"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/856 E., 2023/27 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/172 E., 2021/761 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyünde bulunan 110 ada 39 parsel sayılı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun çalışmaları sırasında Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiğini, ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazın tevzi çalışmaları sırasına davacının babasına verildiğini, ondan sonra da davalını zilyetliğinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarih ve 2016/231 Esas, 2018/508 Karar sayılı kararıya; ile çekişmeli taşınmazın 1955-1984-2004 yıllarında da kullanıldığı, belirgin ve sabit sınırlarının olduğu ve zirai bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğu, mera parseli ile kot farkının olduğu belirtildiğinden zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı lehine oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı Hazine vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2019/277 Esas, 2020/1299 Karar sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümüne etkili olacak deliller değerlendirilmeden karar verilemeyeceği belirtilerek hava fotoğraflarından yararlanılması, taşınmaz üzerinde zilyetlik araştırması yapılması ve tevzi evrakının uygulanması gereğine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, dosya Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; tanık ve bilirkişilerin dava konusu taşınmazın mera ile alakasının olmadığını, davalı tarafından eklemeli zilyetlikle kullanıldığını, taşınmazın sınırları itibariyle toprak tevzi çalışmaları ve tablendikatif kayıtlarında belirtilen komşu taşınmazlarla mevki hudut ve sınırlarının uyduğunu belirttikleri; fen bilirkişisi raporuna göre dava konusu taşınmazın hudutları ve şekli itibariyle toprak tevzi ve tablendikatif kayıtları ile mevcut durumunun uyduğu, taşınmazın 1955, 1984 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarında sürülü olduğu, komşu taşınmazlar ile benzer özellikler gösterdiği ve sınırlarının belirgin olduğu, ziraat heyeti raporunda taşınmazın 25 – 30 yıldır kültür bitkileri yetiştirilerek tarla vasfıyla kullanıldığının ve mera ya da Hazine ile alakasının olmadığının bildirildiği, dava konusu taşınmazda davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığı, soyut ve maddi olaylara dayanmayan yerel bilirkişi beyanlarının hükme esas alındığı, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına tapuya kaydedildiği, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığı, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığı, dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarının soyut ve yetersiz olduğu, hava fotoğraflarından yöntemince ve yeterli yararlanılmadığı, taşınmazın komşusu parseller ile ayırıcı sınırlara sahip olup olmadığı üzerinde durulmadığı, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığı ileri sürülerek hükmün kaldırılmasını ve davacı Hazine lehine hüküm kurulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerini tekrar etmiş, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına dayanmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda, Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 39 parsel sayılı taşınmaz 1479 parsel sayısı ile sınırlandırılarak tapunun 18.11.1969 tarih cilt 3. Sayfa 352 sayılı tapu ile Hazine adına tapuya bağlandığı, 1478 tevzi parselinin de ... oğlu ... adına dağıtımının yapıldığı ancak tapuya tescil edilmediği, taşınmazların bütün halinde 1972 yılında vefat eden ... zilyetliğinde bulunduğu edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... adına tesbit ve tescil edildiği, 11.10.2011 tarihinde satış nedeni ile davalı adına kayıtlandığı anlaşılmaktadır.
2. Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak, kaydın oluştuğu tarihe kadar davalı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tespit edilmiş olup bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Yasa maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir.
3.Mahkemece, çekişmeli 110 ada 39 parsel sayılı taşınmazda davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 inci madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, taşınmazın dayanağı olan belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağından yararlanılarak dayanak kayıtları yöntemince zemine uygulanıp kapsamı belirlenmeden hüküm kurulmuş, taşınmaz fotoğraflara göre mera niteliğinde görünmesine ve tapunun iki hududu mera okunmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın niteliği ve komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, mera olup olmadığı, mera parseli ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, komşu köylerden tespit edilecek mahalli bilirkişiler marifetiyle taşınmazın mera olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmamış, jeodezi uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz ile komşusu meranın nitelikleri ve fotoğraflardaki görüntüleri itibariyle bütünlük arz edip etmediği hususunda rapor alınmamış, yetersiz fen bilirkişi raporu ile yetinilmiş, davalının bayi açısından senetsiz araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
4.Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmazın belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar mahalli bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu parseller ile müşterek sınırının bulunduğu bölümlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların bayileri adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulmalı, belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 inci maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.