Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3725 E. 2024/724 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın yeğenlerine yaptığı temliklerin muris muvazaası olup olmadığına ve davacı eşin miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı yeğenlerden birinin, mirasbırakan ile arasında daha önce akdedilmiş kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmamasına rağmen, mahkemece söz konusu sözleşmedeki pay oranları gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı bulunarak, temlik edilen payın tamamı yönünden davacının miras payı oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/433 E., 2023/221 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan eşi ...’in, 2731 ada 17 parsel sayılı taşınmazını çocuksuz olması nedeniyle ölümü halinde eşine ve kız kardeşlerine kalmasını istemediğinden yeğenleri olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, çekişme konusu taşınmazla ilgili yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ise mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaa iradesini gizleme amacı taşıdığını ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; mirasbırakan ile davalı ... arasında yapılan 20.10.1998 tarihli düzenleme şeklindeki kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı ...’nin çekişme konusu taşınmaz üzerine bina inşaa ettiğini, bu binanın yapımında mirasbırakanın hiçbir katkısının olmadığını, sözleşmede binanın 3 kat olarak inşaa edileceğinin, mirasbırakanın zemin katta 1 no’lu dükkan ile üstündeki 3 ve 5 no’lu daireleri alacağının, fazla yapılan katların davalı ...’ye ait olacağının kararlaştırıldığını, belediyeden alınan izin ile 1 kat fazla olarak binanın yapıldığını, bu durumda kalan 4 daire ve 1 dükkan ile bodrum katın davalı ...’ye verilmesi gerektiğini, bu sözleşme gereği mirasbırakana 95/316 payın tekabül ettiğini, davalı ...’ın maddi yardımlarının karşılığı olarak da sözleşmenin taraflarının davalı ...’a bir kısım paylarını devrettiğini, binanın bitirilebilmesi için Sinop Boyabat’ta bir adet parsel, bir adet kamyon,üç adet traktörün satıldığını,davalı ...’nin 1999-2000 yıllarında ...’tan kredi aldığını, mirasbırakan tarafından davalı ...’ye en son devredilen 70/316 payın ise ön alım hakkının kullanılıp kullanılmayacağı yönündeki ihbarnamenin tebliği üzerine bedelinin peşinen ödenerek satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.2014 tarihli ve 2011/215 E. 2014/374 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairenin 20.02.2018 tarihli ve 2015/5439 E. 2018/1045 K. sayılı kararı ile "... HMK'nın 184 üncü maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanun'un 186 ncı maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek karar verilmesi isabetli olmadığından anılan yasal düzenlemeler gözetilerek usulü hükümler yerine getirilmek ve ondan sonra hüküm oluşturulmak üzere karar bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli ve 2018/207 E. 2019/56 K. sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 27.05.2021 tarihli ve 2019/3383 E. 2021/2877 K. sayılı kararıyla; "... somut olayda; davalılar, mirasbırakan ile davalı ... arasında düzenlenen 20.10.1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmaz üzerindeki binanın kendileri tarafından yapıldığını, tüm edimlerin yerine getirildiğini, mülkiyeti devir borcu olan mirasbırakanın da taşınmazdaki bir kısım payını temlik ettiğini savunmuşlardır. O halde, yüklenicinin, sözleşmeden doğan kişisel hakkını kazanabilmesi için edimini yerine getirmesi gerektiği gözetilerek öncelikle davalı ...’nin 20.10.1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi, ondan sonra yörenin ve günün ekonomik şartları, emsal kat karşılığı inşaat sözleşmeleri de gözetilerek gerektiğinde bu hususta bilirkişi raporu alınmak suretiyle davalı ...’ye düşecek olan bağımsız bölümlerin (taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olsaydı) arsa payı karşılığının belirlenmesi ve belirlenen bu pay yönünden davanın reddine karar verilmesi; kalan paylar yönünden ise tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; bozma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak mirasbırakan ile davalı ... arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olsaydı yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerin arsa payı karşılığının belirlendiği, davacının kalan paylar yönünden muris muvazaası nedeniyle miras hakkının bulunduğu gerekçesiyle hükme esas alınan 30.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen paylar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mal kaçırma kastıyla yapıldığını, bu nedenle geçerli kabul edilmemesi gerektiğini, davalı ...'nin bina inşaatı yapacak ekonomik gücünün olmadığını, davalıların müteahhit sıfatıyla taşınmaz üzerine bina inşa ettiklerine dair hiçbir belge bulunmadığını, mirasbırakan ölünceye kadar apartmandaki kira ödemelerinin mirasbırakana yapıldığını, binanın tüm elektrik ve su sözleşmelerinin mirasbırakan adına olduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda kat karşılığı inşaat sözleşmesi gözetilerek davalı ... yönünden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, diğer davalı ... bakımından ise kat karşılığı inşaat sözleşmesinde taraf olmadığı halde sanki o da inşaat yapmış gibi hatalı değerlendirme yapılarak ... bakımından da kısmen kabul kararı verildiğini, davalı ... bakımından mirasbırakandan devredilen payın tamamı bakımından kabul kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece 30.01.2023 tarihli ek rapora göre karar verilmiş ise de 28.04.2022 tarihli ek rapordaki hesaplamaların hakkaniyete daha uygun olup bu raporun esas alınması gerektiğini, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket etmediğinin tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığını, mirasbırakanın taşınmaz üzerine yeni bir bina inşaa ettirmek amacıyla davalılara temlik yaptığını, davalı ...'nin taşınmaz üzerine bina inşaa ettiğinin tüm belgeler ve makbuzlar ile sabit olduğunu, ayrıca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 02.03.2011 tarihinde evli ve çocuksuz olarak ölümü üzerine davacı eşi ... ve dava dışı kardeşlerinin mirasçı olarak kaldığı, davalıların ise mirasbırakanın yeğenleri oldukları, çekişme konusu 2731 ada 17 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmaz ile ilgili olarak mirasbırakan ile davalı yeğeni ... arasında 20.10.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği; daha sonra mirabırakanın çekişme konusu taşınmazın 123/316 payını davalı ...’ye, 123/316 payını davalı ...’a 24.01.2001 tarihli aynı akitle satış suretiyle temlik ettiği, uhdesinde bıraktığı 70/316 payı ise yine satış yolu ile 14.09.2010 tarihinde davalı ...’ye temlik ettiği, taşınmaz üzerinde halihazırda kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulu olmayan 5 katlı apartman bulunduğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; davalı ... yönünden, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak mirasbırakan ile davalı ... arasında düzenlenen 20.10.1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gözetilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı ...'ye düşecek olan bağımsız bölümlerin arsa payı karşılığı belirlenip bu paylar bakımından davanın reddine karar verilmesinde, kalan paylar yönünden ise mirasbırakan tarafından yapılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.

Taraf vekillerinin diğer davalı ...'a temlik edilen pay yönünden temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda, önceki bozma kararında da belirtildiği üzere mirasbırakan tarafından davalı ...'a yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak sonuca gidilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.

Ne var ki; davalı ..., mirasbırakan ile davalı ... arasında düzenlenen 20.10.1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmayıp önceki bozma kararında da yalnızca davalı ... yönünden anılan sözleşme gözetilerek araştırma yapılması gereğine değinilerek karar bozulduğu halde bozma sonrası Mahkemece davalı ...'ın da kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafıymış gibi onun yönünden de bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporda belirlenen paylar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

Hâl böyle olunca; mirasbırakan tarafından davalı ...'a temlik edilen 123/316 payın tamamı yönünden davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin hükmün ferilerine ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.