"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ile dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı ..., 13.1.1953 tarihli 3, 4, 5, 6 ve 7 no.lu tapuları kapsamında kalan ... köyü 428 parsel ve ... köyü 423 parsel sayılı taşınmazların tapulama çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, 1970 yılında yapılan tapulama işlemlerinin usulüne uygun yapılmaması nedeniyle kesinleşen Mahkeme kararıyla geçersiz kılındığını ve karardan sonra yeni bir tapulama çalışması yapılmadığından eski tapu kayıtlarının halen geçerli olduğunu, zilyetliğinde bulunan taşınmazların idari bir kararla 11.6.1987 tarihinde ifrazen davalı idare adına tescil edildiğini, yapılan tescil işleminin yasaya aykırı olduğunu ... sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmişlerdir.
2. Müdahil davacılar, dava konusu taşınmazlara tapu kaydı ile malik oldukları gibi kesintisiz zilyetlik ve tasarruflarının bulunduğunu, davacı ve davalının parsellerle ilgilerinin bulunmadığını bildirip davaya müdahale talebinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların tespit harici Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken Hazine adına tescil edildiğini, tarım arazisi olmayıp özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini, kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilemeyeceğini, taşınmazların tapulama harici bırakılmasından bu yana 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ... Birliğinin 77 ila 268 ve 341, 342 parsellere uygulandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
2. Dahili Davalı ... Belediyesi vekili, yersiz olduğunu belirttiği davanın reddini savunmuştur.
3. Diğer Dahili davalı ..., savunma getirmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tespit harici bırakılan yerlerle ilgili kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, ortada MK 639. maddesine göre açılmış bir davanın da bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafından açılan davanın reddine, müdahil davacıların davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.07.2007 tarihli, 2007/5343 Esas, 2007/7994 Karar sayılı kararıyla; "hakkında kadastro tutanağı tanzim edilerek geometrik ve hukuki durumu (malik tespiti yapılan) belirlenen taşınmazlara yönelik kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davaların 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesi hükmü gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaları zorunludur.Oysa, davacı her ne kadar kadastro öncesi nedene dayanmakta ise de çekişme konusu taşınmazların kadastro sırasında tespit dışı bırakıldığı kayden sabittir. Hakkında tutanak tanzim edilmeyen, geometrik ve hukuki durumu belirlenmeyen bu taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinin uygulanamayacağı tartışmasızdır. Kaldı ki, sonradan ihdasen Hazine adına sicil kaydı oluşturulması da neticeye etkili değildir. Öyle ise, Hazine adına ihdasen oluşan kayıtların bir kadastro işlemine dayalı olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, davacının dayandığı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavül kayıtlarının varsa haritalarıyla birlikte getirtilmesi, mahallini bilen yaşlı ve yansız, yerel bilirkişiler aracılığı ile kayıtların yerine uygulanması, bilinmeyen sınırlar bakımından tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenilmesi, teknik bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli olacak nitelikte kroki tanzim ettirilmesi, komşu parsel dayanak tapu kaydı ve varsa vergi kayıtlarının da celbedilerek çekişmeli taşınmazları ne olarak gösterdiğinin düzenlenecek krokide belirtilmesi, böylece soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra meydana gelecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dayanılan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 428 ve 423 parsel sayılı taşınmazların 6/80'er paylarının iptali ile davacı ... mirasçıları adına tesciline; müdahil davacıların davası yönünden ise, daha önce verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile dahili davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Başkanlığı vekili, eksik inceleme ve araştırma ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip hükmün bozulmasını istemiştir.
2. Dahili davalı ... vekili, yerleşik içtihatlara göre araziye dışardan kum getirerek doldurma suretiyle yapılan işlemlerin imar ihya sayılmayacağını, dava konusu yerin doldurma suretiyle yapıldığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden ilgili kamulaştırma haritalarının getirtilerek anılan idarenin davaya dahil edilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, davada 20 yıllık zilyetlik şartının ve imar ihya olgusunun gerçekleşmediğini, Kadastro Kanunu'ndan kaynaklanan davada 10 yıllık sürenin geçtiğini, davalı ile dahili davalı ... Belediyesi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından müvekkili yönünden davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, hava fotoğraflarının dikkatli incelenmediğini, hükmün doğrudan bilirkişi raporuna dayandırıldığını, bilirkişilerce arazinin önceki yapısına, imar ihya şartlarının oluşup oluşmadığına değinilmediğini belirtip hükmün bozulmasını istemiş; davalı Hazine vekilinin temyizine cevap dilekçesinde ise, davalı ... Hazinesinin davada zorunlu taraf sıfatın haiz olduğunu, bu nedenle davanın kabul edilmesi sebebiyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, davalı ... Belediyesinin vekalet ücretinden müteselsilen ve müştereken sorumluluğunun bulunmadığını belirtip davacı lehine hümolunan vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu 20. maddesinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır."
Aynı Kanun'un14. maddesinde;
“ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde;
"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
2. Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09/05/1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden, davacının dayandığı tapu kayıtlarının genel kadastro tespiti sırasında 77 ila 268 ve 341, 342 parsellere revizyon görüp daha sonra Tapulama Mahkemesi kararı ile olağan yöntemine göre yapılmış ve yasaya uygun bir tapulama tespitinden bahsetmeye imkan bulunmadığı gerekçesiyle tüm tapulama tespit tutanaklarının yöntemine göre yapılmasının sağlanması için Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, çekişme konusu ... köyünde bulunan 428 parsel sayılı taşınmaz ile ... köyünde bulunan 423 parsel sayılı taşınmazların kadastro harici yer olarak bırakıldığı ve 11.06.1987 tarihinde de anılan bu yerlerin ihdasen Hazine adına tapuya yazıldığı, böylece çap kayıtlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
2. Bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtları yöntemine uygun şekilde zemine uygulanmamış, bu kapsamda dayanak tapu kaydı ve komşu taşınmazların tespit tutanakları ve var ise tespite esas kayıtların tüm tedavülleri getirtilmemiş, tapu kaydında gösterilen sınır yerleri hakkında mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanları ile yetinilmiş, usulünce bir kayıt uygulaması olmadığı gibi fen bilirkişi raporunda ise tapu uygulamasına yer verilmemiş, tapu uygulamalarının denetlenmesi için taşınmazların tamamını bir arada gösteren, kayıtta yazılı hudutları ve hudutlara ilişkin alınan beyanların tamamını içeren bir kroki de tesis edilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, davacının dayandığı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan kayıtların tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, ardından mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte öncelikle yerel bilirkişi ve tanıklara dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, komşu 265 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydı var ise, sınırlarının tespit edilip dava konusu yeri ne olarak gösterdiği belirlenmeli, tapu kayıtlarının daha önce revizyon görüp iptal edildiği anlaşılan 77 ila 268 ve 341, 342 parsellere ilişkin kayıtların getirtilip kadastro tutanaklarında yer alan açıklamalardan yararlanılmalı, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulaması sırasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve yerel bilirkişi sözleri denetlenmeli, tapu kaydının uygulanması sonucu ulaşılan krokide tapu kayıtlarının dava konusu parsellerden hangisini ya da hangilerini kapsadığının açıkça gösterilmeli bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; dava konusu taşınmazların söz konusu tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde zilyetlik araştırması yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekili ile dahili davalılar vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.