"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyünde bulunan tapunun 23.05.1969 tarihli 86 sıra no.lu tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın 29.925 metrekare olduğunu ve 19.869,06 metrekarelik kısmının kadastro çalışmaları sırasında 104 ada 106 parsel numarası ile davacı adına tespit edildiğini, kalan miktarın 104 ada 211 parsel sayılı mera parseli içinde kaldığını, davacıya ait 15 dekar taşınmazın 7.538 metrekarelik kısmının kadastro çalışmaları sırasında 105 ada 19 parsel numarası ile davacı adına tescil edildiğini, kalan kısmın ham toprak vasfı ile 105 ada 18 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını ve Hazine adına tescil edildiğini; yine 14 dönüm taşınmazın 1.657,18 metrekarelik kısmının 142 ada 18, 3.107,08 metrekarelik kısmının 142 ada 21 parsel numarası ile davacı adına tespit edilmesine rağmen 10 dekarlık kısmının 142 ada 17 parsel içinde Hazine adına kaydedildiğini ileri sürerek taşınmazların davacıya ait kısımlarının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı ... tüzel kişiliği cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2015 tarihli ve 2014/193 Esas, 2015/526 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile Sivas ili, Kangal ilçesi ... köyünde bulunan 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, diğer parseller yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 tarihli ve 2016/5257 E., 2019/1716 K. sayılı kararı ile; ''1- Dava konusu 104 ada 211 parsel sayılı taşınmaz yönünden, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava dışı 104 ada 106 parsel sayılı taşınmazı çapa dayalı olarak almış olması nedeniyle ... çapla sınırlı olduğuna göre, davacı ...’nın yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına,
2- Dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davacı adına kayıtlı 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın, fotogrametri bilirkişi raporunda değinilen 1973 tarihli ... fotoğrafına göre daha büyük ve tek parça halinde olmadığı, bu nedenle davacının bu taşınmazın bir bölümünün dava konusu 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasının da yerinde olmadığı; 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ise mahalli bilirkişi beyanlarına ve fotogrametri bilirkişi raporuna göre tarla olduğu, davacı adına kayıtlı 142 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazlarla bütün olduğu ve mevcut yüzölçümünden daha büyük olduğu gerekçesiyle, dava konusu 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, 105 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede evveliyatında Toprak Tevzi Komisyonunca çalışma yapıldığı ve dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazların da 4753 sayılı Yasa gereğince oluşan tapu kaydına istinaden Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ancak Mahkemece buna ilişkin araştırma yapılmamış, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı ve tablendikatif listesi getirtilerek bunlara göre dava konusu taşınmazların durumu değerlendirilmemiş, dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören 26.09.1961 tarihili ve sırasıyla 69 ve 94 sıra numaralı tapu kayıtları keşfen uygulanmamış ve teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasını çakıştırır şekilde rapor alınmamıştır. Ayrıca dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında, dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş şekli açıklanmamış, Mahkemece soyut içerikli ve yetersiz beyanları hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı, tablendikatif listesi ile dava konusu taşınmazlara uygulanan 26.09.1961 tarihli 69 ve 94 sıra numaralı tapu kayıtlarının, dava konusu taşınmazlar dışında revizyon gördüğü diğer taşınmazların kadastro tutanakları dosya arasına getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, toprak tevzii çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü ve zilyetliğin ne şekilde intikal ettiği hususları sorularak tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek ve çakıştırma yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili rapor istenmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını, dava konusu 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile bitişiğinde bulunan ve mera vasfıyla tespit edilen 142 ada 97 parsel sayılı taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;dava konusu 142 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile bitişiğinde bulunan ve mera vasfıyla tespit edilen 142 ada 97 parsel sayılı taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalı Hazinenin tapusunun taşınmazlara uyduğunun anlaşılması halinde tapunun oluşum tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. " gerekçeleri ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.2020 tarihli ve 2019/184 Esas 2020/536 Karar sayılı kararı ile bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davalı Hazinenin tapusunun taşınmazlara uyduğunun anlaşıldığı ve tapunun oluşum tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği, ayrıca davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle,
-Sivas ili, Kangal ilçesi, ... köyü Çamçukuru mevkii 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
-Sivas ili Kangal ilçesi ... köyü Köyönü mevkii 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde bulunan ve fen bilirkişi ... ...'un 10/11/2020 havale tarihli raporuna ekli krokide A(7.914,14m2) harfi ile gösterilen yeşil renkle boyalı kısmın ana parselden ifraz edilerek davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, A harfi çıkarıldıktan sonra kalan kısmın mevcut tapu maliki üzerinde mevcut hissesiyle bırakılmasına,
-Dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyetine sahip olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d, 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kabul kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
46. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.”
