"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2074 E., 2022/2332 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/386 E., 2022/290 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talepli davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirasbırakan ...'in yasal mirasçısı olduğunu, mirasbırakanın müvekkilinin dedesi olduğunu, müvekkilinin annesinin, dedesinden 18 yıl önce vefat ettiğini, müvekkilinin, annesinin tek mirasçısı olduğunu, annesinin uzun yıllarca felçli olarak yaşadığını, dedesi ve ailesi tarafından yeterli ilgi ve alakayı görmediğini, mirasbırakanın dava konusu ... mahallesi 195 ada 74 parselde kayıtlı arsadaki payını 2015 yılında davalı oğluna 20.000 TL gibi düşük bir miktar beyan edilerek tapuda devredildiğini, bunun gerçek bir satış olmayıp tamamen davacıdan mal kaçırma kastıyla yapılan bir işlem olduğunu, zira bu taşınmaz üzerindeki 2 katlı ev ve besihanenin değerinin beyan edilen değerin çok üzerinde olduğunu, mirasbırakanın varlıklı ve zengin bir kişi olduğunu, bu taşınmazı oğluna satmasını gerektirecek acil bir ihtiyacının bulunmadığını, vefat ettiğinde dahi bankada mevduatının bulunduğunu, buradaki tek amacın satış gibi işlem yapılarak gerçek iradenin gizlenme çabası olduğunu ileri sürerek ... ada 74 parselde kayıtlı taşınmazda mirasbırakandan satış yoluyla davalı adına tescil edilen payın tapu kaydının iptali ile davacının miras hissesi oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; mirasbırakanın mallarını paylaştırmak istediğini, ancak müvekkilinin buna muvafakat etmediğini, zira kendisine değeri çok düşük taşınmazların teklif edildiğini, davalıların cevap dilekçesinde adı geçen ...'in müvekkilinin amcasının oğlu değil dayısının oğlu olduğunu ve ... adına yapılan tescile karşı da dava açıldığını, müvekkilinin dayısı ... 'in 4 çocuğu olmasına rağmen sadece ...'e tapuda devir işlemi yapıldığını, yani gerçek bir paylaşımdan söz edilemeyeceğini, yapılan tescil işlemlerinin tamamının muvazaalı olduğunu, müvekkiline teklif edilen taşınmazların değeri ile dava konusu taşınmazın değeri arasında fahiş farklar bulunduğunu, müvekkilinin Denizli'deki evin kira bedelini ise çok ısrar edilmesi üzerine aldığını, ancak burada da herhangi bir tapuda devir işlemi gerçekleştirmediğini, bu hususun bir kabul anlamına gelmediğini, mirasbırakanın kız çocuğunun oğlu olan müvekkilin bir ayrıma tabi tutulmak istendiğini, muvazaanın sabit olduğunu ileri sürerek cevap dilekçesindeki hususların reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir..
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalının kız kardeşinin oğlu olup dava konusu taşınmazın davalının babası ve davacının dedesi olan olan ...'den davalıya satış suretiyle aktarılan bir taşınmaz olduğunu, mirasbırakanın, sağlığında adına kayıtları taşınmazları mirasçılarına dağıtmak istediğini ve paylaştırma yaptığını, amacının mal kaçırmak değil mirasını mirasçılara paylaştırmak olduğunu, mirasbırakanın bu iradesi doğrultusunda dava konusu taşınmazı davalıya, başka bir taşınmazını davacının amcasının oğlu olan ...'e bıraktığını, davacıya da Denizli'de ev ve Antalya'da bir adet iş yerinin bırakıldığını, ancak davalının bu paylaşımı kabul etmediğini, davacının rızasının alınması amacıyla diğer mirasçılar ve özellikle davalının mirasbırakana ait başka taşınmazları da vermeyi teklif ettikleri, ancak davacının kabul etmediğini, davacının mülkiyeti halen mirasbırakana ait olan Antalya'daki iş yeri ile Denizli'deki mesken niteliğindeki taşınmazın kiralarını dedesinin öldüğü 2018 yılından itibaren almaya başladığını, miras payı olarak almayı kabul etmediği taşınmazların hem kiralarını aldığını hem de diğer mirasçılara dava açtığını, bu durumun bile davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, davalının yaptığı hukuki işlemlerde muvazaanın söz konusu olmadığını, mirasbırakanın ölüm tarihinde aktif ve pasif malvarlığının araştırılarak dava konusu taşınmaz dışında kalan diğer taşınmaz mal varlığı ve değerlerinin tespit edilmesi gerektiğini, bu tespitten sonra mirasbırakanın asıl iradesinin mal paylaşımı yapmak olduğunun açıkça görüleceğini, mirasbırakanın mirasını paylaştırma iradesini beyan etmesinden sonra müvekkilinin dava konusu taşınmazı 2015 yılında devraldığını, dava konusu taşınmazın tarla vasfında olup üzerinde bulunan 2 katlı ev ve besihanenin kaçak yapı niteliğinde olduğunu, davalı tarafından taşınmazın