Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2021 E. 2024/4514 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında davalının ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil edilip edilmeyeceği ve taraf teşkili hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının vefatı halinde, mirasçılarına tebligat yapılmadan ve davaya dahil edilmeden karar verilmesinin HMK m.55 ve m.27'ye aykırı olduğu ve taraf teşkili hususunun kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/629 E., 2022/100 K.

HÜKÜM : Asıl Davada Karar Verilmesine Yer Olmadığına - Birleştirilen Dava Kabul

Taraflar (... ile ...) arasındaki tapu iptali ve tescil istekli asıl davada bozmaya uyularak karar verilmesine yer olmadığına, taraflar ( ... ile ...) arasındaki tapu iptali ve tescil istekli diğer davada davanın reddine karar verilmiştir.

Anılan kararların temyiz edilmesi üzerine her iki hüküm, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.02.2010 tarih, 2009/13534 Esas, 2010/1402 Karar sayılı ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.12.2013 tarih, 2018/3493 Esas, 2019/3620 Karar sayılı kararları ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararlarına uyularak her iki davanın birleştirilmesine karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, kararın birleştirilen davada davalı ... mirasçısı ... tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı ...; davalının 1220/65750 paydaşı olduğu 71 parsel sayılı taşınmazdaki (17.11.1989 tarihli ifraz işlemi ile oluşan 396 parseldeki 1220/65750; 08.03.2011 tarihli imar işlemi ile oluşan 1710 ada 1 parseldeki 12567/240000) payını Kadıköy 5. Noterliğinin 26.10.1989 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalının İstanbul 22. Noterliğinin 31.08.1987 tarihli vekaletnamesi ile vekil kıldığı ...'den 3.000.000 ETL bedelle satın aldığını, satış bedelini nakten ve tamamen ödediğini ve taşınmazın kendisine teslim edildiğini, ancak davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/142 Esas sayılı dosyasında davacı ...; davalı ...’nin dava konusu 71 parsel sayılı taşınmazdaki 1200/65750 payını muvazaalı olarak düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı ...’ya sattığını, davalı ... ... tarafından anılan sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yokluğunda usulsüz olarak yapılan yargılama sonucunda davanın kabul edildiğini ve taşınmazın davalı ... ... adına tescil edildiğini, davalının daha sonra taşınmazı davalı ...’ye devrettiğini, davalı ...’yi 31.08.1987 tarihinde vekil tayin ettiğini, 13.01.1990 tarihinde de vekillikten azlettiğini, azilnamenin davalıya 14.02.1990 tarihinde, tapu dairesine de 15.02.1990 tarihinde tebliğ edildiğini, vekaletname ile tapuda işlem yapamayacağını anlayan davalının muvazaalı olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

2. Birleştirilen davada davalı ...; zamanaşımı süresinin geçtiği, davacının taşınmazın devri için vekaletname düzenlediğini, amacının taşınmazı satmak olduğunu ve kime satılacağını da bildiğini, ... ile arasında bir bağ olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

1. Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 Karar sayılı kararı ile; iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 71 parsel sayılı taşınmazdaki 1200/65750 payın davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

2. Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2009 tarih, 2008/142 Esas ve 2009/157 Karar sayılı kararı ile; davacı ...’ın iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

1. Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2009 tarih, 2008/142 Esas, ve 2009/157 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Bozma

1. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.02.2010 tarih, 2009/13534 Esas, 2010/1402 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazdaki davacı payının ... adına tesciline karar verilen ferağa icbar davası dosyasında (1993/755 Esas, 1994/173 Karar), davacı ... taraf gösterildiği halde, kendisine 7201 sayılı Tebligat Yasası'na uygun olarak tebligat yapılamadan karar verilerek taşınmazın asıl davada davacı ... adına tesciline karar verildiği ve hükmün kesinleştirildiği, bu durumda çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin olan Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 Karar sayılı kararının usulen kesinleştiğini ve tescilin dayanağını oluşturacak hale geldiğini söyleyebilme olanağının bulunmadığı, anılan kararın temyizi için davacıya imkan sağlanması, temyiz edildiği taktirde sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/214 Esasına kaydedilmiştir.

