Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1909 E. 2024/1616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içindeki dolgu alanına yapılan yapıların kaldırılarak, Hazine adına tescilinin istenmesine ilişkin elatmanın önlenmesi davasında, yargılama giderlerinin kimden tahsil edileceğine dair uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yargılama sırasında vefat etmesi ve mirasçılarının davaya dahil edilmesi nedeniyle, yargılama giderlerinin mirasçılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bu hususta düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/130 E., 2021/370 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı Hazine vekili ve davalı mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; Eğirdir İlçe Merkezinde ve Eğirdir Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde, Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m2 arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde Belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin otogar, restoran, büfe, çay bahçesi, işyeri v.b amaçlarla şahıslara kiralanmak suretiyle kullandırıldığını, Eğirdir Gölünün Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle Eğirdir Gölü kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, Belediye tarafından Eğirdir İlçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca ret edildiğini ileri sürerek Eğirdir Belediyesi tarafından Eğirdir İlçe Merkezinde ve Eğirdir Gölü Kıyı Kenar Çizgisi içerisinde kıyıların izinsiz doldurulması suretiyle elde edilen arazilerde belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin kal’ine ve davalının bu yerlere elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; Eğirdir Belediye Başkanlığı ile davacı Hazine arasındaki Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, bu davadan da anlaşılacağı üzere Eğirdir Belediye Başkanlığı ile Hazine arasında dava konusu alanların mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davalı ... Belediye Başkanlığının, dolgu alanlarını kendisinin olduğu inancıyla malikmiş gibi kullandığı ve iyiniyetli asli zilyet konumunda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2016/10326 Esas, 2020/856 Karar sayılı kararı ile; yargılama devam ederken öldüğü anlaşılan davalı ...’nın tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği, öte yandan, Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından dava konusu alanların Belediyeye devri için talepte bulunulduğu, talebin reddi nedeniyle ret işleminin iptali için Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, 6100 sayılı HMK'nın 165 inci maddesi gereğince, İdare Mahkemesi tarafından verilecek hükmün eldeki davada verilecek kararı etkileyeceği anlaşıldığından Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra toplanan ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 14.12.2021 tarihli ve 2020/130 Esas, 2021/370 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas, 2016/553 Karar sayılı kararı ile; belediye tarafından devri talep edilen 512.000 metrekare yüz ölçümlü dolgu alanında, Kıyı Kanunu'na ve imar mevzuatına aykırı yapıların ve kullanımların bulunduğu, bazı kısımları hariç olmak üzere Eğirdir Gölünden kazanılan dolgu alanlarına ait dolgu izinlerinin alınmadığı, Belediyenin devir talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verildiği, kararın 22.09.2016 tarihinde kesinleştiği, Eğirdir Belediyesince gölden doldurulmak suretiyle kazanılan alanlarda alınması gereken izinlerin alınmadığı, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı yapı, tesis ve kullanımlar mevcut olduğu, söz konusu alanların Belediyenin tasarrufuna bırakılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı mirasçılarından ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... öldüğünden mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiğini, hükümde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı mirasçılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde tekil şahıs ifadesiyle davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı mirasçılarından ... temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, hukuken geçerli bir kira sözleşmesi ile dava konusu yerin kullanıldığını ve kira bedellerinin belediyeye ödendiğini, dava konusu yerin malikinin muğlak olduğunu, iyiniyetli olduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun, 7 nci maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazına gelince; davalı ...'nın yargılama sırasında ölümü nedeniyle mirasçılarının davaya dahil edildiği ve davalı sıfatını kazandıkları gözetilerek yargılama giderlerinin ölen davalının mirasçıları olan davalılardan alınması gerekirken, bu husus gözardı edilerek hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde "davalıdan alınması" şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 nci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (4), (5) ve (6) numaralı bentlerinde yer alan "davalıdan" ibarelerinin çıkartılarak yerlerine "davalılardan müştereken ve müteselsilen" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.