devralınmasından sonra 160 m2'lik bir ev daha yapıldığını, kaçak yapı niteliğindeki ev ve besihane için de davalı tarafından iyileştirme masraflarının yapıldığını, imar barışı yasal düzenlenmesinden faydalanılmış olup resmi işlemlerinin hazırlandığını, su ve elektrik aboneliklerinin, imar barışı belgelerinin hazırlattırıldığını, harçların ödendiğini, emlak vergilerinin yatırıldığını, bu işlemlere davacının herhangi bir katkısının olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların mirasbırakanı ...'in 02.12.2018 tarihinde vefat ettiği, vefat etmeden önce dava konusu taşınmazdaki paylarının tamamını davalı çocuğuna devir ettiği, mirasbırakanın taşınmazın devir tarihi itibari ile taşınmazdaki hissesini satması için bir nedenin, büyük bir borcunun, tedavi gerektirir sağlık probleminin olmadığı, taşınmazların gerçek bedelleri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında bariz farkın bulunduğu, satıştan dolayı mirasbırakanın aktifinde bir artışın tespit edilmediği, davalının ödeme yaptığına ilişkin bir belgenin bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarıyla anlaşıldığı üzere taşınmazın bedelsiz olarak devredildiği, Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki işlemin tarafların gerçek iradelerine uymadığı, gizli bağış sözleşmesinin şekil şartlarından yoksun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, mirasbırakanın sağlığında malvarlığını mirasçıları arasında makul ve adaletli bir şekilde paylaştırmak istediğini, davacının mirasbırakanın bu isteğini haksız yere kabul etmediğini, ancak davacının mirasbırakanın sağlığında kendisine vermek istediği Antalya ve Denizli’deki taşınmazları fiilen sahiplendiğini, kiralarını da kendisinin aldığını ve halen almaya devam ettiğini, bu durumun mirasbırakanın paylaştırma iradesi olduğunu, mal kaçırma gayesi olmadığını gösterdiğini, davacının ise kendisine verilmek istenen taşınmazların kiralarını almakla fiilen bu durumu onayladığını, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, davacı tanıklarının akrabaları olup soyut ve taraflı beyanda bulunduklarını, bu beyanların hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, yargılama sırasında mirasbırakanın mal kaçırma amacının olmadığı, paylaştırma kastının olduğunun ortaya çıkması açısından miras bırakanın tüm aktif ve pasif malvarlığının çıkartılarak dava dışı diğer mirasçılarına verdiği mal ve hakların ne olduğunun araştırılmasını talep ettiklerini, davalıya ve diğer mirasçılara verilen mal veya haklar ile davacıya teklif edilen ve fiilen kullanımı davacıda olan yerlerin değerinin makul ve birbirine yakın olduğunu, bu durumun keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya konulmasını talep etmelerine rağmen Yerel Mahkemenin taleplerini dikkate almadığını, eksik inceleme ile hatalı hüküm verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın 16.04.2015 tarihinde satış suretiyle mirasbırakan tarafından davalıya temlik edildiği, mirasbırakanın bakıma muhtaç olmadığı, davalının denkleştirme savunmasında bulunduğu, tanık olarak dinlenen mirasbırakanın eşi ile tanık ...'nin mirasbırakanın kız çocuğundan olma davacıya daha az mal verme iradesini doğruladıkları, mirasbırakan adına hali hazırda başkaca taşınmazlar bulunduğu davalı taraf denkleştirme savunmasında bulunmuş ise de mirasbırakan tarafından davacıya yapılan bir temlik olmadığı, her ne kadar bir kısım taşınmazların mirasbırakan tarafından davacıya verilmek istenmesine rağmen davacı tarafından bunun kabul edilmediği savunulmuş ise de davalının diğer mirasçılar ile kendisine temlik edilmek istenen taşınmazlar arasında denge olmaması nedeniyle bunu kabul etmediği dikkate alındığında usulünce yapılmış bir denkleştirme bulunmadığı, kaldı ki tanık olarak dinlenen mirasbırakanın eşine de herhangi bir temlik yapılmadığı, bu nedenle Mahkemece denkleştirme savunmasına itibar edilmemesinin yerinde olduğu, yine Dairelerinde aynı gün istinaf incelemesi yapılan Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/410 Esas sayılı dosyasında mirasbırakanın bir kısım taşınmaz malını da ölen oğlu ...'tan olma erkek torunu ...'e temlik ettiği ve dinlenen tanıkların mirasbırakanın kız çocuğu mirasçılardan mal kaçırma kastıyla hareket ettiği hususunu doğruladığı dikkate alındığında Mahkemece muvazaanın sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken bakiye 18.123,48 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...