2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 tarih, 2011/12515 Esas, 2011/15085 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin yaptığı saptamaya göre eldeki davada (1993/755 Esas, 1994/173 Karar) davalıya yöntemince davetiye çıkartılmamış, yargılamada bulunma hakkı elinden alınarak savunması tespit edilmeden davanın sonuçlandırıldığı, davalının dinlenme ve delil bildirme hakkı elinden alındığı belirtilerek kesinleşen mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma kararı üzerine davanın, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/395 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.2014 tarih, 2012/395 Esas, 2014/515 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 tarihli bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 sayılı karar ile davanın kabulüne ve hükmen tescile ilişkin verilen kararın taraflarca temyiz edilmeksizin 06.06.1994 tarihinde kesinleştiği ve 31.10.1994 tarihinde kesinleştirme işlemi yapıldığı, ancak karar henüz infaz edilemeden evvel Kadıköy 9. Noterliğinin 14.09.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın davacı ... tarafından dava dışı vekil ...'ye satıldığı, ...'nın 23.09.2000 tarihinde ölümü üzerine vekil ... tarafından ... mirasçısı aleyhine ferağa icbar davası açıldığı, 15.05.2007 tarihinde de taşınmazın davacı ...'nın tek mirasçı olan oğlu ... tarafından ...’ye devredildiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Asıl Dava Yönünden İkinci Bozma Kararı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.12.2013 tarih, 2018/3493 Esas, 2019/3620 Karar sayılı kararı ile; eldeki dava ile aynı Mahkemenin 2010/214 Esas sayılı dosyasında görülen dava konusunun aynı olup taraflarının ve hukuki sebeplerinin benzer nitelikte olduğu, dolayısıyla biri hakkında verilecek kararın diğer davanın sonucunu da etkileyeceği, aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunan bu davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemece 2010/214 Esas sayılı dosyasının eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiş ve Mahkemenin 10.02.2022 tarih, 2019/629 Esas, 2022/100 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın asıl davada davacı adına tescili sağlandıktan sonra taşınmazın bu sefer birleştirilen davada davalı, aynı zamanda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde davacı vekili olarak hareket eden davalı ...’ye devredildiği, birleştirilen davada davalıların fikir ve elbirliği içerisinde kötüniyetli davrandıkları, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile birleştirilen davanın kabulüne, asıl dava yönünden ise aynı taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talep edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde birleştirilen davada davalı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Nedenleri

Birleştirilen davada davalı ... mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’nin 19.07.2021 tarihinde öldüğünü, mirasçılarının davaya dahil edilmediğini, mirasçıların hukuki dinlenilme haklarının kısıtlandığını, birleştirilen davada davacının iddiasını kanıtlayamadığını, davalı ...’nin kötüniyetli olduğunun ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve muvazaa iddialarının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, varsayıma dayalı olarak hüküm tesis edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 inci, 55 inci, 114/1-d ve 115 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl davada davalı birleştirilen davada davacı ...’ın taşınmaz satış yetkisi içeren İstanbul 22. Noterliğinin 31.08.1987 tarihli vekaletnamesi ile birleştirilen davada davalı ...’yi vekil tayin ettiği, ...’nin 26.10.1989 tarihinde asıl davada davacı ... ile dava konusu 71 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlediği, asıl davada davacının 21.12.1993 tarihinde satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istekli dava açtığı, Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 Karar sayılı kararı ile iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 71 parsel sayılı taşınmazdaki 1200/65750 payın davacı ... adına tesciline karar verildiği, kararın 06.06.1994 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, dava konusu taşınmazın gittisi olan 396 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak birleştirilen davada davalı ... ile asıl davada davacı ... arasında 14.09.2000 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, 396 parselin 15.05.2007 tarihinde asıl davada davacı ... ... adına hükmen tescil edildiği, aynı tarihte mirasçısı ...’e taşınmazın veraseten intikal ettiği ve 15.05.2007 tarihinde anılan mirasçı tarafından taşınmazdaki 1200/65750 payın tamamının birleştirilen davada davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği, 02.04.2008 tarihinde asıl davada davalı ...’ın ...’ye husumet yönelterek vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istekli dava açtığı, Mahkemece davanın reddine karar verildiği ve kararın Dairece bozulduğu, bu aşamada 2010 yılında asıl davada davalı ...’ın Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.1994 tarih, 1993/755 Esas, 1994/173 Karar sayılı kararını temyiz ettiği, kararın bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın da bozulması üzerine Mahkemece vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın (2010/214 Esas sayılı dosyanın) eldeki dava ile birleştirilmesine karar verildiği, asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... ile asıl davada davacı ...’nın aşamada ölmeleri üzerine mirasçılarının davaya dahil oldukları anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Bilindiği üzere, miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada davalının ölümü hâlinde HMK’nın 55 inci maddesi gereğince Mahkemece, mirasçıların tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Nitekim, 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesi uyarınca taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam olunamaz. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup bu hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.

4. Somut olayda, birleştirilen davada davalı ...’nin 19.07.2021 tarihinde öldüğü, geride ..., ..., ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı anlaşılmakta olup Mahkemece karar tarihinden önce ölen davalının mirasçıları davaya dahil edilmeden; bir başka ifade ile taraf teşkili sağlanmadan birleştirilen dava yönünden karar verilmesinin doğru olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

5. Hal böyle olunca, birleştirilen davada davalı ...’nin ölümü ile tüm mirasçılarına davetiye çıkartılıp usulüne uygun şekilde tebliğ yapılarak duruşma günü ve saatinden haberdar edilmeleri ve hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanıp anılan davalının mirasçılarına hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan yukarıda açıklanan usul hükümlerine aykırı olacak şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Birleştirilen davada davalı ... mirasçısı ... vekilinin değinilen yönden yerinde temyiz itirazının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğ tarihinde itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.