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu dava ve temyize konu Sivas ili, Kangal ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 18 parsel sayılı 9.933,26 metrekare yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz 26.09.1961 tarihli 69 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, toprak tevzinin 255 numaralı parseline isabet ettiği ve belirtmelik tutanağında şagil olarak kimsenin bulunmadığı belirtilerek; 142 ada 17 parsel sayılı 11.953,51 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise 26.09.1961 tarihli 94 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, toprak tevzinin 877 numaralı parseline isabet ettiği ve belirtmelik tutanağında şagil olarak kimsenin bulunmadığı belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.104 ada 106 parsel sayılı 19.869,06 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... ... adına; 105 ada 19 parsel sayılı 7.538,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 142 ada 18 parsel sayılı 1.657,87 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 142 ada 21 parsel sayılı 3.107,08 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise 3402 sayılı Kanun 46/1 madde koşulları gerçekleştiği belirtilerek ... Arı adına tespit ve tescil edilmiş, sonrasında 104 ada 106, 142 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar kayden satış yoluyla ...’ya intikal etmiştir.
3.Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
4.Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Yerel Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
5.Somut olayda; temyiz ve dava konusu 105 ada 18 ve 142 ada 17 parsel sayılı taşınmazların 4753 sayılı Yasa gereğince oluşan tapu kaydına istinaden Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bozma kararında toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı, tablendikatif listesi ile dava konusu taşınmazlara uygulanan 26.09.1961 tarih 69 ve 94 sıra numaralı tapu kayıtlarının, dava konusu taşınmazlar dışında revizyon gördüğü diğer taşınmazların kadastro tutanaklarının dosya arasına getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen tespite dayanak tapu kaydı öncesini bilebilecek yaştan uzak, mahalli bilirkişi ve tanıkların dinlendiği, usulüne uygun ... fotoğrafı incelemesi yapılmadığı gibi geri çevrime kararımız üzerine dosya arasına getirtilen tapuların oluşumuna esas tablendikatif cetveli ve belirtmelik tutanaklarının incelenmesinde; çekişmeli taşınmazların 225 ve 877 no.lu parsel numarası ile haritaya bağlandığı anlaşılmakta ise de tevzi parsellerinin hangi belirtmelik parseli olduğu anlaşılamadığı gibi, dosyada bulunan belirtmelik tutanağı da okunaksız fotokopi olduğundan inceleme yapılamamaktadır.
6. O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin ... fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait ... fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazların dayanak tapu kayıtlarının oluşum tarihinden(1961) 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik ... fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden stereoskopik ... fotoğrafları getirtilmeli, 225 ve 877 sayılı tevzi parselinin hangi belirtmelik parseline isabet ettiği belirlenmeli, buna ilişkin okunaklı belitmelik tutanağı dosya arasına getirtilmeli, belirtmelik tutanağında çekişme konusu taşınmazın ne sebeple Hazine adına yazılı olduğu belirlenerek, bu parsele ilişkin olduğu yazılan kayıt varsa o kayıtlar da bulunduğu yerden dosya arasına getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde Hazine tapusunun oluşum tarihi olan 1961 yılından 20-25 yıl öncesi hakkında nizalı taşınmazla ilgili bilgisi olan yaşlı tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, 1 fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ile HMK'nın 290. maddesi kapsamında bir fotoğrafçı bilirkişi eşliğinde taraf tanıklarının katılımıyla keşif yapılmalıdır.
7. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olup olmadığı, varsa bu zilyetliğin ilk kez hangi tarihte ve nasıl başladığı, kimden kime ve ne surette intikal ettiği, kimler tarafından ne kadar süreyle ve ne olarak kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; taraflarca dayanılan kayıt ve belgeler ile belirtmelik tutanağında bu parsele ilişkin olduğu yazılan kayıtlar varsa o kayıtlar taşınmaz başında mahalli bilirkişi marifetiyle ve fen bilirkişisi eşliğinde zemine uygulanmalı; komşu kayıtlara revizyon gören kayıt ve belgelerde okunan köy ve mevki adları, taşınmazın cinsi ile sınırları hususunda açıklama istenmeli; yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; buna göre taşınmazın öncesinin zilyetlikle iktisaba mümkün olan bir yer olup olmadığı, davacının ve varsa önceki maliklerin Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar en az 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetlikleri olup olmadığı belirlenmeli,
8. 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan; dava konusu taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadıklarını, toprak yapıları, eğimleri, bitki desenleri ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldıklarını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, meradan açılan bir yer olup olmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, üzerlerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
9.Fen bilirkişiye keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı;
10.Fotoğrafçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın komşu parsellerle arasındaki sınırları ve komşu parselleri gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğraflar çekmesi istenmeli, fotoğraflar üzerine hangi taşınmaza ait olduklarına ilişkin not düşülerek fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmaz ile komşu parsellerin sınırlarını fotoğraflar üzerine çizmesi sağlanmalı,
11. Yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş ... fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı,
12.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 ve 14. madde koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı tartışılmalı, anılan Yasa'nın 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar eşliğinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmadan eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.