Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2384 E. 2024/6896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, istinaf aşamasında ibraz edilen inançlı işlem sözleşmesinin HMK’nın 145. maddesi kapsamında delil olarak kabul edilip edilemeyeceği ve davalı tarafından yapılan temlikin muvazaalı olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İstinaf aşamasında sunulan inançlı işlem sözleşmesinin HMK’nın 145. maddesi kapsamında geçerli bir delil olarak kabul edilemeyeceği, taşınmazın davacı mirasçılardan mal kaçırma amacıyla devredildiğinin ve davalının bu hususta kötü niyetli olduğunun anlaşıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararı, harç miktarı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/256 E., 2023/6 K.

HÜKÜM : Kabul

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat ... ve ihbar olunan ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşma başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; muris babaanneleri ...'ın 732 ada 48 parseldeki B blok 22 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını kendi üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini dava dışı mirasçısı ...'ye satış suretiyle temlik ettiğini, ...'nin de davalı ...'a devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; taşınmazı akrabalık bağı bulunmayan dava dışı ...'den 300.000,00TL bedelle iyi niyetli olarak satın aldığını, satış ilanını internetten gördüğünü, emlakçı vasıtasıyla aldığını, ... ile daha önce alışverişi olmadığını, intifa hakkına ilişkin kısıtlama olmadan taşınmazı aldığını, satış bedelini banka aracılığıyla satıcıya ödediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2016/90 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli ve 2019/1506 Esas, 2021/153 Karar sayılı kararı ile; dava konusu temliklerin dava dışı mirasçı ... lehine davacı mirasçıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 26.01.2022 tarihli ve 2021/1173 Esas, 2022/720 Karar sayılı kararı ile; davalı, istinaf aşamasında Noterlik aracılığıyla dava dışı ...’ye gönderdiği 17.07.2019 tarihli ihtarname neticesinde, taşınmazı başta ...’nin satın aldığını ancak memur olduğu için bir takım yükümlülüklerden kurtulmak amacıyla muris adına inançlı işlemle tescil ettirdiğini, daha sonra paraya ihtiyacı olduğu için satışa çıkardığını öğrendiğini belirtip dosyaya ... tarafından kendisine verildiğini iddia ettiği, ... ve murisin imzasını taşıyan 09.02.1987 tarihli “inançlı işlem sözleşmesi” başlıklı belgeyi ibraz ettiğinden, taraf tanıklarının yeniden dinlenmesi suretiyle muris tarafından taşınmazın dava dışı ...’ye devrine yönelik hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması, istinaf aşamasında ibraz edilen 09.02.1987 tarihli belgenin HMK’nın 145. maddesi gereğince delil olarak kabul edilip edilemeyeceğinin tartışılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; inançlı işlem adı altındaki belgenin HMK’nın 145. maddesi bağlamında mazur görülebilecek bir neden görülmediği, bilinen bir delilin süresinde ileri sürülmediği, karar verildikten sonra ileri sürüldüğü ve kabul edilmediği, bozmadan önceki kabul gerekçelerine ek olarak davacıların miras paylarını ihlal eder mahiyette muvazaalı şekilde taşınmazın el değiştirdiği, dava dışı ...'nin memuriyet hayatının verdiği sıkıntı nedeniyle taşınmazı üstüne devir almadığını beyan ettiği, memuriyetinin ise inançlı işlem tarihinden üç yıl sonra bittiği, yaklaşık 20 yıllık bir zaman aralığında dava dışı ...'nin taşınmazı üzerine almamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; muris ve ... arasında inançlı işlem bulunduğu, dinlenen tankların ilişkiyi doğruladığı, taşınmazın ... tarafından kiraya verildiğini, onun ilgilendiğini beyan ettiklerini, muris muvazaasının ispat edilmediğini, diğer çocuklarından mal kaçırmasını gerektirir bir durumun bulunmadığını, inançlı işlem sözleşmesinin HMK'nın 145. maddesi gereğince delil olarak kabul edilmesi gerektiğini, kusuru bulunmadığını, yargılamayı geciktirme amacı taşımadığını, hukuki dinlenilme hakkının dikkate alınması gerektiğini, iyi niyetli olarak yatırım amaçlı satın aldığını, gerekçeli kararda sadece davacı tarafın iddialarının tartışıldığını, bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediğini, salt satış bedelinin düşük gösterilmesinin muvazaaya delil teşkil etmediğini, bedelin düşük gösterilmesi için intifa hakkının saklı tutulduğunu ayrıca murisi güvence altına almanın amaçlandığını, 300.000,00 TL ödeme yaptığını, acil nakit ihtiyacı sebebiyle ...’nin uygun bedelle devrettiğini, satın aldığı dönemde kriz nedeniyle değerlerin düştüğünü, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tanıklarının menfaati bulunduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceğini, kötüniyetli olduğunun ispat edilemediğini, ... ile akrabalığı bulunmadığını, taşınmazın davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak, harç hususu kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın kabul edilen, davacıların miras payına isabet eden değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

Kamu düzeni yönünden yapılan temyiz incelemesi sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine “Alınması gereken 12.523,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 9.362,60 TL'nin mahsubu ile bakiye 3.160,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı vekili için 28.000,00TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.