"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1508 E., 2022/1147 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/1050 E., 2019/77 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, ... köyü, Köyönü mevkinde bulunan 124 ada 163 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaz içerisinde yaklaşık 500,00 metrekarelik kısmın müvekkili ...'a ait olduğunu, bu kısmın müvekkiline babasından miras olarak kaldığını, mirasçılar arasında yapılan rızai taksim neticesinde de taşınmazın müvekkiline isabet ettiğini, davalı ...'ın müvekkile ait olan yerin Hazine parseli içerisinde kalmasını fırsat bilerek dava konusu taşınmazı 18.03.2014 tarihinde kötü niyetli olarak Hazineden satın aldığını, davalı ...'in dava konusu taşınmazı kötü niyetli olarak satın aldığını Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1874 Esas sayılı dosyasının da doğruladığını, zira ilgili davanın davacısı ve bu davanın davalısı olan ...'in müvekkiline karşı müvekkiline ait olan kısımdaki ağaçların kaldırılmasına yönelik müdahalenin men-i ve kal davası açarak dava konusu kısmın müvekkiline ait olduğunu bilerek satın aldığını gösterdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile zeminde gösterilecek sınırlar baz alınarak yapılacak ölçüm neticesinde tespit edilecek yaklaşık 500,00 metrekaresinin aynı adaya son parsel numarası verilmek sureti ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın ham toprak vasfında olmadığı, kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu, 1973, 1986 ve 2005 tarihli hava fotoğraflarında da dava konusu taşınmazın 124 ada 110 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte kullanıldığı, dava konusu taşınmazın mahalli bilirkişiler tarafından gösterilen kısmının dava dışı 124 ada 110 parsel ile birlikte evveliyatında davacının mirasbırakanı ...'a ait olduğu, mirasbırakan vefat ettikten sonra yaklaşık 30 sene önce davacı ve kardeşlerinin dava konusu taşınmaz dahil mirasbırakanlarından kalan malları paylaştığı, rızai taksim neticesinde dava konusu taşınmazın davacıya düştüğü, yaklaşık 30 yılı aşkın bir süredir davacının zilyetliğinde olduğu, davacının bu kullanımına üçüncü kişiler tarafından itiraz edilmediği, davalı ...'in dava konusu taşınmazın davacı ve mirasbırakanına ait olduğunu bilebilecek durumda olduğu, iyiniyetli olmadığı, bu nedenle satış sonucu kendi adına oluşan tescile dayanamayacağı, davacının kanunda öngörülen 20 yıllık malik sıfatıyla zilyetlik süresini tamamladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı Hazine temsiclisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1.Davalı Hazine temisilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğine esas olmak üzere hava fotoğraflarından faydalanılarak zilyetlik olgusu araştırılmadan karar verildiğini, yine dava konusu taşınmaza ait uydu fotoğraflarının da değerlendirmeye esas alınmadığını, belgesizden zilyetlikle edinilmiş taşınmaz mal miktarı konusunda gerekli inceleme yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; babası ...'ın bu yeri kullandığının Hazine tarafından öğrenilmesi üzerine kadastro tespit tarihinden itibaren ecrimisil talep edildiğini ve talep edilen bedelin Hazineye ödendiğini, sonrasında Hazinenin ihale ilanı üzerine babasının ölmüş olması nedeniyle ihaleye katılarak taşınmazı Hazineden satın aldığını, Hazinenin 22.05.2012 tarihli mahalli tespit tutanağında görüleceği üzere 124 ada 163 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, bu hususların Mahkemece hiç dikkate alınmadığını, dosya içerisinde söz konusu taşınmazı kötü niyetle aldığını gösterecek kesin bir delil bulunmadığını, mahalli bilirkişilerin de bu hususta beyanda bulunmadıklarını, taşınmazı babasının ölene kadar kullandığını, sonrasında da kendisine kaldığını, bu sürede de davacının bir talebinin bulunmadığını, davacının ilk tespite itiraz etmediği gibi dava dışı şahısların itirazı sonrasında oluşan yeni parsele ilişkin de bir girişimde bulunmadığını, dava konusu taşınmazı satın almasından sonra davacının dava açarak kötü niyetliği olduğunu gösterdiğini, Mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmadığını, dava konusu taşınmazı Hazineden aldığını, Devletin kurumunun ve sonrasında kendisinin dava konusu taşınmazı kötü niyetle iktisap ettiğinin kabulünün mümkün olmadığını bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller Mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, taşınmaz başında yapılan keşif, dinlenen mahalli bilirkişi, tanık beyanları, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın ham toprak vasfında olmadığı, kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu,1973-1986-2005 tarihli hava fotoğrafların da da dava konusu taşınmazın 124 ada 110 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte kullanıldığı, dava konusu taşınmazın mahalli bilirkişiler tarafından gösterilen kısmının dava dışı 124 ada 110 parsel ile birlikte evveliyatında davacının mirasbırakanı ...'a ait olduğu, davacının mirasbırakanı vefat ettikten sonra yaklaşık 30 sene önce davacı ve kardeşlerinin dava konusu taşınmaz dahil mirasbırakanlarından kalan malları paylaştığı, rızai taksim neticesinde dava konusu taşınmazın davacıya düştüğü, yaklaşık 30 yılı aşkın bir süredir davacının zilyetliğinde olduğu, davacının bu kullanımına üçüncü kişiler tarafından itiraz edilmediği, davalı ...'in dava konusu taşınmazın davacı ve mirasbırakanına ait olduğunu bilebilecek durumda olduğu, davalının iyiniyetli olmadığı benimsenmek suretiyle tapu iptal tescil davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1.Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; davacının yapılan kadastro tespitine karşı herhangi bir itirazda bulunmayıp kesinleşen kadastro tespitinden sonra oluşan kamu parselinin açık artırma suretiyle tarafınca satın alınmasından sonra mülkiyetine karşı dava ikame edilmesinin yasalarca korunabilecek bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesi tapusuz ve işlenmeyen ham toprak olduğunu ve Hazine adına 124 ada 80 parsel numarası ile tespit edildiğini, bu tespite karşı dava dışı 3. kişi tarafından yapılan itiraz sonucu bir kısım alanın ayrılarak geri kalan kısmın Hazine adına tescil edildiğini, bu yere başkaca mülkiyet iddiasında bulunanın da olmadığını, babası ...'ın bu yeri kullandığının Hazine tarafından öğrenilmesi üzerine kadastro tespit tarihinden itibaren ecrimisil talep edildiğini ve talep edilen bedelin Hazineye ödendiğini, sonrasında Hazinenin ihale ilanı üzerine babasının vefat etmiş olması nedeniyle ihaleye katılarak taşınmazı Hazineden satın aldığını, taşınmazı kötü niyetle aldığı iddiası ile davacı tarafından dava açıldığını, Hazinenin 22.05.2012 tarihli mahalli tespit tutanağında görüleceği üzere 124 ada 163 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, bu hususların Mahkemece hiç dikkate alınmadığını, delillerin eksik değerlendirildiğini, tapu kaydına güven ilkesinin ihlal edildiğini, dava konusu taşınmazın bir kısmının davacıya ait olduğunu bildiğini ve söz konusu taşınmazı kötü niyetle aldığını gösteren açık bir delilin dosyada bulunmadığını, mahalli bilirkişilerin de bu hususta beyanda bulunmadıklarını, taşınmazı babasının ölene kadar kullandığını, satın alınan taşınmaz üzerinde dedesinin mezarı bulunduğunu, bu nedenle satın alındığını, bu süre zarfında da davacının bir talebinin bulunmadığını, Mahkemece bu hususun da dikkate alınmadığını, davacının ilk tespite itiraz etmediği gibi dava dışı şahısların itirazı sonrasında oluşan yeni parsele ilişkin de bir girişimde bulunmadığını, dava konusu taşınmazı satın almasından sonra davacının dava açarak kötü niyetliği olduğunu ileri sürdüğünü, asıl kötü niyetin davacıda olduğunu, Mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmadığını, dava konusu taşınmazı Hazineden aldığını, Devletin kurumunun ve sonrasında kendisinin dava konusu taşınmazı kötü niyetle iktisap ettiğinin kabulünün mümkün olmadığını, Hazine satarken dava konusu taşınmazı ihale ile kendisinin aldığını, bu sırada davacının neden müdahil olmadığının değerlendirilmediğini, ihaleye itiraz olmadığını, tapu siciline güven ilkesi gereği üzerinde herhangi bir şerh veya kısıtlama olmadan taşınmazı aldığını, gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesinin itirazlarını gerekçeli olarak değerlendirmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğine esas olmak üzere hava fotoğraflarından faydalanılarak zilyetlik olgusu araştırılmadan karar verildiğini, yine dava konusu taşınmaza ait uydu fotoğraflarının da değerlendirmeye esas alınmadığını, belgesizden zilyetlikle edinilmiş taşınmaz mal miktarı konusunda gerekli inceleme yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci üncü maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 1023 ve 1024 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, ... köyü, Köyönü mevkinde bulunan 124 ada 163 parsel numaralı taşınmazın geldisi olan 124 ada 80 parsel sayılı taşınmazın 29.01.2007 tarihinde Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, tespite karşı dava dışı 3.kişi tarafından 80 parselin bir kısmının kendilerine ait olduğu iddiası ile Yıldızeli Kadastro Mahkemesinde dava açıldığı, Yıldızeli Kadastro Mahkemesinin 14.05.2009 tarihli ve 2009/21 Esas, 2009/57 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 14.09.2010 tarihinde kesinleştiği, 124 ada 80 parselin Mahkeme kararı ile ifrazı suretiyle 124 ada 163 parsel sayılı dava konusu taşınmazın oluştuğu, taşınmazın 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında Hazine tarafından ihale ile satışı suretiyle 18.03.2014 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... ve davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 255,07 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.