"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1947 E., 2022/2183 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul/Ret-Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/572 E., 2022/366 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve mirasta denkleştirme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların başvurusunun reddine, davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.03.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; 11.06.2019 tarihinde tapuda yapılan intikaller sırasında, mirasbırakan babaları ...'in sağlığında terekesinin çok önemli bir kısmının anneleri olan davalı ...'ye devredildiğini, bir kısmının da satıldığını öğrendiklerini, 17468 ada 86 parseldeki 5 no.lu ve 20097 ada 21 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümlerin de mirasbırakana kendi annesi ...'den kalan 600.000,00 TL ile satın alınıp davalı adına tescil edildiğini, yine mirasbırakan tarafından bedeli ödenerek satın alınan ve davalı adına tescil edilen 27565 ada 71 parsel sayılı taşınmazın daha sonra davalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye devredildiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını, davalının tereke içerisindeki değerleri tasfiyeye başladığını, mirasbırakanın banka hesaplarında da yüklü miktarda parasının olduğunu ileri sürerek 17466 ada 123 parseldeki 12 ve 6 nolu bağımsız bölümler ile 17468 ada 86 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün ve 20097 ada 21 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanın yasal mirasçıları adına tesciline, 27565 ada 71 parsel sayılı taşınmazın değerinin davalı tarafından terekeye getirilmesine, mirasbırakanın banka kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkacak menkul değerlerin terekeye iadesi için tüm bankalara müzekkere yazılmasına, muvazaa iddiaları sabit görülmezse belirtilen taşınmazlar ve bu taşınmazlardan elde edilen değerlerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 669 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince denkleştirmeyi sağlamak üzere terekeye iadesine karar verilmesini istemişler; 22.12.2021 tarihli ıslah dilekçeleri ile, 17466 ada 123 parseldeki 6 nolu bağımsız bölüm ile 17468 ada 86 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün ve 20097 ada 21 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini, banka kayıtları incelemesi sonucunda ortaya çıkan 200.827,61TL’den tapu tescilleri sonrasında davalıya ödenmesi gereken 35.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan 165.827,61 TL’nin eşit oranda olmak üzere dava tarihinden işletilecek faizi ile tahsilini, muvazaa iddiaları sabit görülmezse belirtilen taşınmazlar ve bu taşınmazlardan elde edilen değerlerin denkleştirmeyi sağlamak üzere terekeye iadesini istemişlerdir. Yargılama sırasında 5 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin el değiştirmesi neticesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125 inci maddesi gereğince davalarını yeni malik ...'a yöneltmişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; taşınmazları mirasbırakandan değil dava dışı kişiden bedellerini bizzat ödeyerek satın aldığını, mirasbırakana kendi anne ve babasından intikal eden taşınmazların satışından 650.000,00 TL elde edildiğini, dava konusu 5 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin satın alınmasında bu paranın kullanıldığını, bu para ve mirasbırakan tarafından kendisine devredilen dava konusu 6 nolu bağımsız bölüm dışında mirasbırakandan bir taşınmaz ya da para verilmediğini, 6 nolu bağımsız bölümün de devrinin bağış niteliğinde olduğundan muris muvazaası hükümlerinin uygulanamayacağını, ... ilçesi ve Hırka köyünde bulunan ve kendisine anne ve babasından miras yolu ile intikal eden taşınmazların satılması sonucu elde edilen paraların aile bütçesine katılması ve mirasbırakan ile birlikte harcanması sonucunda bu iki parça taşınmazın da mirasbırakanın isteği ile kendi adına satın alındığını, 27565 ada 71 parsel sayılı taşınmazı kendi anne ve babasından kalan taşınmazların satışından elde edilen para ile temlik aldığını, mirasbırakanın iradesinin miras payına mahsup edilmesi yönünde olmadığından denkleştirmeye tabi olamayacağını, mirasbırakanın minnet duygusu ile kazandırmada bulunduğunu, eğer denkleştirme hükümleri uygulanacak ise dava konusu taşınmazlar edinilmiş mal olduğundan öncelikle mal rejimi hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Dahili davalı ..., savunma getirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakan tarafından dava konusu 6 nolu bağımsız bölümün davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle bu taşınmaz bakımından davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal tescile; mirasbırakan adına kayıtlı 12 nolu bağımsız bölüm ile 27565 ada 71 parsel sayılı taşınmazın 3/50 payının mirasbırakanın ölümüyle davacılar dahil tüm mirasçıları adına tapuda intikal ettiği gerekçesiyle bu taşınmazlar bakımından davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; başta davalı adına kayıtlı iken yargılama sırasında dahili davalı ...'a devredilen 5 ve 10 nolu bağımsız bölümlerde