Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1316 E. 2023/2288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya yapılan temlikin mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla yapıldığı iddiasının ispatlanamaması, mirasbırakanın mirasçılarla ilişkilerinin iyi olması, başka taşınmazlar da bulunması ve davalı tanıklarının savunmayı destekler nitelikteki beyanları gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, tarafların mirasbırakan babaları ...’un 257 ada 5 parsel, 275 ada 9 parsel, 269 ada 48 parsel ve 279 ada 74 parsel sayılı taşınmazları muvazaalı olarak mal kaçırma amacıyla davalı oğluna temlik ettiğini, ekonomik durumu iyi olan murisin taşınmazı satması için bir neden bulunmadığını, asıl amacın bağış yapmak olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların 1982 yılında temlik edildiğini, kadastro tespitinin 1984 yılında yapıldığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın ihtiyacı nedeniyle taşınmazları satmak istediğini müvekkilinin de taşınmazların yabancıya satılmasını engellemek için bedellerini ödemek suretiyle satın aldığını, kardeşlerinin de bu durumu bildiklerini, mirasbırakanın mal kaçırması için neden bulunmadığını, intikal eden başkaca taşınmazlar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Maçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.01.2018 tarihli 2017/6 E., 2018/13 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya satış suretiyle temlik edildiği, malın devrinin belirli bir semen karşılığı olabileceği gibi hizmet veya emek de olabileceği, davalının ...'daki yaşantısını, işini bırakıp ailesiyle birlikte babasına bakmak için yanına geldiği ölümüne kadar tüm ihtiyaçlarını ve bakımını sağladığı, maddi destekte bulunduğu, mirasbırakanın amacının mirastan mal kaçırmak olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 12.10.2018 tarihli ve 2018/1769 E. 2018/1914 K. sayılı kararıyla;İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiği, mirasbırakanın elinde kalan veya intikal eden mal varlığının miktarı ve değeri ile davalıya temlik edilen dava konusu taşınmazların mirasbırakanın tüm mamelekine oranı belirlenerek makul sınırı aşıp aşmadığı, mirasbırakanın taşınmazları temlik etmekte haklı ve makul bir sebebi bulunup bulunmadığı, davalının alım gücü, satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fark hususlarında araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için iadesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Maçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.02.2021 tarihli ve 2018/341 E - 2021/44 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın elinde bulunan ve mirasçılarına intikal eden mal varlığının miktarı ve değerinin tüm mal varlığının %53 ünü teşkil ettiği, davalıya temlik edilen taşınmazların tüm mal varlığına oranının %47 olduğu, devrin makul sınırda kaldığı, taşınmazlar gerçek değerinin yarısı oranında satılmış ise de, mirasbırakan ölene kadar davalının kendisine sağladığı bakım, madddi ve manevi destek dikkate alındığında, satışın gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği sonucunu doğurmayacağı, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın bakıma muhtaç olmadığı, davalı ile birlikte yaşadığı ve davalının maddi anlamda destek olduğu, davalının alım gücünün olduğu, mirasbırakanın sözleşmeyi minnet duygusu ile yaptığı, gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazların dağlık alanda olduğunu, miktarları büyük olduğu için değerli olduklarını oysa dava konusu taşınmazların köyün içinde olduğunu, davalının daha genç yaşta iken taşınmazları satın alabilmesi ve parayı birlikte yaşadığı babasına vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mirasbırakanın terekesinden böyle bir para çıkmadığını, tanıklardan ..., ... ve ...'in beyanlarında açıkça murisin paraya ihtiyacının olmadığını ifade ettiklerini, muvazaa ve mal kaçırma iddiasının ispatlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen dava konusu taşınmazların, mirasbırakan tüm mamelekine oranının % 47 olarak belirlendiği, ölümü ile eşi ve 8 çocuğunu mirasçı olarak bırakan mirasbırakanın davalı oğluna dava konusu taşınmazları temlik etmiş olmasının makul karşılanabilecek sınırda kalmadığı, mirasbırakanın sözleşme yapmakta haklı ve makul bir nedeni bulunmadığı, satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fark, mirasbırakan ile mirasçıları arasındaki beşeri ilişki, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın gerçek iradesinin davacı mirasçılarından mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme, araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu karar verildiğini, satışın gerçekleştiği tarih itibari ile müvekkilinin alım gücü olduğunu, taşınmazların satış değerlerinin o zamanki gerçek değerlerine yakın olduğunu, ayrıca müvekkilinin anne ve babasının bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiğini, mirasbırakanın satış tarihinde hastalıkları nedeniyle sağlık harcamalarını karşılamak için mal satmaya ihtiyacı olduğunu, mirasbırakanın tüm malvarlığını elden çıkarmamış olması, diğer mirasçıları ile arasında husumet, küslük bulunmayışı, davacıların temlikleri biliyor olmalarına karşın yıllar sonra dava açmış olmaları birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın amacının mal kaçırma olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun (HMK) 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’un kayden malik olduğu 257 ada 5 parsel, 275 ada 9 parsel, 269 ada 48 parsel ve 279 ada 74 parsel sayılı taşınmazları 05.04.1982 tarihinde oğlu olan davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, murisin 25.09.1983 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... (1992 yılında ölmüş), çocukları ..., ... ve ... kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Somut olayda, taraf tanıklarının mirasbırakan ... davacılar ve diğer çocukları ile arasının iyi olduğu, beşeri ilişkilerde sorun olmadığı yönünde beyanda bulundukları, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında 7 parça taşınmaz bıraktığı, dinlenen davacı tanıklarının da mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirir somut olgular ortaya koymadıkları, dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile savunmanın desteklendiği, davalıya yapılan temlikin mal kaçırma kastı ile yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

3. Hal böyle olunca, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.