"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : ...
SAYISI : 2020/121 E., 2022/549 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı asıl ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ...’den aldığı 100.000 TL borç karşılığında kendi adına kayıtlı A blok 1 numaralı bağımsız bölüm ile kendisine ait ancak başkaları adına kayıtlı B blok 1 ve B blok 2 numaralı bağımsız bölümleri ve 200.000 TL tutarında senedi teminat olarak davalıya verdiğini, yaptıkları sözleşme uyarınca bankaya 86.154,64 TL ödediğini, taşınmazların da bu süre zarfında 21.600,00 TL kira gelirinin davalı tarafından tahsil edildiğini, borcun ödenmesine rağmen davalıya teminat olarak verilen taşınmazların ve senedin iade edilmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; 35 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümü, üzerindeki ipoteğin kaldırılması şartı ile davacıdan devraldığını, davacının bir süre taşınmaza ait kredi taksitlerini ödediğini, daha sonra taksitleri ödememesi üzerine yaptıkları sözleşme ile davacının dava konusu taşınmazlara ait kredi borçlarını kapatması ve masrafları karşılanması kaydı ile taşınmazların ve teminat senedinin davacıya iade edilmesini, davacının 35 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmasını ve kendisinin de 100.000 TL ödeme yapmasını kararlaştırdıklarını, ancak kendisinin 170.000 TL civarında ödeme yaptığını, kiracılardan iddia edilen kira bedellerinin alınmadığını, davacının edimlerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; davacının sözleşmede kararlaştırılan edimi yerine getirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.09.2019 tarihli ve 2016/11753 Esas, 2019/4619 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında inançlı işlem sözleşmesi olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafın aralarındaki sözleşme uyarınca edimini ifa ettiğini iddia ettiği, davalı tarafın ise edimin yerine getirilmediğini savunduğu, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların bildirdiği deliller toplanmak suretiyle hükme elverişli bir araştırma yapılmadan karar verildiği, tapu kayıtları, banka kayıtları, icra dosyaları ve bunlarla ilişkili mahkeme dosyaları incelenip taraflar arasındaki sözleşme esas olmak üzere davacının borç miktarının tespit edilmesi, 6098 sayılı TBK'nın 97 nci maddesi dikkate alınarak tespit edilen bedelin depo edilmesi için usulünce süre verilmesi ve davacı ...’ın çekişme konusu taşınmazlarda önceki malik olup olmadığı hususu da saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 28.09.2022 tarihli ve 2020/121 Esas, 2022/549 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının davalıya toplam borcunun tespit edildiği, tespit edilen bedelin depo edildiği, davacının sözleşme konusu A blok 1 nolu BB'de malik olduğu, dava konusu diğer taşınmazlarda önceki malik olmadığı, inanç sözleşmesine dayanarak bu taşınmazların adına tescilini talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile depo edilen bedelin davalıya ödenmesi suretiyle A blok 1 nolu bağımsız bölüm yönünden tapu iptal-tescile, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı temyiz dilekçesinde özetle; kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu B blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerde malik olarak görünmese de gerçek malikin kendisi olduğunun dosyaya sunduğu belgelerden anlaşıldığını, anılan taşınmazların gerçek maliki olduğunu kanıtladığını, bu taşınmazların davalıya devredilmesinin nedeninin de inanç sözleşmesi olduğunu bildirerek kısmen reddedilen kısım yönünden mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın davanın kabulüne ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında inançlı işlem sözleşmesinin davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle sona erdiğini, feshe ilişkin bildirimin davalı tarafından davacıya 14 Mayıs 2012 tarihli ihtarname ile yapıldığını, sona ermiş sözleşmenin yeniden canlandırılması ve davacıdan ediminin yerine getirmesini beklenmesinin hatalı olduğunu, iki ayrı satış işleminin birbiri ile karıştırıldığını, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, davalının 310.000 TL'den fazla ödeme yaptığını, davacıya ait borçları kapatmak suretiyle sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davacının edimini yerine getirmeyerek vermiş olduğu teminatların davalıda kalmasını sağladığını, aradan 10 yıl geçtikten sonra paranın alım gücündeki değişim ve davacının sebepsiz zenginleşme kapsamında zenginleştiğinin göz ardı edildiğini, öncelikle 310.000 TL'nin günümüz alım koşullarına bilirkişi marifetiyle uyarlanması yahut davalının bu bedeli ödemiş olduğu tarihten itibaren geçmişe dönük nemalandırılması suretiyle ortaya çıkacak bedelin davalıya ödenmesi gerektiğini, bu talebin değerlendirilmeden karar verilmesinin adalet duygusunu zedelediğini, davanın davacı açısından sebepsiz zenginleşme aracı haline geldiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'ın dava konusu A blok 1 numaralı bağımsız bölümünü 16.01.2012 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği, dava dışı ... adına kayıtlı dava konusu B blok 1 numaralı bağımsız bölüm ile dava dışı... adına kayıtlı dava konusu B blok 2 numaralı bağımsız bölümün ise adı geçenler tarafından 04.01.2012 tarihinde satış suretiyle davalıya devredildiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan; 4.781,12 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...