Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1842 E. 2024/5123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalı oğluna yaptığı taşınmaz satışının mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davalı tarafından satış bedeli ödendiğinin ispatlanamaması, mirasbırakanın ekonomik sıkıntı içinde bulunmaması, taşınmazın değeri ile akitte gösterilen değer arasında fark bulunması ve davalının taşınmazı alabilecek ekonomik gücünün bulunmaması gibi hususları değerlendirerek, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğuna karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1627 E., 2023/49 K.

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/536 E., 2019/52 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan annesi ...'nın 7842 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; taşınmaz bedelini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.01.2019 tarihli ve 2017/536 E- 2019/52 K sayılı kararıyla; tapuda gösterilen değer ve gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, davalının savunmasını kanıtlayamadığı, mirasbırakanın mali durumu itibariyle mal satma ihtiyacının olmadığı, davalının da devir tarihinde taşınmazı gerçek değerinde alma gücünün bulunmadığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli ve 2019/657 Esas, 2021/905 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafından savunma olarak ileri sürülen bedelin ödendiği iddiasının ispatlanamadığı, mirasbırakanın ekonomik sıkıntı içinde bulunmadığı, taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile akitte gösterilen değer arasında fark bulunduğu, davalının taşınmazı alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, ancak taşınmazın dava tarihi itibariyle davacının miras payına isabet eden değer üzerinden harç ve vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği gerekçesi ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yargılama giderleri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 20.02.2022 tarihli 2021/6799 E. 2022/1398 K. sayılı kararıyla “...Somut olayda; mirasbırakanın 24.11.2016 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı ... ile davalı oğlu ...’nın mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın 7842 parsel sayılı taşınmazını 26.09.2011 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmakta olup, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, davalı tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmasına ve 12.03.2018 tarihli dilekçe ile 7 kişilik tanık listesi verilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince taraflara tanıklarını keşif mahallinde hazır etmeleri için süre verildiği, tanıklar için usulünce tebligat düzenlenmediği, davalı tarafından bildirilen tanıklardan sadece ..., ... ve ...’un dinlenildiği, diğer tanıklar ..., ..., ... ve ...’ün ise dinlenmediği açık olup, dinlenmeyen tanıklar yönünden davalının feragatinin bulunmadığı daikkate alınmaksızın ve İlk Derece Mahkemesince HMK'nın 241. maddesi uyarınca bu yöne ilişin bir ara karar da kurulmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davalının tanık listesinde bildirdiği ..., ..., ... ve ...’ün HMK'nın 243 vd. gereğince duruşmaya çağrılarak usulünce dinlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve ondan sonra hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları itibariyle; mirasbırakan tarafından yapılan temliki işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının sübut bulduğu gerekçesiyle oy çokluğuyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın muhalefet şerhinde belirtilen hususları ve gerekçeleri temyiz nedenleri olarak beyan ettiklerini, İstinaf Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, tanık deliline dayanan karşı taraf davacının Mahkemeye sunduğu isim listesinin HMK'nın 194/2 hükmüne aykırı olduğunun İstinaf Mahkemesince değerlendirilmediğini, davacı tanıklarının doğru olmayan çelişkili beyanlarının hükme esas alındığını, tüm tanıkların beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde murisin mal kaçırma amacının olmadığının sabit hale geldiğini, mal kaçırma iradesinin davacı tarafça ispatlanamadığını, murisin kendi atasından kalan taşınmazı hacca gitmek için sattığını ve hacca gidemediği için de satış parasını hem kendi hem de davacının ihtiyaçlarına harcadığını, kura sonucu hacca gidilememiş olmasının müvekkili aleyhine yorumlanamayacağını, salt bedeller arasındaki farkın muvazaanın kanıtı olamayacağını, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, kazandırma tarihinde murisin elinde bulunan mal varlığı miktarı ile temlik edilen taşınmazın makul karşılanabilecek sınırda olup olmadığının araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ıncı, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...'nın 24.11.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı oğlu ...'nın kaldıkları, murisin adına kayıtlı 7842 parsel sayılı, 1340 metrekare miktarlı, tarla vasıflı taşınmazının tamamını 26.09.2011 tarihli satış işlemi ile davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 24.028,04 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.