Esas, 2020/4467 Karar sayılı kararıyla;"...Mahkemece öncelikle davacıya, davasını yasal hasım konumundaki Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde Büyükşehir Belediyesinin savunma ve delilleri sorulup bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci maddeleri uyarınca yasal ilanlar da yaptırılmak suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan ve yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz..." gerekçesiyle bozulmuş, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteği Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2021/1456 Esas, 2021/3577 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;mahallinde yapılan keşif sonrası alınan jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporuna göre taşınmazın 1956 yılına ait hava fotoğrafında Göksu ırmağının fiziki yatağı içinde kaldığı, tarımsal faaliyet bulunmadığı, boş ve düzlük arazi görünümünde olduğu, komşu taşınmazların da boş olduğu, 1987 yılına ait hava fotoğrafında ise Göksu ırmağının fiziki yatağında olmadığı, tarımsal faaliyet yapılmadığı, boş ve düzlük arazi görünümünde olduğu, komşu taşınmazların da boş olduğu, Göksu nehrinin zamanla yatak değiştirdiği, ancak DSİ 6 ncı Bölge Müdürlüğünün 10.11.2014 ve 22.03.2022 tarihli yazıları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ıslah ve sedde çalışmalarının yapılmadığı, dava konusu bölgenin eski Göksu nehri yatağı taşkın alanı içerisinde kalmakta olduğu, şiddetli yağışlarda Göksu nehri yükseldiğinde suyun taşarak akacağı bölge içinde olduğunun bildirildiği, jeoleji mühendisi bilirkişi raporuna göre doğal eğiminin %1 den az olduğu, dava konusu taşınmazın Göksu nehrinin eski yatak yeri olduğu, doğusunun bataklık ve sazlık olduğu, DSİ marifeti ile sulanabilir olduğu, yeraltı suyunun yüksek olması nedeniyle meyve bahçesi yapımına uygun olmadığı, mevsimlik bitki, sebze yetiştirmeye uygun olduğu, ziraat ve orman bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazda Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri çerçevesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanma koşullarının oluşmadığının belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı Hazine'nin davaya cevap süresi içerisinde de savunma yoluyla tescil talebinde bulunmamış olması nedeniyle tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın süredir tarım arazisi olarak kullanıldığını zilyetlikle kazanma süresinin dolduğunu, her ne kadar DSİ'nin cevabi yazılarında sedde çalışması yapılmadığı belirtilmiş ise de sedde çalışmasının yapıldığını, Mahkemece bu hususta eksik araştırma yapıldığını, 1987 yılı hava fotoğraflarına göre taşınmazın dere yatağında olmadığının belirlendiğini, makineli tarıma elverişli sulu tarım arazisi olduğunu, Göksu nehrine 1 - 1,5 km mesafede olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğunu, zira dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede bir çok kez sel olayı yaşandığını, son olarak 2017 yılında sel dolayısıyla zarar meydana geldiğini, aktif dere yatağı olmayan yerlerin Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesi gereği Hazine adına tescili gerektiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 18 inci; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Erdemli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle davalı Hazinenin tescil isteminin Mahkemece davaya cevap süresi içerisinde savunma yoluyla getirilmediği gerekçesiyle reddedildiği, halbu ki dava konusu taşınmazın Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesinde düzenlenen Hazine adına tescil şartlarını taşımadığı, Hazinenin tescil isteminin reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı mirasçıları vekili ve davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçılarından alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.