Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2058 E. 2024/5004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescilli taşınmazın davacı tarafından eklemeli kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, taşınmazın sit alanı içerisinde kalıp kalmadığı hususunu yeterince araştırmadan ve bozma kararında istenen bilirkişi incelemesini yaptırmadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/41 E., 2022/230 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli 2016/711 Esas, 2018/5724 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Marmaris ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 303 ada 13 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde sit alanında bulunduğu belirtilerek tarla vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, oysa taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.2015 tarih ve 2015/13 Esas, 2015/537 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay ( Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarih ve 2016/ 711 Esas 2018/5724 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığının somut olarak ortaya konulmadığı, çekişmeli taşınmazın sit alanı içerisinde kalıp kalmadığı, kalıyor ise sit alanının nevi ve derecesi ile sit haritası bulunup bulunmadığı hususlarının Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünden sorulmadığı, taşınmaza komşu olan taşınmazlar hakkında dava bulunup bulunmadığının araştırılması, çekişmeli taşınmaza ait en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünden tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının getirtilmesi, taşınmazlar başında; jeodozi ve fotogrametri mühendisi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, arkeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, arkeolog bilirkişisinden sit haritası ile kadastro paftasının çakıştırılarak yöntemince uygulanmasının istenilmesi, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının belirlenmesine çalışılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın imar-ihyasının kadastro tespitinden en az 20 yıl önce tamamlandığı, taşınmaz üzerinde herhangi bir arkeolojik kalıntı olmadığı gibi ilgili kurum tarafından da bu yönde bir karar alınmadığı, dava konusu taşınmazın kadimden beridir davacı tarafından ekilip dikildiğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacak yerlerden olduğunu, davacı lehine ekonomik amaca uygun 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)

3. Değerlendirme

Marmaris ilçesi ... köyünde 2003 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 303 ada 13 parsel sayılı taşınmaz belgesiz zilyetlikten ... adına tespit edildikten sonra komisyon tutanağı ile "sit alanı içerisinde kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağı" gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında taşınmaz başında keşif yapılarak sit haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle taşınmazın sit alanında kalıp kalmadığının kesin olarak belirlenmesi ve kalıyorsa hangi nitelikteki sit alanında kaldığının tespit edilmesi gereğine değinildiği halde Mahkemece, dava konusu taşınmazı kapsadığı iddia edilen sit haritası ve ilgili belgeler dosya arasına getirtilmemiş, sit haritasının yöntemince uygulanması suretiyle dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ve yetersiz bilirkişi raporları ile Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yazısı esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Çekişmeli taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro tespitinde, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 14.02.1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile sit alanında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya kapsamından Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun dava konusu taşınmazın 2863 sayılı Yasa kapsamında herhangi bir arkeolojik tarihi kentsel sit alanında kalmadığı, Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün dava konusu taşınmazın herhangi bir doğal sit sınırlarında kalmadığı belirtilmiş olup taşınmazın kadastro tespit tarihi itibarıyla geçerli olan sit kararında sit alanında kalıp kalmadığı, kalıyor ise kaçıncı derece sit alanında kaldığı tam olarak belirlenmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazı kapsadığı iddia edilen ve kadastro komisyon tutanağında uygulanan sit alanı haritası getirtilerek dosyasına konulmalı, daha sonra mahallinde fen bilirkişisi ve arkeolog bilirkişi aracılığıyla, sit haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle sit haritasının yöntemince uygulanmalı ve taşınmazın kadastro tespit tarihi itibariyle arkeolojik sit alanı içinde kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli; kalıyor ise derecesi ve taşınmaz üzerinde 1. grup olarak tescil edilmiş kültür ve tabiat varlıkları bulunup bulunmadığı incelenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

18.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.