"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/406 E., 2022/913 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Karar Kaldırılarak Dava Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/510 E., 2020/65 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılardan ... ve ... ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine, kamu düzeni yönüyle İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vasisi vekili dava dilekçesinde; Ergani ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu çekişmeli 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında davacının vefatı üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan zilyetlikle mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını ve davacının taşınmazdaki zilyetliğinin 20 yıllık yasal süreyi doldurmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımlarında imar ihya olmadığı, (E) harfi ile gösterilen kısmının 1984 yılından beri bahçe olarak kullanıldığı, (F) harfi ile gösterilen kısmının tarım amaçlı kullanılmadığı, içinde su arkı bulunduğu ve 2017 yılında doldurulduğu, (G) harfi ile gösterilen kısmının 1967 yılından beri davacıya ait 124 ada 7 parsel ile bütün olarak kullanıldığı, (H) ve (K) harfleri ile gösterilen kısımların bahçe vasfıyla kullanıldığı fakat (K) harfi ile gösterilen kısmın çekişmeli taşınmazın dışında kaldığı, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de, harita mühendisi (jeodezi ve fotogrametri uzmanı) tarafından incelenen 1967, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğrafları, 2008 ve 2017 yıllarına ait uydu fotoğrafları ve 1986 yılına ait memleket haritasına itibar edilmesi gerektiği, bu tür davalarda hava fotoğraflarının kesin delil niteliğinde olduğu, davacının (A), (B), (C), (D) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımlarda kesintisiz 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığı ve imar ihya şartını yerine getirmediği, (E), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlarda ise kesintisiz 20 yıllık zilyetliğinin bulunduğu, imar ihya şartını yerine getirdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi Erman Şimşek'in 10.07.2019 havale tarihli raporuna ekli krokide (E) ve (G) harfleri ile gösterilen kısımlarının susuz tarla vasfıyla, (H) harfi ile gösterilen kısmın ise bahçe vasfıyla davacı ... adına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... ve ... ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1. Davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın (A), (B), (C), (D) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımları yönüyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu yerlerin babaları adına tapuya kayıtlı 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak, bazen ekilmek bazen de nadasa bırakılmak suretiyle kullanıldığını, taşınmazın bilirkişi raporunda harflerle küçük parçalara bölünerek gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporda (F), (H) ve (K) harfleri ile gösterilen kısımların 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak uzun yıllardır kullanıldığının belirtildiğini, (A) harfi ile gösterilen kısımda sulama havuzu bulunduğunu, (K) harfi ile gösterilen kısım imar ihya edilerek bahçe vasfı ile kullanıldığı halde dava dışı bırakıldığını, 2009 yılında kadastro memurları hatalı ölçüm yaptığından babaları adına kayıtlı ve onun zilyetliğinde bulunan birçok taşınmazın babaları adına yazılmadığını, bunlarla ilgili davaların Ergani 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam ettiğini, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
2. Davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; diğer mirasçı ... ile aynı neden ve taleplerle kararı istinaf etmiştir.
3. Davalı Hazine vekili istinaf talebinde özetle; hükmün eksik incelemeye dayalı olduğunu, Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde araştırma yapılmadığını, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin (E), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlara ilişkin tespitlerinin hatalı olduğunu, bu kısımların oldukça küçük miktarlı olduğunu, hava fotoğraflarının hatalı değerlendirildiğini, ziraat bilirkişi raporunun da yetersiz olduğunu, sadece taşınmazın halihazırdaki durumunu yansıttığını, taşınmazda davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (E), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlarda davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak talep sonucu tapu iptali ve tescil olduğu halde, hükümde iptaline karar verilen taşınmazın tapu bilgisine yer verilmediği, yüzölçümlere değinilmediği, hükmün 2 ve 3 nolu bentlerinde atıf yapılan teknik bilirkişilerin isimlerinin farklı olduğu bu haliyle hükmün infazında tereddüt hasıl olacağı gerekçesiyle, davacılardan ... ve ... ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, hükümde yapılan yanlışlık kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu durum 6100 sayılı HMK'nın 355 inci maddesi gereğince re'sen istinaf sebebi sayılarak İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi Emrah Karakoç'un 10.07.2019 havale tarihli raporuna ekli krokide (E) harfi ile gösterilen 2.505,30 metrekare, (G) harfi ile gösterilen 465,51 metrekare ve (H) harfi ile gösterilen 232,82 metrekarelik kısımların tapu kaydının iptali ile (E) ve (G) harfleri ile gösterilen kısımların susuz tarla vasfıyla, (H) harfi ile gösterilen kısmın bahçe vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (A), (B), (C), (D) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine, (K) harfi ile gösterilen kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 124 ada 9 parsel sayılı 54.964,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (G) ve (H) harfleri ile gösterilen bölümleri hakkındaki kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli bölüm üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen kısma yönelik olarak ayrı bir değerlendirme yapılmamış, raporda taşınmaz bir bütün olarak değerlendirilmiş, hava fotoğrafı incelemesi sonucunda bu yerin bir bölümü üzerinde dut ve incir ağaçları bulunduğu belirtildiği halde, ziraat bilirkişisinden ağaçların yaşlarının ve adetinin ne olduğu, bu ağaçların kendiliğinden yetişen ağaç türünden olup olmadığı hususunda ziraat bilirkişisinden ek rapor da aldırılmamıştır. Jeolog bilirkişi raporunda, bu taşınmaz bölümünün kuru dere yatağı, vadi ağzı ve boşluğu niteliğinde olduğu belirtildiği halde, bu yerin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı hususu yeterince araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeolog bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle kime ait olduğu, kim tarafından, ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, üzerindeki ağaçların kim tarafından, ne zaman dikildiği, çekişmeli bölümün tamamının ya da bir kısmının kuru dere yatağı vasfında olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
Teknik bilirkişiden keşfi izlemeye elverişli, krokili rapor aldırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün, taşınmazın geriye kalan bölümü ile karşılaştırmalı şekilde niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten, üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, adedi ve dağılımı, kendiliğinden yetişen ağaç türünden olup olmadığı açıklayan, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş (Fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırları kabaca işaretlettirilmelidir.) somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, taşınmaz imar-ihya faaliyetine konu olmuşsa ihyanın bitirildiği tarihi belirtir şekilde rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, taşınmaz bölümünün önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, kuru dere niteliğinde olup olmadığını, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmazın çekişmeli bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirildikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (G) ve (H) harfleri ile gösterilen kısımlarına yönelik temyiz itirazının reddine,
2. Davalı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın aynı raporda (E) harfi ile gösterilen kısmına yönelik yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.