Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2031 E. 2023/3958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına ve buna bağlı olarak tapu iptal ve tescil davasının akıbetine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalıların çıkar birliği içerisinde hareket ettikleri ve taşınmazın gerçek bedeli ile satış bedeli arasında büyük fark bulunması nedeniyle davalıların iyiniyetli olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım davalıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalı ...’in davacıya intikal işlemleri ile ilgileneceğini söylediğini, davacının ilkokul mezunu olup resmi işlemlerde yeterli bilgiye sahip olmaması ve davalı ...’in de akrabası olması sebebiyle davalı ...’i vekil tayin ettiğini, ancak davalının dava konusu 280 ada 62 ve 363 ada, 3 parsel sayılı taşınmazları temlik ettiğini öğrendiğini, davalıyı vekillikten azlettiğini, dava konusu 280 ada 62 parsel sayılı taşınmazdaki 5/6 payının davalı ...’a, ... tarafından da davalı ...'a düşük bedellerle devredildiğini, taşınmaz davalı ... adına kayıtlı iken tapu kaydına ... 13. İcra Dairesinin 2014/10487 Esas sayılı dosyasından 39.200,00-TL bedelli haciz, ... 2. İcra Dairesinin 2015/3369 Esas sayılı dosyasından 81.000,00-TL bedelli haciz işlendiğini, bu hacizler terkin edilmeden taşınmazın davalı ... tarafından satın alındığını, davalıların el ve ... birliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıklarını ileri sürerek, 280 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, taşınmazın davacı adına tesciline ve takyidatların terkinine, olmadığı takdirde taşınmazın bilirkişilerce tespit edilecek gerçek değerinin dava tarihinden tahsil tarihine kadar geçecek süre için hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili, davalının dava konusu taşınmazı 268.220,00 TL'lik icrai haciz ve ipotek borcu ile birlikte satın aldığını, hacizlerin kaldırılması ve ipoteğin fekki için gerekli ödemeleri davalı ...'a satış öncesinde kısmen, satış esnasında da kalanını ödeyerek yaptığını, toplamda 350.000,00-TL ödeme yaptığını, davalı ...’nin ... adamı olduğunu, iyi niyetli olarak ve ...'da yaşamak gayesi ile dava konusu taşınmazı satın aldığını, üzerinde 268.220,00-TL borç bulunan bir taşınmazı borçları ile birlikte kabul etmenin olağan dışı kabul edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalılar ... ve ... davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile davacının, davalı ...'i satış için değil intikal ve diğer hukuki işlemlerin takibi için vekil tayin ettiği, davalının, davacının bilgi ve rızası dışında dava konusu taşınmazı diğer davalılara devrettiği, davacıya bir bedel ödenmediği, davalı vekil ...’nin vekalet görevini kötüye kullandığı, dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değerinin tapuda satış esnasında gösterilen değerin çok daha üzerinde olduğu ve ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20117/212 Esas sayılı dosyasında sanık ...'nin 06/06/2016 tarihli ifadesinde davalı ... hakkındaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde taşınmazı satın alan davalıların iyiniyetli kabul edilemeyecekleri gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının iyiniyetli olup, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, delillerin eksik ve yanlış değerlendirildiğini, vekil ...'un vekalet görevini kötüye kullandığına dair gerekçenin yeterli olmadığını, davalılar ... ile ... arasında herhangi bir akrabalık bulunmadığını, davalı ...’in iyiniyetli kabul edilmesi gerektiğini, lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içinde yer aldığını, ancak bilirkişi raporunda bu hususun göz ardı edildiğini ve değerin çok yüksek hesaplandığını, davacının dava dilekçesinde de dava konusu taşınmazın 300.000 – 400000 TL olduğunu ifade ettiğini, Mahkemece davalıların ekonomik durumlarına yönelik bir araştırma yapılmadan davalının taşınmazı satın alamayacağının belirtildiğini, bu tespitin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın taşlık olup tarım arazisi olarak kullanılmadığını, üzerinde muhdesat bulunmadığını, davacının zilyetliğine ilişkin tespitin de doğru olmadığını, tanık beyanlarının taraflı olduğunu, davacının devri öğrendikten sonra vekili hemen vekillikten azletmeyerek dava konusu temlike muvafakat ettiğini, davalı ...’nin dava konusu taşınmazın maliki olduğu için davalı ... ile aynı takipte borçlu olarak göründüğünü belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile temlike konu taşınmazın dava tarihindeki ve satış tarihindeki değerleri dikkate alındığında, ilk devirde satış bedelinin 10.000,00 TL olarak gösterildiği, davalı ...'ın memur olduğu, istinaf karar harcını yatıramadığından bahisle adli yardım talebinde bulunduğu hususu gözetildiğinde, davalı ...'in anılan taşınmazı alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, davalı ... ile vekilin çıkar ve ... birliği içerisinde olduğunun bir göstergesi olduğu, davalı ... daha fazla bedel ödediğini ve iyiniyetli olduğunu iddia etmiş ise de taşınmazın satış tarihindeki ve dava tarihindeki değerleri ile üzerinde birçok takyidat bulunan dava konusu taşınmazı davalı ...'nin satın almış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmayıp, satışın gerçek bir satış olmadığını gösterdiği, davalıların çıkar ve ... birliği içerisinde hareket ettikleri sonucuna varıldığı gerekçesi ile bir kısım davalıların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ... Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

2. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

3. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu Yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle, davalı ... ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 45.465,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... ...’tan alınmasına,

05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.