Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2765 E. 2023/3235 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın imar ve ihya yoluyla zilyetliğe dayalı olarak tapuya tescili istemine karşı davalıların itirazı üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde yirmi yılı aşkın süredir zilyetliğini koruduğu, taşınmazı imar ve ihya ettiği, bu durumun hava fotoğrafları ve tanık beyanlarıyla sabit olduğu, taşınmazın mera veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davacı lehine verdiği kısmi tescil kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 15.05.2013

KARAR : Kısmen Kabul - Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi Aşkarbeyli köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu tespit harici bırakılan sınırları dava dilekçesinde belirtilen yaklaşık 2.000 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacıya babasından kaldığını, 40-50 yıldır nizasız fasılasız olarak kullanıldığını ileri sürerek imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu yerin davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davacının bu yere zilyet olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın imar planında bir kısmının okul, bir kısmının park, bir kısmının da yol olarak ayrıldığını, davacı adına tescilinin mümkün olmadığını, ayrıca zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 5393 sayılı Yasa'nın 79. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesinin tasarrufuna bırakılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/10/2015 tarihli ve 2013/249 Esas, 2015/565 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda 2.812.39 metrekare yüz ölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. HD.nin 01.04.2019 tarihli ve 2016/7865 Esas, 2019/2326 Karar sayılı kararı ile; "...davacının murisinin mirasçılık belgesi dosya arasına konularak murisin davacı dışında başka mirasçısının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davacı dışında başka mirasçıların bulunması halinde davacı tarafa çekişmeli taşınmazın kendisine ne şekilde (bağış, satış, taksim vs) intikal ettiğini açıklamak ve delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınması, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu tüm parsellerin tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, davalı olanların dava dosyalarının getirtilmesi, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve tapu kayıtlarının temin edilmesi, kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları ilgili kurumlardan temin edilerek dosya arasına konulması, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle kadim mera vasfında olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın geri kalan kısmı ile nizalı bölüm arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü evveliyatı itibariyle mera vasfında değilse kime ait olduğu, zilyetliğin ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, öncesi itibariyle davacının murisine ait olması halinde davacıya ne şekilde (bağış, satış, taksim vs) intikal ettiği, taşınmaz bölümü imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise nasıl ve ne şekilde emek ve masraf sarfı ile imar-ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesi, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları ile denetlenmesi, komşu parsellerin davalı olmaları halinde dava dosyaları getirtilerek çekişmeli taşınmazın niteliği ve zilyetlik durumunun değerlendirilmesi sırasında bu dosyalarda alınan beyan ve raporların dikkate alınması, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığını, toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden taşınmazın geri kalan kısmından nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir unsur bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmaz bölümünün meradan açılan veya meranın devamı niteliğinde olan yerlerden olup olmadığını açıklayan, tarımsal niteliğini belirten, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen somut verilere dayalı rapor alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen hava ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, sınırları, kullanım şekli, mera alanları ile arasında ayırt edici unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmesi, çekişmeli taşınmaz bölümünün yakın plan renkli fotoğrafları çektirilerek taşınmazın konumu ve sınırları fotoğraflar üzerinde gösterilmesi çekişmeli taşınmaz bölümünün kadim mera olup olmadığı ve davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde belirlenmesi bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği"... belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2019/214 Esas 2020/168 Karar sayılı kararıyla; davacının babası ...'ın 50 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olan taşınmazın yapılan fiili taksimde davacıya kaldığı, davacının bu taşınmaza yaklaşık 10-15 yıl önce ev yaptığı, babasından kalan taşınmazı kullanmaya devam ettiği, söz konusu taşınmazın uzun yıllardır davacı ... babası tarafından kullanıldığı, dava konusu taşınmazın 1977 tarihli hava fotoğrafında açıklık niteliğinde olduğu, üzerinde tarımsal faaliyetlerin yapıldığının tespit edildiği, 1985 yılına ait hava fotoğrafında taşınmazda tarımsal faaliyetlerin yapıldığı ve üzerinde meyve ağaçlarının bulunduğunun tespit edildiği, 1992 yılına ait hava fotoğrafında da yine tarımsal faaliyetlerin devam ettiği, alanda meyve ağaçlarının bulunduğunun belirtildiği, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden ve Devlet ormanı dışında kaldığının açıkça belirtildiği, taşınmazın mera alanı içerisinde bulunmadığı, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla da taşınmazın mera alanı içerisinde bulunmadığı taşınmaza 3-5 km mesafede hayvan otlatma alanlarının olduğu, ziraat bilirkişileri heyet raporuna göre; dava konusu taşınmazda (A1) ile gösterilen alanın tarım arazisi olduğu, arazi yeteneği bakımından 2. sınıf tarım arazisi olduğu ve imar ve ihyanın 1970 yılı itibariyle tamamlandığı belirtilmiş olup dava tarihinin 2013 yılı olduğu dikkate alındığında, davacının imar ve ihyanın tamamlanmasından sonra 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğu ve taşınmazı iktisap koşullarını sağladığı, zilyetlikten iktisap edilen kuru ve sulu taşınmazların toplam dönümlerinin Kadastro Kanunu'nda belirtilen yasal sınırları aşmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne 01/06/2020 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 1.615,94 m² lik alanın davacı adına bahçe vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, aynı fen bilirkişi raporunda (A2) ve (A3) harfleri ile gösterilen kısımlara yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Nedenleri

1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, uygulama imar planında konut alanı olarak ayrıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesine göre zilyetlikle kazanılamayacağını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve re'sen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddedeki şartların davacı yararına oluşmadığını belirterek kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacı ...'den harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 1.601,24 TL bakiye onama harcının temyiz eden Belediyeden alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.