Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1058 E. 2023/1842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ibraz edilen tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığına dair yerel mahkemenin yaptığı tespitin, davacının zilyetlik iddiasını da göz önünde bulundurarak, yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı, ayrıca davacının hem tapu kaydına hem de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açması sebebiyle uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında 205 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak hali arazi vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysaki bu taşınmazın davacının dedelerinden miras kaldığını, 100 yılı aşkın süredir eklemeli olarak zilyet olduğunu ileri sürerek tapu kaydı, vergi kaydı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davacı lehine yasada aranan şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2016 tarihli ve 2015/20 Esas, 2016/51 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın davacının tutunduğu 20.06.1973 tarihli tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 205 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, araştırma ve incelemenin eksik olduğunu belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu kaydının iptali ile tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Mahkemece; davacı tarafından delil olarak dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmaz, yol ve dava dışı 251 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara uyduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre davacının dedesi ... Şimşek tarafından 1959 yılında Hazineden satın alınan toplam 9.120 metrekarelik yere ilişkin iki adet tapu kaydının olduğu, 3.600 m2 yüz ölçümlü 19.01.1960 tarih 6 nolu tapu kaydının kadastroda 251 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 17.687.24 m2 olarak revizyon gördüğü, diğer 5.520 m2 yüz ölçümlü 30.11.1973 tarih 6 nolu tapu kaydının Karayolları tarafından istimlak edildiği, gittisinin 06.08.1982 tarih 24 nolu tapu kaydı olduğu ve kadastro sırasında yol olarak revizyon gördüğü, davacının dedesine ait kök tapu kaydının güney sınırı, tarikiam kuzey sınırı, ise Berçelan ile iki nihal başı olarak okuduğundan ve dava konusu taşınmazın üç sınırının dere ve bir sınırının yol olmasından dolayı gayrisabit sınırlı olduğu kabul edilerek tapu kaydına miktarı itibarı ile değer verilebileceği, davacı kadastro çalışmalarında dayanak tapu kayıt miktarından çok daha fazla yer aldığına göre, tapu kaydına dayanarak talepte bulunması mümkün değildir. Öte yandan davacı, davasını açarken hem tapu kaydına hem de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığından uyuşmazlığın, zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle,dava konusu taşınmaza ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek,taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait ... fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 2009 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik ... fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, Mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, ne zaman yolun yapıldığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı,

Fen bilirkişisinden taşınmazın yeri mahkeme ve Yargıtay denetimine açık şekilde belirlenerek, krokide işaretlenmek suretiyle, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli;

3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, kaç yıldır ne olarak kullanıldığı, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, önceki raporları irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı;

Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, ... fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir, önceki raporları irdeler ve sınırlarının belirgin olup olmadığı, taşınmazın tamamında mı yoksa bir bölümü üzerinde mi tarımsal faaliyet sürdürüldüğünü açıklar şekilde rapor alınmalı;

Keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine, kadastro tespit tarihine kadar zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazine temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.