mirasbırakan tarafından davalıya yapılmış bir temlik bulunmadığından muris muvazaası hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine; terditli talep bakımından eşe yapılan devrin denkleştirmeye tabi olması bakımından mirasbırakanın miras payına mahsuben devir yaptığının davacı tarafça ispatlanması gerekirken davacı tarafça bu hususun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine; banka hesaplarındaki para bakımından davalının da kabulünde olduğu üzere mirasbırakanın miras gelirinden gelen para olduğu çekişmesiz olduğundan davacıların payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili; iddialarını yinelemiş, dava konusu 6 numaralı bağımsız bölüm bakımından hükme herhangi bir itirazlarının olmadığını, 12 numaralı bağımsız bölüme ilişkin hükmün de hukuka uygun olduğunu ancak 27565 ada 71 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan adına kayıtlı iken ölümüyle mirasçılarına intikal eden 3/50 payı bakımından bir talepleri olmamasına rağmen hem bu pay hem de aynı taşınmazın davalı tarafından dava dışı ...'e devredilen 3/50 payı bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığını, dahili davalı ...'a ölünceye kadar bakma akdiyle devredilen taşınmazlar bakımından tazminat istediklerini, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... vekili; savunmalarını yinelemiş, bankaya yatırılan para taşınır mal olduğundan muris muvazaasına konu edilemeyeceğini, bu para ile davalının edindiği taşınmazların daha önce mirasbırakanın mülkiyetinde olan taşınmazlar olmadığını, bunların ancak şartları var ise denkleştirmeye konu olabileceğini, paranın mirasbırakanın alt soy dışındaki mirasçısı olan davalıya miras payına mahsuben verilmediğini, bu nedenle denkleştirme şartlarının da oluşmadığını, davacıların da bunun aksi yönünde bir delil sunmadıklarını, denkleştirmeye tabi olmayan bu kazanımlardan tazminat da talep edilemeyeceğini, muvazaa iddiasının davacılar tarafından kanıtlanamadığını, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 17466 ada 123 parseldeki 6 nolu bağımsız bölüm bakımından muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, altsoy dışındaki yasal mirasçıların mirasbırakandan elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaların denkleştirmeye (iadeye) tabi olması için bunların miras payına mahsuben verildiğinin kanıtlanması gerektiği, davacıların mirasbırakanın eşi olan davalıya taşınmazların edinilmesinde verildiği iddia edilen paranın miras payına mahsuben verdiğinin kanıtlanmadığı, ölüm tarihinden sonra mirasbırakana ait hesaplardan para çekildiği iddiasıyla açılmış istihkak davasının olmadığı, mirasbırakana ait hesaplardaki paranın taraflara intikal edeceği, bu konuda ayrıca tespit hükmü kurulmasına gerek olmadığı, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, davacıların istinaf başvurusu reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davacı ...'nun o dönemlerde mirasbırakanın rıza göstermediği bir kişi ile evlendiği için eskiden beri mirasbırakanla aralarında dargınlık olduğunu, halen davalı ...'nun oturduğu ev olan 6 nolu bağımsız bölümün devrinin muvazaalı olduğunu, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu, davalının mirasbırakanın tüm malvarlığını üstlendiğini, mirasbırakanın ölüm tarihinde davaya konu diğer taşınmazların onun adına kayıtlı olmadığını, mirasbırakan adına babasından intikal eden 2 parça daire bulunduğunu, 6 nolu bağımsız bölüm bakımından davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK'nın 125 inci maddesi gereğince yeni malik ...'a karşı tazminat talebinde bulunmalarına rağmen bu hususun değerlendirilmediğini, son altı ayını yatalak ve makineye bağlı olarak konuşamaz halde geçiren mirasbırakandan alınan vekaletname ile bankadaki paralarının davalı tarafından harcandığını, davalı tanıklarının yalan beyanda bulunduklarını, eksik araştırma ile karar verildiğini, mirasbırakanın bankalardaki kasalarının, malvarlığının araştırılmadığını sadece banka hesap hareketlerinin istenilmesi ile yetinildiğini, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali, tescil ve mirasta denkleştirme (terekeye iade) isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 669 -675 inci ve 706 ncı; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci; Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1942 doğumlu mirasbırakan ...'in 12.06.2018 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi davalı ... ile müşterek çocukları davacılar ... ve ...'nun kaldığı, dahili davalı ...'un davacı ...'nun kızı olduğu; mirasbırakanın 17466 ada 123 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümünü 30.11.1999 tarihinde davalı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...'nin 17468 ada 86 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümü 18.10.2016 tarihinde, 20097 ada 21 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümü ise 17.12.2015 tarihinde dava dışı 3. kişilerden satış yoluyla devraldığı ve yargılama sırasında dahili davalı ...'a ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile temlik ettiği sabittir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...