"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1025 E., 2022/1375 K.
DAVA TARİHİ : 26.09.2016
HÜKÜM/KARAR : Ret / Usulden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/322 E., 2019/321 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli ve tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelen olmadı. Duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının mirasbırakanı ...'ın 404 ada 63 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 26.06.2015 tarihinde torunu olan davalı ...'e temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş; aşamada İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/494 Esas, 2019/605 Karar sayılı kararı ile ...(...) eldeki davada terekeyi temsil etmek üzere tereke temsilcisi olarak atanmış ve davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; mirasbırakana sağlığında ve hastalığında torunu olan... ile kızı olan dava dışı ...ün baktığını, tüm masraflarının ve bakımının davalı tarafından karşıladığını, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın hastalığı sebebi ile taşınmazı satmaya ihtiyacının olduğu, davalının taşınmazı alım gücünün bulunduğu, dava konusu taşınmazın değerinden daha az bir değer ile mirasbırakan tarafından davalıya satıldığı ancak bu hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, mirasbırakanın davalıya karşı minnet duygusu beslediği, taşınmazın bu sebeple de temlik edildiği, gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, tanık beyanlarından davacının annesi ile miasbırakan arasında husumet olduğunun anlaşıldığını, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; terekeye temsilci atanmasıyla mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı, kararın tereke temsilcisine tebliğine rağmen tereke temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının dava dışı mirasçının kızı olması sebebiyle dava dışı mirasçının davaya muvafakat vermeyeceği açık olduğundan eldeki davanın miras payı oranında tapu iptal ve tescil davası olarak açıldığını, Mahkemece bu husus açıklattırılmaksızın terekeye temsilci atanması ya da dava dışı mirasçının muvafakatinin sağlanması için kesin süre verildiğini, ara kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini ancak kesin süre verildiğinden ara kararın yerine getirildiğini, tereke temsilcisine davanın takip yetkisinin kendisinde olduğu hususunun da hatırlatılmadığını, temsilcinin sadece 14. celseye katıldığını, devam eden celselere davacı vekilinin katıldığını, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmında da kararın tereke temsilcisi tarafından istinaf edileceğine dair bir belirtmenin yapılmadığını, aksi hale tereke temsilcisinin katılmadığı duruşmalar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, istinaf başvurularının HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine dair kararın hatalı olduğunu, temlikin davacıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı yapıldığını İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; 14. celsede davaya muvafakati olup olmadığının sorulduğunu, davaya muvafakat ettiğini bildirdiğini, Mahkemece de ... davacı olarak kabul edilerek yargılamaya devam edildiğini, nitekim 15. ve 16. celselere davacı vekilinin katıldığını, hükmün alt kısmında da kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilebileceğinin belirtildiğini, tüm bu sebeplerle kararın kendisi tarafından da ayrıca istinaf edilmediğini, Mahkemece davacının davayı takip yetkisi olduğu kabul edilerek yargılama yapıldığını, aksi halde tereke temsilcisinin katılmadığı duruşmalar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece davayı taraf olarak takip edip etmeyeceğinin sorulmadığını, bu yöne ilişkin usuli işlemlerin eksik yapıldığını ve yetkisiz kişilerin huzurunda davaya devam edildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi,
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 18.12.2015 tarihinde öldüğü, geride dava dışı kızı Nurgül ile 1998 yılında ölen oğlu Ayhan’nın oğlu olan davacı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, davalının dava dışı mirasçı Nurgül’ün kızı olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinin netice-i talep kısmında dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile “miras payları oranında tapuya tesciline”, 01.02.2018 tarihli dilekçesinde de “davalı adına kayıtlı mezkur taşınmazın tapu kaydının iptaline, müvekkilimizin miras payının diğer mirasçı ile birlikte payı oranında tapuya tesciline” şeklinde talepte bulunduğu, 21.02.2018 tarihli celsede de Mahkemece davacı vekilinin 01.02.2018 tarihli dilekçesindeki sonuç kısmına atıf yapılarak mirasbırakanın davacı dışında dava dışı başka bir mirasçısının bulunduğunun belirtildiği ve davacı vekiline dava dışı mirasçının muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması hususunda süre verildiği, İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/494 Esas, 2019/605 Karar sayılı kararı ile Gözde Akgün’ün eldeki davada terekeyi temsil etmek üzere tereke temsilcisi olarak atandığı, kararın istinaf edilmeksizin 14.06.2019 tarihinde kesinleştiği ve tereke temsilcisinin 19.07.2019 tarihli celseye katılarak “davanın görülmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. Davacı vekilinin beyanlarına katılıyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu, 15. ve 16. celselere katılmadığı, yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildiği, bu kararın da 14.02.2020 tarihinde tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmediği görülmektedir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erdiğinden ve bununla bağlantılı olarak da hükmü istinaf ve temyiz etme hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçtiğinden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
3. Tereke temsilcisinin temyiz dilekçesine gelince; Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4. Temyizen incelenen karar, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle, davacı vekilinin 01.02.2018 tarihli dilekçesi dikkate alındığında eldeki davanın terekeye iade istekli tapu iptal ve tescil davası olduğu, tereke temsilcisinin davaya dahil edildiği ve İlk Derece Mahkemesi kararının davayı takip yetkisi kendisine geçen tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmediği; öte yandan, tereke temsilcisinin mazeret bildirmeksizin katılmadığı 15. celsede davalı vekilince davayı takip etmediklerinin belirtilmediği, bu nedenle dosyanın HMK’nın 150 inci maddesi uyarınca işlemden kaldırılamayacağı ve 16. celsenin ise sözlü yargılama duruşması olarak tayin edildiği gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Temyiz harcı yatırılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Tereke temsilcisnin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına,
Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21/11/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.