"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/8 E., 2022/321 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen asıl davada kadastro harici bırakılan yerin tescili ile birleştirilen davada müdahalenin meni ve kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ile birleştirilen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada Davacı ... dava dilekçesinde özetle; Çorum ili ... ilçesi ... köyü 118 ada 25 parsel sayılı taşınmazın güney ve güneybatısı boyunca uzanan yaklaşık 180-200 m2 civarında kadastroca tescil harici yol olarak bırakılan yer bulunduğunu, 118 ada 25 parselin kendisine ait olduğunu, bu taşınmaz ile komşu ...'a ait taşınmaz arasında yol olmadığını, sadece bir sınır olduğunu, uzun yıllardır bizzat ve fiilen malik sıfatı ile zilyet ettiğini, davasının kabulünü ve dava konusu bu yerin adına kayıt ve tescilini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çok zaman önce köyü olan Ortaköy/Kavakalan köyünden Ankara'ya göçtüğünü, burada ikamet ettiğini, davacının köyünde taşınmazlarının bulunduğunu, köyde 1 pafta, 4 parsel ve 118 ada da kayıtlı olan 889 m2 yüz ölçümlü taşınmazın yolunun komşu taşınmazı olan ve aynı zamanda yolun da geçtiği taşınmazın maliki davalı tarafından yola çitler örülerek kapatıldığını, yolun kullanılamaz hale geldiğini, davacının dava konusu tarlanın yolunun kırk yıldır aynı yol olduğunu, bu dava kapsamında müvekkiline herhangi bir husumet yöneltilmediğini, müvekkilinin geçiş güzergahı olan ve fiilen kullandığı yola davalının bu müdahalesinin men'i ile yola çekmiş olduğu çitlerin kal'ine, tedbiren yolun açılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.11.2015 gün ve 2013/390 Esas, 2015/4138 Karar sayılı kararıyla, davacı ...'ın davalı ...'a yönelik davasının husumet nedeniyle reddine, ...'ın davalı Hazine ve ...'ne yönelik davasının kabulü ile Çorum ili ... ilçesi ... köyü 118 ada 25 nolu parselin kısımları boyunca uzanan 17.04.2013 tarihli fen bilirkişilerin raporuna ekli krokide sarı ve kırmızı boyalı olarak gösterilen tescil harici olarak bırakılan yolun davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı ...'ın davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı köy tüzel kişiliği ve davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2019 tarihli 2016/12058 Esas 2019/6750 Karar sayılı kararıyla; uydu fotoğrafları dosyaya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişi ve ziraat bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması gerektiğini, yapılacak keşifte bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, yol niteliğinde değilse kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması gerektiğini, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmesinin gerektiğini, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir taşınmazın yol olup olmadığını ve üzerinde zilyetlik bulunup bulunmadığını gerekçesi ile birlikte açıklayan, komşu parsellerle karşılıklı değerlendirmeyi ihtiva eden, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarının eklendiği, denetime elverişli rapor alınmasını ve bundan sonra tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; krokide (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmazın asıl dosya davacısının bitişik 118 ada 25 parsel ile bir bütün olarak kullanıldığı, ayrıca kadastro tespitinin 2006 yılında olduğu 1986 ve 1990 tarihli hava fotografları ile çekişmeli taşınmaz ve çevresinin açıkça görüldüğü, Ziraat bilirkişisi Semai Özkan'ın raporuna göre krokide (A) harfi ile gösterilen çekişmeli alanın 118 ada 25 parsel ile bir bütün halinde kullanıldığı, yol olarak kullanıldığına ilişkin yapı farkı olmadığı, asıl davacı ... adına tespit ve tescil edilen 118 ada 25 parsel sayılı taşınmazın parçası olduğu, bu taşınmaz ile birlikte kullanıldığı, çekişmeli taşınmazın kadim yol olmadığı gerekçesiyle,
1-Davalı-birleşen dosya davacının davasının reddine,
2-Asıl dosya davacısı ... tarafından ...'a karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine,
3-Asıl dosyada davacı ... tarafından diğer davalılara karşı açılan davanın kabulüne, Harita Mühendisi ... ve Jeodezi ve Fotogronometri mühendisi ... tarafından düzenlenen 18.06.2022 tarihli rapor ve ekindeki krokiler (A) harfi ile gösterilen 103,96 m2'lik alanın Çorum ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada, 25 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin kadim yol olduğunu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, babasının kendisine ait taşınmazı davacının ailesinden satın aldığını, taşınmazın olduğu bölgede o dönemde araç olmadığı için yolun belirgin olmamasının normal olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili ile müdahalenin meni ve kal istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Asıl davada davacı ... kadastro sırasında "yol" olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tescili, birleştirilen davada davacı ... ise ise taşınmazın kadim yol olduğunu ve davacı ... tarafından yola çit örülmek suretiyle müdahale edildiğini öne sürerek meni müdahale ve kal istemiyle dava açmışlardır.
2. Mahkemece taşınmazın öncesinde kadim yol olmadığı, davacının taşınmazı ile bir bütün halinde kullandığı gerekçesiyle kabule karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; davalı taşınmazı satın alırken yol olarak bırakılması konusunda anlaştıklarını, bu hususunda senede yazıldığını iddia ederek senet sunmuştur. Ne var ki; Mahkemece, sözü edilen satış senedi keşifte uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmediği gibi dosyaya yansıyan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarında da taşınmazın tarafların kullanımında olan kadim yol olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, davalı tarafça dayanılan satış senedi yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle uygulanarak senedin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, 30.01.1981 tarihli satış senedinde geçen 6 metre eninde yol verilmesine ilişkin beyanının neresine ilişkin olduğu tespit edilmeli, taşınmazın öncesinde kadim yol olup olmadığı bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana hangi sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekili ile birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2.Peşin ödenen temyiz harcının istek halinde birleştirilen davanın davacısına iadesine;
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.