Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1963 E. 2024/1167 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının daha önce aynı konu hakkında açılan davada verdiği tanık ifadesinin davanın reddine yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın yaptığı temlikin muvazaalı olduğuna dair daha önce verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunması ve davacının önceki davada verdiği tanık ifadesinin tek başına davayı reddetmek için yeterli olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2396 E., 2022/2824 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/80 E., 2021/231 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davalılar ve dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının mirasbırakanı ...'un mirasçılarından dava dışı ...,...,...'un muris muvazaası hukuki nedenine dayanarak İzmir l3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/88 Esas, 2001/550 Karar sayılı dosyasında açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın onanarak kesinleştiğini ileri sürerek 6351 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlar ile 6352 ada 1 parsel ve 6360 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek davacı adına miras payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/88 Esas, 2001/550 Karar sayılı dosyasında davacının tanık olarak dinlendiğini, ifadesinde '' ... ... ile ... öteki davalı ...'e parasını verdiler de dava konusu yeri aldılar. Ben böyle biliyorum...'' şeklinde beyanda bulunarak devirlerin muvazaalı olmadığını belirtiğini, 16 yıl sonra dürüstlük kuralına aykırı olarak eldeki davayı açtığını, davacının beyanının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, 15 yıl Almanya'da çalışıp 1975 yılında yurda kesin dönüş yaptığını, taşınmazı alım gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiş, aşamada davalı ...’un ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

Davalılar ...,... ve ... vekili, davaya konu taşınmazların davalılarca mirasbırakan tarafından satılan ... ...'ten bedeli ödenerek satın alındığını, diğer mirasçılarca açılan davada davacının tanık olarak "... ile ..., davalı ...'e parasını verdiler ve dava konusu yeri aldılar" şekilde beyanda bulunduğunu, davacının davranışının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2018 tarih, 2016/396 Esas 2018/395 Karar sayılı kararı ile; 25.09.1997 tarihli duruşmada davacının tanık sıfatı ile alınan beyanında temliklerin gerçek satış olup bedeli karşılığında yapıldığını beyan ettiği, bu beyanın mahkeme dışı ikrar niteliğinde olduğu, 1086 sayılı HUMK’un 236 ıncı maddesinin açık hükmü uyarınca bu beyanın davacıyı bağlayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilin tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2019 tarih, 2018/2011 Esas, 2019/420 Karar sayılı kararı ile, mirasbırakanın devre yönelik tasarrufunun muvazaalı olduğunu tespit eden ve uyuşmazlık yönünden Yargıtay onamasıyla kesinleşen hüküm var iken takdiri delile üstünlük tanınarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, her bir taşınmaz yönünden mirasbırakanın payı ve bu paydan davacının talep edebileceği miras payı esas alınmak suretiyle doğru sicil oluşturma yükümlülüğü dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesi ile karar kaldırılmış, İlk Derece Mahkemesinin 21.05.2019 tarih, 2019/128 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararı ile; ilk karardaki gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 06.02.2020 tarih, 2019/2047 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararı ile; yasaya aykırı biçimde kesin olan karara uyulmayarak yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı, daha önceki kaldırma kararındaki gereklerin yerine getirilmesi gerektiği gerekçesi ile karar kaldırılmış, İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda verilen kararı ile; mirasbırakan ... ...'un, 39 ada 96 parsel sayılı taşınmazını yakın arkadaşı ... ...'e mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiği, ara malik konumundaki ... ...'in İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/88 Esas sayılı dosyasında bu durumu kabul ettiği, akabinde ... ...'in taşınmazı muvazaalı olarak davalı ... ve diğer davalıların mirasbırakanı ...'a temlik ettiği, taraflar arasında yapılan devir işleminin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ile davalılar ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ... ... tarafından dava dışı ... ...'e 26.04.1991 tarihinde devredildiğini, ... ...'un ölümünden sonra bu taşınmazların davalı ... ve ... tarafından bedeli ödenerek 22.07.1992 tarihinde satın alındığını, 10.07.1996 tarihinde diğer mirasçılardan ...,...,.. tarafından muris muvazaası nedenine dayanılarak dava açıldığını, anılan davada eldeki dosyanın davacısının temliklerin muvazaalı olmadığına yönelik tanık ifadesi olduğunu, davacının, daha önce görülen davada muvazaalı bir işlem olmadığını, davalılar ... ve ...'ın bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldıklarını beyan etmesine karşın bu davada tam aksini beyan ederek talepte bulunduğunu, mahkeme içi ikrarın davacıyı bağlayacağını ve kesin delil olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasçılardan ...,...,... tarafından muris muvazaası nedenine dayanılarak dava açıldığını, anılan davada eldeki dosyanın davacısının temliklerin muvazaalı olmadığına yönelik tanık ifadesi olduğunu, davacının, daha önce görülen davada muvazaalı bir işlem olmadığını, davalılar ... ve ...'ın bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldıklarını beyan ettiğini, davacının, davalı ...’un kendi birikimleriyle ailesine yapmış olduğu katkıları birebir biliyor olması nedeniyle bu şekilde ifade verdiğini, davacının diğer davalı kardeşi ...'dan mirastan feragatin karşılığını alamaması nedeniyle eldeki davayı açtığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalıların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ..., ile davalı ... mirasçıları olan dahili davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ve dahili davalılar vekilleri temyiz dilekçelerinde, istinaf dilekçelerindeki itirazları tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’un 15.06.1991 tarihinde öldüğü, geride dava dışı çocukları ...,...,... davacı oğlu ... ve 04.01.2016 tarihinde ölen oğlu ...’ın mirasçıları davalılar ...,... ile davalı oğlu ...’nin mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’un yargılama sırasında 21.08.2018 tarihinde öldüğü, mirasçılarının davaya dahil oldukları; mirasbırakanın eski 36 ada 96 parsel sayılı taşınmazını 26.01.1991 tarihinde dava dışı ...’e satış suretiyle devrettiği, taşınmazın 10.09.1991 tarhli imar uygulaması ile 6351 ada 1, 2, 3, 6352 ada 1 ve 6360 ada 1 parsellere gittiği, imar uygulaması ile oluşan taşınmazların ... tarafından 22.07.1992 tarihinde ... ile davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, 18.08.1998 tarihli ikinci imar uygulaması ile 6351 ada 1, 2, ve 3 parsel sayılı taşınmazların dava konusu 6351 ada 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, dava dışı mirasçılar ...,...,... tarafından eski 36 ada 96 parselin temlikine ilişkin olarak muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açtıkları davanın, İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2001 tarih, 2000/88 Esas, 2001/550 Karar sayılı kararı ile kabul edildiği, kararın Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 05.12.2001 tarih, 2001/13306 Esas, 2001/13222 Karar sayılı kararı ile onanarak 18.02.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Somut olaya gelince; İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2001 tarih, 2000/88 Esas, 2001/550 Karar sayılı kararının eldeki dava dosyası açısından güçlü delil niteliği taşıdığı gözetildiğinde temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar ..., ... ile davalı ... mirasçıları olan dahili davalılar ..., ..., ..., ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 52.023,33 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...’dan; 51.196,98 TL bakiye onama harcının temyiz eden dahili davalılar ... mirasçılarından alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...