"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, ortak miras bırakanları ...’in yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kayden maliki bulunduğu 280 ada 28 parsel sayılı taşınmazını müteahhit ...’in oğlu dava dışı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra taşınmaz üzerine bina inşa edilip kat irtifakı kurulduğunu,dava dışı ...’in taşınmazdaki 12 numaralı bağımsız bölümü davalılardan ...’ye, 13 numaralı bağımsız bölümü davalı ...’e, 15 numaralı bağımsız bölümü ise davalı ...’ye satış yoluyla devrettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, çekişmeli taşınmazın satış bedelini ödeyip birikimleriyle satın aldıklarını ancak muris adına tescil edildiğini, dolayısıyla, gerçekte taşınmazın murise ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2016 tarihli ve 2015/518 E., 2016/951 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.03.2017 tarihli ve 2017/243 Esas, 2017/254 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilli tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece 09.10.2019 tarihli ve 2017/2180 E., 2019/5130 K. sayılı kararıyla “...Somut olaya gelince, davalıların tanık deliline dayandıkları, nitekim, verdikleri 15.12.2015 tarihli tanık listesinde ..., ..., ... ... ve ...’yı tanıkları olarak bildirdikleri, ne var ki, mahkemece, hiç bir gerekçe gösterilmeden davalı taraf tanıklarından ... ile ... dinlenmeden noksan soruşturma ile sonuca gidildiği ve böylece, davalıların savunma haklarının kısıtlandığı açıktır. Hal böyle olunca, davalıların tanık listesinde bildirdikleri tanıklar ... ile ...’un dinlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm delillerin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak mirasbırakanın asıl irade ve amacının mirastan mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 02.06.2021 tarihli ve 2020/3768 E., 2021/3002 K. sayılı kararıyla “... Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde düzenlendiği üzere herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Mevcut deliller ile yapılan temlikin muvazaalı olduğu hususu davacı tarafından usulünce kanıtlanmış değildir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz mirasbırakan tarafından yüklenici ile yapılan sözleşme karşılığı dava dışı ...’e temlik edilmiş taşınmaz üzerine bina inşa edildikten sonra dava konusu bağımsız bölümler dava dışı ... tarafından davalılara temlik edilmiş olup,mirasbırakan tarafından aracı kullanmak suretiyle muvazaalı temlik yapıldığı olgusu TMK'nın 6. ve HMK 190. maddesi gereğince ispatlanamamıştır. Tanık beyanlarında da, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı yönünde bir açıklama yer almamıştır. Hal böyle olunca ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır..." gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, dosya kapsamı ve özellikle tanık beyanlarından mirasbırakanın müvekkilini mirastan mahrum etmek amacıyla hareket ettiğinin kanıtlandığını, mirasbırakanın müteahhit Sebahattin Akdemir ile yaptığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında mirasbırakana verilen dört adet bağımsız bölümden üçünün davalılara verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, ... ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 179,90 TL temyiz onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.